Soylu, bu durumun öğretmenler, idareciler ve öğrenci velileri tarafından sıkça dile getirildiğini ve yetkililerin bu konuda yeterli çaba göstermediğinden şikayet edildiğini ifade etti. 

Depremin üzerinden dokuz ay geçmesine rağmen, hala birçok okulun yıkıldığını ve eğitim-öğretim faaliyetlerinin farklı okullarda sürdürüldüğünü vurgulayan Soylu, fiziki şartlardaki olumsuzlukların farkında olduklarını ancak depremin artık bahane edilmemesi gerektiğini dile getirdi.

Soylu, çocukların depremin yıkıcı etkilerinden uzaklaştırılması, normalleşmelerinin sağlanması ve okullarda aile sıcaklığının oluşturulması gerektiğini belirtti. 

Ayrıca, okul çevrelerinde devam eden yıkımların çocukların sağlığını tehdit ettiğini ve bu durumun önemsenmesi gerektiğini vurguladı. Yetkililere seslenen Soylu, çocukların eğitiminin bahanelere dayanamayacak kadar önemli olduğunu ve çözüm odaklı yaklaşımların benimsenmesi gerektiğini ifade etti. 

Hürriyetçi Eğitim Sen Kahramanmaraş İl Başkanı Fatih Soylu, yetkililere çağrıda bulunarak, çocukların mağduriyetlerinin giderilmesi ve okulların sorunlarının çözülmesi için gerçekçi adımlar atılmasını talep etti.

Beyhan Budak, Kahramanmaraş'ta Kadına Yönelik Şiddete Dikkat Çekti Beyhan Budak, Kahramanmaraş'ta Kadına Yönelik Şiddete Dikkat Çekti

Başkan Soylu, yazılı açıklamasında, “İlimiz genelinde özellikle yıkımın fazla olduğu Dulkadiroğlu, Elbistan ve Türkoğlu ilçelerimiz de birçok  okulda elektrik ve ısınma sıkıntısı hala devam etmektedir. Birçok öğretmenimiz, idarecimiz ve öğrenci velimizden bizlere şikayetler gelmekte ve bu sorunların çözümüne yönelik yetkililerin ciddi bir çalışma yapmadıklarından dert yanmaktadırlar. Soruyoruz! Bu sorunların çözümü çok mu zor? Yoksa eğitimi ve çocuklarımızı mı önemsemiyorsunuz?  Depremin üzerinden dokuz ay gibi bir süre geçti, çok ağır ve yıkıcı sonuçları oldu, birçok okulumuz yıkıldı, farklı okullarda eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürmekteyiz, bazı okul binalarımızda iki veya üç okul müdürlüğü bulunmakta. Fiziki şartlardaki olumsuzlukların bizler de farkındayız ancak deprem artık bahane edilmemeli. Depremde en çok zararı çocuklarımız gördü ve psikolojik travmayı yine en çok onlar yaşadı, çocuklarımızın üzerindeki bu olumsuz psikolojiyi atlatmaları için elimizden geleni yapmamız ve okullarımızda aile sıcaklığını oluşturabilmek için şartlarımızı zorlayıp gerekirse tüm mesaimizi okullarımıza harcayıp okullarımızdaki elektrik ve ısınma sorunlarını halletmemiz gerekiyor. Çocuklarımızı artık depremin yıkıcı ve ürkütücü etkisinden uzaklaştırmamız, depremi unutturup normalleşmelerini sağlamamız gerekirken her gün depremi hatırlatmaktayız. Biliyoruz ki İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerimiz ve okul idarecilerimiz ellerinden gelen gayreti göstermekte ve bu durumu kendilerine dert edinmekteler. Biz bu işten sorumlu yetkili kurum ve kuruluşlara sormak ve empati kurmalarını istiyoruz: “Kendi çocuklarınızı elektriği ve ısınması olmayan bir okula göndermek ister misiniz? Ayrıca okullar çevresinde eğitim-öğretim faaliyetleri devam ederken yıkımlar sürmekte, bu yıkımlar büyük risk taşımakta ve şimdiden çocuklarımızda sağlık sorunları görülmeye başlamaktadır. Yıkımlar yapılırken neden öncelik okul çevrelerine verilmedi veya neden tatil zamanlarında yapılmadı bu yıkımlar? Yetkili kurum ve kuruluşlar yıkımlar olduğu için elektrik ve doğal gaz hatlarının kapatıldığını veya zarar gördüğünü ifade ederek bahaneler üretmekteler. Bu durumların yaşanacağını bildikleri halde çocuklarımızı bu şekilde mağdur etmeleri daha vahim bir durumdur.  Bir ülkenin geleceği olan çocukların eğitimi bahaneleri kaldıramayacak kadar önemli ve ötelenemeyecek kadar kıymetlidir. Bu çocuklar hepimizin çocukları ve depremi en şiddetli şekilde yaşamış ve hissetmiş çocuklardır.

Lütfen konunun hassasiyetine bir an önce varıp okullarımızı ve çocuklarımızı bu sorunlardan kurtaralım ve aile sıcaklığını okullarımızda hissetmelerini sağlayalım. Yetkili kurum ve kuruluşlarımızdan talebimiz: “Bina yıkımlarının yanında çocuklarımızı da yıktıklarının farkına varıp, ellerini vicdanlarına koyarak bu durumun hassasiyetinin farkına varmaları ve sorunlara gerçekçi çözümler üretmeleridir” ifadelerine yer verdi. 

Editör: YAŞAR TÜRKÖN