Köroğlu (16. Yüzyıl):    

  • “Koçaklama”larıyla meşhurdur. Asıl adı Ruşenali’dir.
  • Yiğitlik ve savaş konularını coşkun bir dille ele almıştır.
  • Aşk ve doğa şiirleri de yazmıştır.
  • Bazı şiirlerinde Aleviliği de anlattığı görülür.
  • Bolu Beyi ile mücadeleleri anlatılır.   

Benden selam olsun Bolu Beyi' ne
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır.
Ok gıcırtısından kalkan sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir.

Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı.
Tüfek icat oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır.

Köroğlu düşer mi yine şanından,
Ayırır çoğunu er meydanından,
Kırat köpüğünden, düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır.
       

 

Kayıkçı Kul Mustafa (17. Yüzyıl):  

  • Yeniçeri askeri ve halk şairidir.
  • Şiirlerinde sade bir dil kullanmıştır.
  • IV. Murat’ın Bağdat kuşatması, Genç Osman’ın şehit edilişi gibi tarihi olayları işleyen şiirleri vardır: “Genç Osman Destanı

Genç Osman dediğin bir küçük uşak,
Beline bağlamış ibrişim kuşak,
Askerin içinde birinci uşak,
Allah Allah deyip geçer genç Osman...

Genç Osman dediğin bir küçük aslan,
Bağdat’ın içine girilmez yastan,
Her ana doğurmaz böyle bir aslan,
Allah Allah deyip geçer genç Osman...

Bağdat'ın kapısını Genç Osman açtı,
Düşmanın cümlesi önünden kaçtı,
Kelle koltuğunda üç gün savaştı,
Allah Allah deyip geçer Genç Osman...