Aşık Dertli, bir deyişinde abdallığı anlatır. Abdallık nedir? Bu soruya beş dörtlükten oluşan şiirinde cevap verir Aşık Dertli. Ben ilk dörtlüğünü sunuyorum. Diyor ki Dertli Baba: “Abdallığın binasını sorarsan Allah bir Muhammed Ali abdaldır Hakikat ilminin aslın sorarsan Cümle ululardan ulu abdaldır.” Abdal nedir? Sözlükler bu sözcüğün “bedel”den geldiğini yazıyor. Bedel kelimesinin çoğuludur abdal. Tasavvuf terimi olarak da dünya ilgilerinden kurtularak kendisini bütünüyle Allah yoluna adayan anlamına geliyor. Kalender, gezgin derviş, derviş... Bir de sıfat olarak kullanıldığında aklı kıt, idraki zayıf anlamına gelir. Burada sözcük “aptal”a dönüşür. Abdal, Anadolu’da göçebe bir halkın adıdır. Bu halktan olan kimseye de abdal derler. Bunların bir kesimi müzisyendir. Bu müzisyenler davul, zurna, bağlama, keman vb. çalgıları maharetle çalarlar. Abdal Halil Ağa da abdal aşiretinden böyle bir gönül adamıdır. Davulcudur. Düğünlerde, şenliklerde, şölenlerde davul çalar. Kendi oymağında da sözü dinlenen bir şahsiyettir. Abdal Halil Ağa Maraşlı’dır. Maraş derken 1919’ların Maraş’ından bahsediyoruz. Abdal Halil Ağa Maraş’ta sevilen, sayılan ve aranan bir davulcudur. O yıllar tüm Anadolu’nun üstünü bir kara bulut kaplamıştır. Anadolu işgal tehdidiyle karşı karşıyadır. Maraş da Fransızların işgaline uğrayacaktır. Fransız askerinin şehri işgal edeceği kesinleşir. Yerli işbirlikçi Ermeniler Fransızları karşılamak için hazırlık yaparlar. Ermeni eşrafından eski Maraş mebusu Agop Ağa, Abdal aşiretinin boybeyi ve en usta davulcusu Halil Ağa’ya haber salar. Halil Ağa gelince ona der ki: -Etba’nı (arkadaşlarını, tebaanı) topla gel. Büyük Fransız kumandanını ve ordusunu karşılamağa gideceğiz. Abdal Halil Ağa, Hırlakyan Agop’a olumsuz yanıt verir: -Olmaz, gelemem . Bu din bahsidir Agop Ağa... Bir çomak bile vuramam. Abdal Halil Ağa’nın Hırlakyan Agop’a diklenişi şehirde duyulur. O günün akşamı gecenin geç saatlerine kadar Hacı Ahmet Ağanın toprak damı üzerinde ateş yakılır. Alevlerin etrafında halaylar çekilir. Abdal Halil Ağa, davulu patlatırcasına vurur tokmağı. Davulun sesi bütün geceyi yankılandırır. Evin karşısındaki konağından olup bitenleri öfkeyle seyreder Hırlakyan Agop. Abdal Halil Ağa’nın bu soylu davranışı Maraş savunmasının ve kurtuluşunun ilk adımı olarak vasıflandırılır. K.Maraş Belediyesi, Binevler semtinde Abdal Halil Ağa adına bir park yaptırdı. Parkın kaldırım tarafındaki Abdal Halil Ağa Çeşmesi de parka ayrı bir güzellik katıyor. Çeşmenin yan tarafında şu ibare okunuyor: “Bu çeşme K.Maraş Belediyesi tarafından 12 Şubat 2012 tarihinde K.Maraş’ın Fransız işgalinden kurtuluşu münasebeti ile şehitlerimiz adına yaptırılmıştır.” Bu ibare "...şehitlerimiz ve gazilerimiz adına yaptırılmıştır." biçiminde sonlansa daha anlamlı olurdu bence. Park temiz ve düzenli. Oturma yerleri, spor alanı bakımlı. On İki Şubat Belediyesi de parkın adına yakışan bir amblem yaptırmış. Oldukça ilgi çekici. Yalnız bana sorarsanız parkın bir eksiği var: Abdal Halil Ağa’nın kim olduğuna dair çeşmenin bir tarafına bir plaket yazdırılıp asılabilirdi. Şimdi yazılamaz mı? Yazılır be canım. Olur. Hem de çok iyi olur. Parkın uygun bir yerine Abdal Halil Ağa'nın bir rölyefi, bir heykeli veya bir fotoğrafı konulsa... Biz söyleyelim de belki sesimize kulak veren bulunur. Bu eksikler giderilir. Bu bir vefa örneğidir. Bir kadirbilirliktir. Düşünüp tasarlayanlara ve bu parkın yapılmasında emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.