Türkiye, başta terör olmak üzere birçok defa zorluklarla karşı karşıya kaldı. Sonuç olarak hepsinin üstesinden geldi. Üstesinden gelirken de hem manevi hem de maddi kayıplar verdi.
2020 yılının başından bu yana da, zor bir yıl olacağını yaşayarak görüyoruz. Terör örgütü ile mücadelemizi bir tarafa bırakırsak, doğuda deprem, sel felaketi, ülkemizi terörden korumak adına İdlib’te verdiği savaş ve koronavirüs belasıyla mücadele ediyoruz.
Bu virüs sadece bizim başımıza gelen bir belada değil. Dünya felaketi gibi bir şey… Ama sağlığa yapılan yatırımlar işte bu zor günlerde kendisini göstermeye başladı. Şimdi bilim insanlarımızda aşı ve ilaç bulmak için yoğun çaba sarf ettiklerini, sosyal medyadan takip ediyoruz. Ülke olarak bu kez gerçeği göz önüne alarak laboratuvar çalışmalarına hız verildi... İki bilim insanımız virüs belasından kurtulmak için buluş yaptıklarını açıkladılar.
Bunlar sevindirici haberlerdir…
Krizden fırsat umanlar için karamsar sayılabilecek bu özete rağmen, bütün dünyayı eve kapatan, çaresiz bırakan ve şoka uğratan virüs salgınının değişim gücünü küçümsemek mümkün değil.
İddialar içerisinde ulusal planda, gerçekten hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı dile getirilmekte... Gündelik hayatta ve iş şeklimizde yeni alışkanlıklar edineceğiz. Mesela bu büyük felaket sonrasında kartların yeniden karılacağı, yeni fırsat alanları ortaya çıkacağı ve en nihayet dünya sıralamasının değişeceği varsayımında düğümleniyor.
Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’da bu fırsata talip olanların başında gelmekte… Bu sıkıntılı günlerden sonra daha büyük ve daha güçlü bir ekonomi hedefini dile getiriyor. Ülkemizi dünya ligindeki sıralamasının yukarılara taşıması, ekonomiye büyütme hedefini anlatıyor. Bunun başında, daha fazla üretim ve daha fazla ihracat yapıla yapacağını özetliyor...
Bu hafta sonu, 30 Büyükşehir ve Zonguldak ilini kapsayan ikinci sokağa çıkma yasağı getirileceğini bu kez Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı.
İnsanlarımızın hafta sonlarını eskisi gibi dışarlarda geçirmesi ve ‘evde kalın sağlıklı kalın’ söylemlerini hiçe sayması sonucu, halkın sağlığı için bu alınan kararlar elbette hepimizin yararınadır.
Bu sıkıntılı günleri bizim yaşadığımız gibi tüm dünya ülkeleri de yaşıyor. Bu kez bu salgın geri kalmış ülkeleri değil, en gelişmiş ülkelerden başladı.
Gelişmiş ülkeler bilim, teknoloji ve üretim kapasitesi açısından çok öndeler. Ama sağlık açısından sorun yaşamaktalar. Çünkü sağlığa yapılan yatırımlar oldukça maliyeti yüksek yatırımlardır.
Koronavirüsünün hayatımızı dört duvar arasında izole ettiği şu günlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz ve en önemli konuda güçlü bir dayanışma ruhu ve kimseyi ötekileştirmeyen bir sorumluluk örneği sunmaktır. Normal zamanlarda gerek toplumsal hayatta, gerekse siyasetçiler arasında sert rüzgarların esmesi makul karşılanabilir. Ancak olağanüstü bir durumla karşı karşıya kaldığımızda bir gerçeğini de unutmayalım…
Oysa biliyoruz ki; dinin imandan sonra gerçekleştirmek istediği en önemli hedefi, ahlaki değerleri kuşanmış bireyler yetiştirmektir. Erdemli toplumlar faydacılığı, siyasal ve dünyasal rantı değil, değerleri önceleyen, ilkeler bütününe sahip olan toplumlardır.
Yerele döndüğümüzde, bu korona salgını birçok ile göre daha az görüldü. Ölüm oranı ve vaka sayısı ilimizde daha sınırlı sayıda kaldı. Buda insanlarımızın bu salgına karşı daha duyarlı olduğunu göstermektedir. Yasalara uyması, eskiden günümüze kadar gelen kendi örf ve adetlerinin kaybolmadığının bir göstergesidir. Bu da güvenlik güçlerinin işlerini kolaylaştırıyor.