Şüphesiz ki, ülkeri güçlü kılan bir çok sebep vardır; bu sebepleri maddi ve manevi olmak üzere iki guruba indirgeyebiliriz.
Maddi sebepler çok geniştir ancak, bir ülkenin parasının uluslar arası piyasalardaki alım gücü o ülkeyi güçlü kılan göstergelerden birisidir diye yorumlanır. Manevi sebeplerin başında ise yetişmiş ve inanmış insan gücü bana göre ilk sırayı alır…
Toparlayacak olursak, bir ülkenin altını da, altın nesli de güçlü olması gerekiyor.
Altın deyince, dün altın stokları ile ilgili bir haber okudum, isterseniz o haberi önce sizinle paylaşıp, sonra da yorumumuzu tamamlayalım diyorum.
Haberin başlığı ayney şöyle: “Türkiye altında rekor kırdı! İçeriğinde ise Altın Madencileri Derneği (AMD) Başkanı Hasan Yücel, Türkiye'de 2018 yılında 27.1 olan altın üretiminin 2019 yılında, yüzde 40'lık artışla 38 tona çıktığını açıklamış, devamında ise 38 tonluk üretimle Cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldığını belirtmişler.
Daha da önemlisi, “Türkiye'de 6 bin 500 ton altın olduğunu söyleyerek, Türkiye'nin harekete geçmesini gerektiğini belirtmesi” Türkiye altında rekor kırdı! Eyvallah! Şimdi sıra altın neslin yetiştirilmesine geldi…
DETAYLARDA ÖNEMLİ
Yücel şöyle devam ediyor: "2019 yılında yaşanan tüm tartışma ve olumsuzluklara rağmen altın üretiminde bu sıçramanın yaşanması, ülkemiz ve ekonomimiz açısından sevindirici bir gelişmedir. Böylece 2013'deki 33.5 tonluk altın üretimi rekorunu egale ederek, altın üretiminde 2019 yılında Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Böylece üreticiler olarak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Fatih Dönmez'e verdiğimiz sözü yerine getirmiş olduk. Herhangi bir olumsuzluk yaşanmazsa, 2020 yılında da 45 tonun üzerinde bir üretimle yeni bir rekora ulaşacağımızı öngörüyoruz" dedi.
Türkiye'de ilk altın üretiminin 2001 yılında başladığını belirten Yücel, "2000 yılında ülkemizde sıfır altın üretilirken, 2001 yılında 1.4 tonla başlayan altın üretimimiz sürekli artarak, 2013 yılında 33.5 tona çıktı. Ancak 2013 yılından sonra özellikle izin süreçlerinde yaşanan sıkıntılar ve diğer etkenler nedeniyle üretim düşme eğilimine girdi.
Türkiye'de altın üretimi 2017 yılından itibaren yeniden yükseliş trendine girererek, 2018 yılında 27.5 tona çıktı. 2019 yılında ise 38 tonluk üretimle Cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldı. Bu rekor sektörün umutlarını artırdı" ifadelerini kullanıyor.
TÜRKİYE'DE 6 BİN 500 TON ALTIN VAR
Yücel, yapılan bilimsel çalışmaların sonucunda, Türkiye'nin altın potansiyelinin 6 bin 500 ton civarında olduğunun tespit edildiğini ve bunun şimdilik bin 100 tonunun rezerve dönüştürüldüğünü, 338 tonunun ise üretilerek ekonomiye kazandırıldığını kaydetti. Yücel, "Türkiye, geleneksel alışkanlıklarına da bağlı olarak, kişi başına altın satın alımında dünyanın ilk sıralarında yer alıyor. Yılda yaklaşık 140-160 ton altın ithalatından dolayı 7-8 milyar dolarlık cari açık veriyoruz. Oysa kendi potansiyelini harekete geçirerek Türkiye, önümüzdeki birkaç yılda altın ithalatından kaynaklanan bu cari açığın yüzde 60'ını rahatlıkla kapatabilir. Bunu gerçekleştirecek potansiyele, teknolojiye ve birikime sahibiz" diye konuşmuş. Umarız bu üretim artışını gerçekleştirir ve gücümüze güç katarız.
Bundan daha önemlisi ise Altın Neslin yetiştirilmesidir. Çünkü sizin ne kadar maddi gücünüz olursa olsun, eğer o gücü doğru kullanan yetişmiş insanınız olmaz ise, haylaz evlat örneğinde olduğu gibi, kaybedip gideriz. Bunun için bir yandan da insana yatırım yapılmalı.
Bakınız bütün uzmanların söylediği bir tespit vardır: “İnsan kalitesini ne kadar yükseltirseniz, ekonomide verimliliği o kadar artırırsınız” Çok doğrudur.
Demek ki bir yandan altın kaynaklarımızı ortaya çıkartırken, diğer yandan üretim artırılmalı, bunun içinde eğitim birinci öncelik haline getirilmedir, diyorum.
Peki kalın sağlıcakla.