Önceki gün bir dostumun bağına gittik. Çok güzel, çeşit çeşit meyveler, harika bir yeşillik, o güzelim kirazları toplarken, Rabbime şükür ederek, yani bu dünya istense cennet gibi olur diye kendi kendime söylenmişim. Ama insanoğlu, kendi eli ile dünyasın cehenneme çeviriyor! Hatırlayın daha yüz yıl oldu. Dünya Savaşları yapılalı, milyonlar can verdi bir damla petrol uğruna. Şimde yine aynı kafasızlar, bölgemizi kan gölüne çevirdiler. Afganistan ile başlayan bugün devam eden Suriye, Irak, Libya savaşlarını, dünyadaki “baharları” 30 yıl, 100 yıl savaşları gibi projelerle yakıp, kavuruyorlar. Bu çatışmaların sonrasında bir düzen tesis edilecekmiş. Ve bu düzen artık ulus devletlerin defterini dürecekmiş! Ulus devletler de nihayete ermeye başlayacakmış ya, bu açıdan sadece Ortadoğu değil, Avrupa, Amerika, Asya pek çok “klan devleti”ne hazır olsun. Ortadoğu’da yanan ateşin kat kat fazlası Balkanlar da kor halinde duruyor. 11 Eylül ABD’nin birliğini tesis etmesini sağlamıştı…” diyorlar Diyeceğim şu ki, dünya her yüz yılda bir karışıyor, değerler, demokratik yaklaşımlar, insan hakları v.s bu kavramlar rafa kaldırılıyor ve her millet kendi içinde yaşam mücadelesi içine giriyor. Bu yüzyılda sınırlar yeniden çizilecek, Allah alem kıyamete doğru da gidiyoruz. İnşallah bu süreçte, iyiler üstün gelir. Çünkü Bediüzzaman, Ahirzamanda, hakiki İsevilerle, Müslümanların bir araya gelerek kötülükle mücadele edeceğini yazar. Allah doğrusunu bilir…
ALMANYA NE YAPMAK İSTİYOR “Ortadoğu’daki gelişmeler de, Avrupa’daki krizin derinleşmesi de, Almanya’nın agresifleşmesi de... Almanya görünürde Avrupa’nın lideri gibi duruyor. Sağlam ekonomisi, öncülüğü ile etkili figür gibi ama aslında Almanya asabileşmeye de başlıyor. Almanların “güç istenci”nden anglo-saksonlar yeni bir dünya sistemi kuracaklar anlaşılan. Almanları büyütürken, tayfını genişletirken aynı zamanda yalnızlaştırıp agresifleştirecekler de... 1. ve 2. Dünya Savaşları’nda olduğu gibi “dizginlenemeyen Alman tini” atağa geçerse, yanına başkalarını bulabilir. Rusya ve Çin “yükselen güç” olarak klan devletler için önemli bahaneler. Burada bizim tavrımız önemli... Şimdi tamam güçlü bir ülkeyiz ama dünya sistemine karşı imkanlarımız kısıtlı. Sadece “potansiyelimiz” var. Ekonomik dinamiklerimiz kapitalist ilişkiler biçimine bağlı ve dünya sistemi tıkır tıkır işliyor. Sadece sistem yeniden dizayn olacak. Biz gelişmeler karşısında varlığımızı koruduğumuzda zaten kazançlı çıkacağız. Döngüsel tarih işliyor, yeniden tabletler dönemine girerken klan devletler, aşiret devletler türü yapılanmalara geçecek dünya. AB bitiyor defnini kimin yapacağına bakıyorlar, Almanya’nın agresifliği buna aday!
Avrupa’yı birileri gene kıyamete zorluyor,
bu kıyamet bizim de kıyametimiz olmasın. Westfalya sonrasının buhranlarını yaşıyoruz, en sıcağı bizim coğrafyada sürüyor.
Meseleyi sadece din-medeniyet olarak ele alırsak yanılırız, doğu-batı arasındaki paylaşım, sömürü, ekonomik zenginlik kavgası yenileniyor sadece... Neoliberal dönemde çevreye verilen haklar da geri alınacak gibi duruyor.
Biz potansiyelimizi koruduğumuz, kadim millet bağımızı, aklıselimi muhafaza ettiğimiz sürece yerimizi sağlamlaştırırız!(Ergün Diler/Takvim) Evet, bu anlatılan da bizim yazarımızın kaleminden alınmış. ŞİMDİ NE OLACAK? Doğrusunu Allah bilir! Ancak bildiğimiz, gördüğümüz bir şey daha var. Rabbim intikam sahiplerinin en büyüğü, bir damla kan, bir varil petrol diye yola çıkan zalimlerin hakkını verecektir. Evet kul bir hesap yapıyor, projeler yapıyor. Ancak bir elde onların planlarını bozuyor, 15 Temmuz’da olduğu gibi.
Yeni bir nizam peşinde olanlar, külli irade sahibini unutuyorlar. Şu günler dua günleri dostlar, bol bol gözyaşı dökelim ve Rabbimize dualer edelim. Birbirimizle kenetlenelim. Vatan bir tane. Hak gemisi yüzmeli. Görelim, Mevlam neyler, Neylerse güzel eyler. Ben bunu bilirim. Allah var, gam yok. Kalın sağlıcakla.