Surre Alayları
Osmanlı'nın, mukaddes beldelere verdiği büyük kıymetin ifadesi olarak Yıldırım Bayezid döneminden itibaren her yıl Mekke ve Medine'ye Surre Alayları tertip ettiğini...
Bu Surre Alayları ile birçok hediyeler ve mukaddes belde fukarasına dağıtılmak üzere binlerce altın gönderilerek Allah'ın rızasının kazanılmasının gaye edinildiğini...
Ayrıca en önemlisi de, bu Surre-i Hümayun'da, padişahın yaptırıp gönderdiği Kabe örtüsünün bulunup bu örtünün merasimle yerine takılarak, eskisinin geri getirilip paylaşıldığını. . .
Osmanlı'nın, bin bir güçlük ve darlık içinde bulunduğu dönemlerde dahi bu ananeyi terk etmediğini... Biliyor muydunuz?
Cihad Tuğlası
Yavuz Sultan Selim'in babası Sultan II. Bayezid'in, İla-yı kelimetullah için çıktığı seferlerde üstüne bulaşan tozları silkip, biriktirerek bunlardan bir tuğla döktürdüğünü ve böylece Allah'ın "cihat" emrine uyduğunun işareti olarak bu tuğlayı yanından ayırmadığını.
Sanata Ve Sanatkara Verilen Değer
Osmanlı padişahlarının ilim ve sanata büyük kıymet vererek bu uğurda gayret gösterenleri maddi manevi desteklediklerini. . .
Veli" lakaplı Sultan II. Bayezid'in, büyük hat sanatkârı Şeyh Hamdullah'ın sanatına olan hürmetinden ve sevgisinden dolayı, hat üstadının yazı meşk ederken (yazıda el alıştırırken) hokkasını tutup, rahat etsin diye sırtını yastıkla beslediğini...
Amasyalı hattat Şeyh Hamdullah, Hüsn-ü hat(güzel yazı) yazarken,Sultan Beyazıt onun okkasını tutmaktan zevk alıyor. Şeyh Hamdullah’a soruyorlar, “”Bu yazma işinde kârın nedir diye? O da koca padişah’a okka tutturuyorum ya” diyor.
Ne Sen Baki Ne Ben Baki
Kanuni Sultan Süleyman'ın, bir meseleden dolayı dönemin şairi Baki'yi,
``Baki bed - Nef-i ebed, Bursa ya red" diyerek Bursa'ya sürgüne gönderdiğini ve Baki'nin de buna karşılık:
"Öldünse ey Baki, Değildir cihan mülkü Süleyman'a baki. Buna çarkı felek derler, Ne sen baki, ne ben baki" diyerek şairane bir şekilde cevap verdiğini.
Süleyman
İleride Avrupalı kralların üzengi öpmek için sıraya geçecekleri büyük bir devlet adamı olacak olan Kanuni'nin doğum haberi Yavuz Sultan Selim'e ulaştırıldığında, huşu içinde Kur'an okumakta olan baba Yavuz'un okumakta olduğu Kur'an-ı Kerim'den başını kaldırarak: Adını Süleyman koydum " deyip Kur'an okumaya devam ettiğini...
Ve o anda okuduğu ayetin mealinin de (Neml Suresi 30. ayet) O muhakkak ki Süleyman'dandır ve O (mektubun ilk satırı) Bismillahirrahmanirrahim,dir" olduğunu.
İlmin Değeri
Son devrin kıymetli âlimlerinden Hüsrev Efendi'nin, ders okuturken üzerinde hasıl olan durgunluğun sebebini soran öğrencilerine:
Buraya geleceğim sırada yatağında dehşetler içinde yatmakta olan kızım vefat etti. Onun cenazesi, defin işi vardı ortada. Dersinizi ihmal ederim diye Allah’tan korktum. Bu durumda yine geldim. Onun için üzerimde durgunluk var, hemen gidip onun defni ile meşgul olacağım.
Kusura bakmayın o yüzden biraz cansız konuştum" diyerek ilim öğretmenin ehemmiyetini nefsinde yaşayarak gösterdiğini… Biliyor muydunuz.?