Batman eski ağırlık ölçülerinden olup, iki okkadan sekiz okkaya kadar yer yer değişir. Ekseriya altı okkadır. Yani bir ölçü birimidir, halen köylerimizde az da olsa kullanılmaktadır. Küçüklüğümüzde bizde kullandık, çoğunlukla taştan olurdu. Sokak satıcıları, üzüm, armut v.b satarken terazinin bir kefesine Batman taşını koyar, diğer kefesine ise tartılacak malı, tartar fiyatını söyler ve alım yapılırdı…
Neyse Batman taşı bir gün çakıl taşlarına karışmış ve basitleşmiş, diğer taşlardan pek ayırt edilemez olmuş, böyle olunca da özellikle bölgemizde bir şey değerini yitirdiğinde, “Batman, çakıla karışmış!” deyimi kullanılır olmuştu.
Şöyle geriye doğru bakıyordum, inanın Batman tam tabiri ile çakıla karışmış durumda, buna sadece biz düşünmüyoruz, bizim büyüklerimizde aynı şekilde düşündüğü için, önceki gün Yazar Abdurrahman Dilipak’da bu durumu anlatan harika bir yazı kaleme almış.
Önce kısaca onun değerlendirmesini alıp, sonra da biz yorumumuzla tamamlayalım inşallah!
ESKİ VE YENİ KARŞILAŞTIRMASI
Eskiden “Şahin görünümlü Serçe” üretiyorduk. Şimdi GENOM(Genom, bir organizmanın DNA molekülleri yani genetik yönergelerinin bütünüdür. Her genom, ait olduğu organizmayı yapılandırmak ve gelişmesini sağlamak için gereken bilgiye sahiptir) icad oldu ve artık hiçbir şey göründüğü gibi değil. Evde, çocuklarıyla, komşularıyla, gelinleriyle, damatlarıyla geçinemeyenler, onlara tahammül edemeyenler şimdi dünyaya özgürlük ve barış vaad ediyorlar. Çocuklarını yönetemeyenler memleket yönetmeye talip.
Laf ile veriyoruz aleme binlerce nizamat, gel gör ki, hanemizde binlerce teseyyüb!
Anlayacağınız hiçbir şey göründüğü gibi olmayabiliyor. Piyasa karpuz görünümlü kabakla dolu. Demokrasi görünümlü diktatörlükler değil mi idi, soğuk savaşın “Demokratik Halk Cumhuriyetleri”, eski Sovyetler.
Baksanıza, artık karşınızdaki kadın mı erkek mi, bir anda karar veremiyorsunuz, hatta birkaç kez cinsiyet değiştirenler bile var. Sırtlan gibi! Onlar birer “birey”, cinsiyeti diye de sormuyorsunuz. Onları “Gender” diye tanımlamak durumunda kalıyorsunuz. Cinsiyeti bile “Toplumsal” bir olgu olarak tanımlanıyor. Adına bakıyorsunuz Müslüman, Hristiyan, Yahudi, ailesi de öyle, ama hayatına bakıyorsunuz dinden eser yok… Devir banka yöneten sosyalist devri (A. Dilpak 24 Ağustos 2020)
Hakikaten böyle, bazı eski komünistler, şimdilerde tam bir kapitalist olmuş, her şeyin 5 yıldızı ile yaşıyorlar.
Sahi halkçılar, devrimcilere ne oldu?
Sonra İslamcı geçinenler, acaba Kur’an-i bir hayat yaşayabiliyorlar mı?
Neyse biraz daha konuyu açacak olsam, hepimiz incineceğiz değil mi?
Yani Mevlana ya olduğun gibi ol ya göründüğün gibi ol der ya, biz bunları aştık, galiba dünya tersine dönmeye başladı!
Bu cümlenin ne demek istediği ortada, sözlük de: “İnsanlar nasıl bir kişiliğe sahipse o şekilde gözükmelidir veya nasıl gözüküyorlarsa ona yakışır olmalıdırlar. Aksi takdirde iyi insanlar ise kıymetleri bilinmez, kötü kimseler ise haddinden fazla kıymet kazanırlar ve zarara uğratırlar.”
Tam da böyle oluyor değil mi?
Bakın yediğimiz karpuz mu, yoksa kabak mı?
Diğer sebzeler ve meyvelerde farklı değil, ya insanlar onlar sanki çok mu farklı?
Galiba tam olarak genetiğimizi değiştirdiler.
Saf olan ne kaldı ki?
Altın ve gümüş, onlarda her geçen gün erişilmez oldu, demek ki saf olanlar yüceliyor…
Demek ki şu günler de tam deyimiyle “Batman, çakıla karışmış!”
Peki kalın sağlıcakla.