18 Mart Çanakkale Zaferinin yıldönümü ve şehitler haftası olması sebebiyle Şehitlik ve gaziliğin öneminden, Ecdadımızın Çanakkale’de göstermiş olduğu üstün başarıdan söz edeceğim
Çanakkale tıpkı, Bedir, Uhud ve Hendek gibi, Malazgirt gibi, Kurtuluş Savaşımız gibi bir ruhun eseridir. Çanakkale ecdadımızın birlik ve beraberlik içerisinde neler yapabileceğinin en büyük göstergesidir.
Çanakkale de, “Ölürsem şehit, kalırsam Gazi” Bu söz Müslüman Milletimiz ile ne kadar özdeşleşmiştir Üstad Merhum Mehmet Akif Ersoy Çanakkale Şehitlerine atfettiği şiirinde ne güzel ifade etmektedir.
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid’i...
Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın.
Tarihe gömülmeyen aslanların, bir varoluş-yok oluş mücadelesidir
Birlik ve beraberliğimize, devletimizin bölünmez bütünlüğüne, kültürümüzün yozlaştırılmak istenmesine, bizi biz yapan asıl değerlerden vazgeçilmesi için çaba gösterilmesine biz Çanakkale Ruhu ile karşılık vermişiz. Şairin dediği gibi;
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.
Allah rızası doğrultusunda kişinin canını feda etmesine şehitlik denir. Şehit ise, Allah yolunda canını veren kimsedir. Şehit olan kişiye bu adın verilmesinin sebebi, cennete gireceğine şahitlik edilmesinden, şahadet anında bir takım rahmet meleklerin yanında bulunmasından, Cenâb-ı Allah'ın mânevî huzurunda rızıklandırılacak olmasından dolayıdır.
- Kur’an ve Sünnete övülmüş bir mertebedir. Kur’an-ı Kerimde Yüce Rabbimiz şehitliğin önemini bizlere şöyle bildirmektedir.
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rableri katında Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.[1]
Sevgili Peygamberimiz birçok hadislerinde şehitliğin önemine vurgu yapmış, şehit olanların cennete olduklarının müjdesini bizlere bildirmektedir. Bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. Şehitlerin cennetteki durumlarını şöyle tasvir etmiştir.
"Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa bile dünyaya geri dönmeyi arzu etmez. Sadece şehit, gördüğü aşırı itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve on defa şehit olmayı ister. [2]
Akif bu hususu ne güzel dile getirmiştir.
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
Siper et gövdeni, dursun bu hâyasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı.
Hz. Peygamber Efendimiz gece uykusunu terk ederek nöbet bekleyenleri şu şekilde müjdelemektedir.
"İki göze cehennem ateşi dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz ve Allah yolunda nöbet bekleyerek geceleyen göz." [3]
Vatan, Din millet uğruna öldürülenler İslam Dininde şehit sayıldığı gibi malı, canı ve ailesi uğrunda öldürülenlerde şehit kabul edilmişlerdir. Hz. Peygamber (s.a.s.) bir hadislerinde bu hususu şöyle ifade etmektedir.
"Malı uğrunda öldürülen şehittir; kanı uğrunda öldürülen şehittir; dini uğrunda öldürülen şehittir; ailesi uğrunda öldürülen şehittir." [4]
"Allah yolunda yaralanan bir kimse, kıyamet gününde yarasından kan akarak Allah'ın huzuruna gelir. Renk, kan rengi, koku ise misk kokusudur."[5]
Allah yolunda yaralanıp gazi olmak ise yine şehitlik gibi yüce mertebelerden biridir.
Yüce Milletimiz milli ve manevi değerlerimiz uğruna evlatlarını kınalayarak askere uğurlamış, Anneler kınalı kuzularını vatan toprağını koruma uğruna cepheye göndermişlerdir. Ölümü şehitlik olarak bilmiş geride kalmayı gazilik olarak şeref saymıştır. Nitekim Çanakkale savaşında Ülkemizi ele geçirmek üzere gelen düşman kuvvetleri kahraman ecdadımızın savunması karşısında bozguna uğramışlardır.
Çanakkale Savaşı Milletimizin var olup-olmama savaşıdır. Bu savaş bütün dünyaya “Çanakkale Geçilmez” dedirterek zaferle sonuçlanmıştır. Dün Ecdadımız kendisine düşen vazifeyi yüz binlerce şehit vererek yerine getirmiştir. Vatanı sevmek, düşmanlara onu terk etmemek, kendisine gelecek her türlü zarara karşı gerekli tedbirleri almak ve gerektiği zaman onun için canını vermek kutsal bir vazifedir. Türkiye’miz bizim için en vazgeçilmezlerdendir. Atalarımız bu topraklar için kendilerine düşen bütün vazifeleri layıkıyla yerine getirmişler, bu topraklara namahrem elini değdirmektense ölmeyi şeref sayarak şehitliğe sevinçle uçmuşlardır. Bugün, vatanımızı muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak için bize düşen vazifeleri en güzel şekilde yerine getirmeliyiz. Ayrıca vatan sevgisi imandan geldiğin bilmeliyiz..
Bu vesile ile Bu Cennet Vatanımız için canını vermiş aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimiz rahmetle ve minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.