Merhaba değerli dostlar.
Günlerin sultanı ile ayların sultanını bir araya getiren rabbime şükürler olsun. Ramazan feyzi ve bereketi ile cümle ümmeti Müslüman’a hayırlı olsun.
Umalım ki bu zor ve sıkıntılı günlerimizde Ramazan vesilesiyle içimiz bir nebze huzur dolsun.
Değerli dostlar; Ramazan öncelikle Kur’an ayıdır. Çünkü Kur’an bu ayda inmeye başlamış, oruç ise bilahare farz kılınmıştır.
Geçmişten bu güne Müslümanlar Ramazan ayını idrak ederken orucu ve beraberinde açlığı , susuzluğu, iftarı ve sahuru öncelikli olarak yaşamaya çalışmış, işin Kur’an boyutunu ise genellikle mukabele ile hallettiklerini sanmışlar.
Durum böyle olunca on bir ay boyunca aldım sattım, güldüm eğlendim ile geçirilen ömür merhalesi bir fırsat olarak önümüze yılda bir defa gelen Kur’an ayının yeterli değeri görmeden, iftarda şunu yiyelim, sahurda şunu telaşıyla güme gitmekte.
Halbuki bu ay Kur’an ayı olmasının yanında bir yıl boyunca fütursuzca doldurduğumuz midemize bir nebze olsun tıpkı memurların yılda bir ay izin hakkı gibi izin vermemiz gereken bir aydır. Nasıl ki devlet memuruna yılda bir ay izin verip, dinlensin, kalan on bir ayda tam randımanlı olarak çalışsın diye düzenleme yapmışsa, rabbimde on bir ay boyunca yüklendiğimiz midemize bir ay izin vererek bizlerin önümüzdeki on bir ayda bedenen ve ruhen sağlıklı olmamızı istediğinden orucu daha önceki ümmetlere farz kıldığı gibi bize de farz kılarak bizleri ne kadar düşündüğünü bir kere daha göstermiştir.
Bu nedenle bu ay yeme ayı değil, yememe ayıdır. İftar ve sahurlarımızda ifrata kaçmadan elbet yiyip içeceğiz,
Gelin bu defa bu ayı Kur’an ayı olarak değerlendirelim. Açlığı susuzluğu, yemeyi içmeyi düşünmeden Kur’an’a odaklanalım.
Peki bunu nasıl başaracağız. Elbette mukabele yapanlar yine yapsınlar. Lakin mukabele yapınca Kur’anı anlama kısmında sıkıntı yaşanıyorsa , yani hiç olmazsa bir ay boyunca günde bir cüz meal okuyamıyorsak, bu defalık mukabele değil bu yılı da meal okuyarak değerlendirelim.
Gelelim işin başka bir boyutuna. Elbette Kur’anı anlamak sadece bir meal okumakla olmaz. Bizim Kur’anı anlamak için öncelikle Peygamber efendimizi(s.a.v) tanımamız ve anlamamız gerekiyor.
Bu sebepten bu yıl ramazanı Kur’an meali ve peygamberimizin hayatını anlatan Siyer okuyarak geçirmeliyiz ki bu ayın öncelikli olarak Kur’an ayı olduğunu idrak etmiş olalım.
Birçoğumuza bu dediğim zor gelebilir. Sizlere önerim: her ramazanda yaklaşık bir buçuk saatimizi teravihe ayırıyoruz. Bu yıl sünnet olan bu ibadet yerine Müslümanlar için farz olan Kur’anı anlamak ve peygamberini tanımak fiilini önemle tavsiye ediyorum. Elbette ben evimde yalnız ya da ailemle birlikte teravih de kılarım, bu dediklerini de yaparım diyene bir diyeceğim yoktur , ancak maşallah, sübhanallah deriz.
Yukarıda zikrettik, bu ay yeme değil, yememe ayıdır diye. Bu ay aynı zamanda yedirme ayıdır. Yemekten ziyade yedirmeyi öncelersek işte o zaman bu ayın kadrini ve kıymetini bilenlerden oluruz.
Son olarak, halen yaşıyorsa anne ve babanızla bu ayı beraber geçirmeye çalışın.Çeşitli bahanelere sığınarak onlardan uzak kalırsanız bakınız ne oluyor.
Bir Cuma günü Resulullah(s.a.v) hutbeye çıkarken her basamakta amin dedi.Namaz sonrası sorulduğunda sebebini şöyle açıkladı: Cebrail bana şöyle dedi”Annesine, babasına veya sadece onlardan birine ulaşmış bir evlat, (onlara güzel hizmet edip, onların hayır duasını alıp) cenneti kazanamadıysa, ona yazıklar olsun/burnu yerde sürtünsün!' dedi, ben de amin dedim.” Bu cevap ilk amin içindi, konumuzla ilgili olmadığından devamını yazmadım.
Sağlık ve afiyetle geçirmeniz dileğiyle Ramazanınız mübarek olsun