Madde bağımlılığı sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın sorunu. Mücadelede medyadan, ailelere, Belediyelerden, eğitim kuruluşlarına, kısacası herkese büyük görevler düşüyor. Bağımlılıkla mücadelede yıllarca kalemiyle ve yüreğiyle mücadele eden Gazeteci- Yazar Ramazan Kalkan üstadım bu hafta konuya değişik bir açıdan yaklaşmış. Yazısını olduğu gibi alıntıladım ve sizlerle paylaşma ihtiyacı hissettim. İşte o yazı: ‘ Sorumluluğumuz gereği yıllarca uyuşturucu ile mücadele için kamuoyunu ve yetkilileri bilgilendirmek ve uyarmak adına hayatımızı riske atarak yapmadığımız haber kalmamıştı. Hatta yakın geçmişte bizzat Antalya’nın başta Zeytinköy olarak bilinen bölgede tekmili kıyafetle sokak aralarında ve bahçe içlerinde günlerce tehlikeli şartlarda zaman harcadım. Onlarca bağımlı ile görüşüp uyuşturucunun veya kimyasal hapların 8-9 yaşlarında ki öğrencilere nasıl ulaşabildiğini irdeleyip bunu anlamaya çalışmıştım. Belki inanması zor ama bu kirli düzene her kesimden insanların bir şekilde dahil olduğuna da şahit olmuştum. En sonun da kanaatimce, birçok çeşidi olan maddenin küçük yaşta ki çocuklara ulaşma yollarının art niyetli okul servis şoförleri tarafından çocuklara ulaşabilme riskinin gözden kaçırıldığını tespit ettim. Bu tespitin ardından yazdığım yazılarla ve haberlerle emniyet yetkililerini ve valiliği okul servisleri yada toplu taşım araç şoförlerinin üzerinde denetimlerin sıklaştırması için bir kıvılcım yakmayı başarabildim. Yine bu gelişme üzerine Antalya Emniyet Müdürlüğü geçtiğimiz yıllarda yine Antalya Uygulama Oteli’nde okul servis şoförlerine ve sahiplerine bir seminer vererek servis yönetmeliğine uymalarını aksi takdirde cezai işlemlerin uygulanacağını bilgilendirdi. Yine, aynı dönemlerde Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü ’de harekete geçerek okul servisleri ile ilgili endişelerini ve olabilecek riskler konusunda sürücüleri dikkatli olma konusunda okul müdürleri aracılığı ile bilgilendirilip servis yönetmeliğine uymalarını istedi. Yine bu gelişmelerin hemen ardından Türkiye’de ilk defa Antalya Büyükşehir Belediyesi tarihi bir örnek karar alarak kentte ki tüm toplu taşıma yapan sürücüleri de dahil ederek uyuşturucu ve alkol bağımlılığı ile ilgili her altı ayda bir test yaptırma zorunluluğu kararı alması sevindirici bir gelişmeydi. Çünkü her kesim şunu anladı ki 8-9 yaşında ki bir çocuk okul ve ailenin dışında görüşebileceği tek yabancının servis şoförleri olmasını fark etti. Hemen burada bir detayı belirtmek de yarar var. Asla tüm sürücüleri zan altında bırakacak bir itham ve iddiada bulunmuyorum. Binde bir ihtimalle çıkabilecek art niyetli bir sürücünün bir tek çocuğun geleceğini yok etme riskini göz önünde bulundurmak bile bu alanı boş bırakmamak gerektiği konusunda uyarmak bizim asli görevimiz. Kaldı ki anne-baba şefkati ile çocuklarımızı taşıyan tüm sürücülerimize de minnettarız. Yıllardır yukarı da yaşadığım deneyimlerimi yani araştırmalarımı üç beş satırda anlatmak ve derinlemesine izah etmek asla mümkün değil. Zaten birçok çalışmayı dile getirmek bile toplum psikolojisi açısında risk oluşturması da ihtimal dahilindedir. Ama gelecek nesillerimizin sağlığı açısından da bu tehlikenin de arada hatırlatılması da büyük bir önem taşımaktadır. Düşünün ki 2007 yılında yaşı 18’in altında olan ve sadece bonzai kullanarak ölen çocuk sayısı 400… Dikkat edin bu 2007 rakamları… Şimdi bu konuyu dile getirmem deki bir diğer önemli neden ise şu; Tüm Türkiye’ye örnek olabilecek ve takdire şayan sayılan Büyükşehir Belediye Meclisinin Antalya’da ki tüm sürücülerle ilgili aldığı kararla her altı ayda bir yapılma zorunluluğu olan testler karar gereği yaptırılmaya devam ediyor mu? Antalya’mızı çağdaş bir Avrupa ülkesi haline getiren Başkan Menderes Türel’in bu konuda ki hassasiyeti tekrar gösterip bu alanda konuyu tekrar gündeme alacağına yürekten inanıyorum. Yine Antalya Emniyet Müdürlüğü’nün özellikle üniversite ve lise yakınlarında ki nargile hizmeti veren kafelerde denetimlerin yapılması konusunda da hassasiyet göstereceğine inanıyorum. ‘