“Ahirzamanda, ilmi elinde tutan, kuvveti de elinde tutar! Bediüzzaman 


Türkiye’de çok ileri düzeyde bilim araştırması yapmak isteyen insanlara verilen imkanlar yurt dışındaki kadar yeterli değil. Demek ki ABD, Avrupa, Japonya’daki bilimsel araştırma olanaklarına ve altyapısına, bilimsel özgürlüğe, finansal açıdan verilen destek düzeyine ulaşmamız lazım. Türkiye’de bunu yapabilen sayılı üniversitelerimiz var. Bu üniversite sayısını artırmamız gerekiyor. Dışarıda olan beyinlerin çoğunu geri getirmek için yapabileceğimiz çok şeyler var. 

Türkiye’de zaman zaman yurt dışında çalışan bilim insanlarının haberleri basında bazen yer alır. Zaten bilimle ilgili haberler genelde Türkiye’de fazla yayımlanmıyor. Bizim bilim haberciliğini iyice düşünmemiz lazım. Ödüller dışında da bilim adamlarını, bilim ve teknolojideki gelişmeleri yakından takip etmek gerekiyor.

Tabi ülkemiz beyin göçünü tersine döndürmeye de çalışıyor. Tersine beyin göçünü hızlandırmak için araştırmacılara 1 milyon TL’lik başlangıç ödeneği ve aylık 24 bin TL burs verileceğini duyduk sevindik, inşallah daha da artar…  

Bu arada dün yine ulusal medyada bir doktorumuz kanser ilacı buluşuda bu sevincimizi katladı.


KÜÇÜK ROBOTLARLAR YAPTI

Son dönemde Aziz Sancar,  Nobel Ödülü aldığında kendisini tanıdık. Onunla gururlandık, onurlandık. Geçtiğimiz hafta içerisinde de Prof. Dr. Metin Sitti’ye de Rahmi Koç Ödülü verilmese ile bu tip bilim insanına gözlerimizi çevirdik.

Bugün size Prof. Dr. Metin Sitti’nin küçük robotlarla tıbbi çalışmalarını paylaşmak istiyorum: “ Dünyanın gözde araştırma kurumlarından Max Planck Enstitüsü’nün ilk Türk direktörü. Geçen hafta Koç Üniversitesi Rahmi Koç Bilim Madalyası’nın da sahibi olan Sitti, geliştirdiği küçük robotları, tedavilerde ulaşılamayan bölgelerde kullanmayı hedefliyor. 

Kendisi Kırşehir’de doğmuş, Kayseri’de okumuş.  Şuu anda 16 yıldır da Carnegie Mellon Üniversitesi’nde profesör olarak çalışıyor. 

Kendisi ile yapılan bir röportajda yaptığı çalışmayı şöyle anlatıyor: “Bizim yaptığımız en önemli katkı, var olan ilaç verme ya da tıbbi cihaz teknolojilerinin ötesinde kablosuz, damara ya da başka yerlere enjeksiyonla verilebilen çok küçük robotlar tasarlamak. Tamamen içinizde bağımsız hareket edebilen, hem hastalıkları tanımanıza yardımcı olacak hem de hastalık tedavisinde ve cerrahi müdahalelerdekullanılabilecek, tamamen bilim kurguda düşünebileceğimiz robotlar. Size rahatsızlık vermeden, çok az acıyla insan vücudunda tedaviyi sağlayabilecek geleceğin tıbbi cihazları bunlar. Asıl amaç, insan vücudunda girilemeyen ya da girilmesi tehlikeli olan yerlere girebilmek. Beyinde ya da damarlarda şu an cerrahi müdahale olmadan ulaşamayıp yapamadığımız tedavileri yapmak istiyoruz. Mesela şu an elimizdeki en küçük cihazlar kateterler, değil mi? Çok ince bir kabloyla sizin damarlarınıza belli bir yere kadar ulaşabiliyorlar. Ama damarlarınız 1 milimetrenin altında küçüldüğü zaman, beyninizde ya da vasküler sistemde bir tıkanıklık ya da kanama varsa oraya cerrahi müdahaleden başka bir yolla ulaşılamıyor. 


KANSERLİ BÖLGEYE ULAŞIYOR

Bilim insanımız buluşu ile ilgili bilgileri şöyle sürdürüyor: “ Evet, kablolu teknolojiyle girebileceğiniz yerler çok var ama ulaşılamayan yerler de var. Mesela safra kesesi, beyin kanseri şu an çözümü az olan ya da olmayan kanserler. Çünkü kanser ilaçları bu organlara ulaşamıyor. O tür yerlere kablosuz olarak girip, ilaç verme yöntemini kullanarak tedavi etmek gibi bir amacımız var. 

Kemoterapide ilaç kana verildiği zaman, ilacın yüzde 5’i kanserli bölgeye ulaşıyor. Yüzde 95’i kanda karaciğerinize ve kalbinize, başka organlara ulaşıyor. Böyle olunca yan etkiler ortaya çıkıyor. Bazı kanser hastalarının kalp krizi geçirmeleri, karaciğer riski ortaya çıkması, saç dökülmesi gibi yan etkiler oluşması bundan. Bizim hedefimiz, ilacı küçük robotlarla kanserin olduğu yere doğru dozda vermek.

. Mesela dışarıdan manyetik alanla, akustik dalgalarla ya da bazen lazerle robotu dışardan hareket ettirip kontrol ediyoruz.” Diyor

Evet bizim bilgiye ve bilim insanlarına daha fazla destek olmamız ve beyin göçünü mutlaka önlememiz gerekiyor… Kalın sağlıcakla.