Sıcak yaz günlerinde serinlemek için Pınarbaşı’na doğrugittiğinizde,Muhsin Yazıcıoğlu Parkı’na doğru ilerler iken, çevre yolu kavşağını hemen geçtiğinizde; eğer araçla gidiyorsanız, penceresi de açıksa;tam o bölgede yüzünüzü birden serin bir hava okşayıverir.İşte o zaman anlarsınız ki Pınarbaşı’na gelmişsiniz.
Pınarbaşı’nın eski görkemli doğal hali şimdi yok. Ancak,Pınarbaşı’nın en serin bu bölgesine, kavak ağaçlarının, selvi söğütlerin, ceviz ağaçlarının koyu gölgeleri altına, temiz suların aktığı bir derei vadisinde, Dulkadiroğlu Belediyemizce“Cevizli Bahçe” diye isimlendirilmiş öyle güzel bir bahçe tanzim etmiş ki…
On dönümü aşkın geniş bir alanda, öncelikle kendi imkanlarıyla tanzim ederek burayı Kahramanmaraşlıların hizmetine sunan, başta Dulkadiroğlu Belediye başkanı Necati OkayBeyefendi şahsında, buraya emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum.
Vadinin doğal halini hiç bozmamaya gayret edilmiş.Ahşap köprü ve doğal taşlarla süslenmiş, ceviz ağaçlarının gölgesinde, gelen misafirlerin, ailelerin, nezih, serin bir ortamda,sıcak çaylarını yudumlamaları, kafalarını dinlemeleri, büyük bir zevk olsa gerekir.
Cevizli Bahçe’yi Dulkadiroğlu Belediyemiz kendi imkanlarıylabu hale getirmiş. İşletmesini de hizmet amaçlı kurulanMüdürlüğünü Cafer Tefe’nin yaptığı Akkent işletmesi tarafından yapılıyor. Şimdilik soğuk, sıcak içecekler gayet uygun fiyatlarla misafirlere sunuluyor. İleride inşallah Maraş Yöresel yemeklerinin de sunulduğu güzel bir restoran olup, daha da zenginleşeceğini umuyoruz.
Bilindiği üzere çocukluğumuzun Pınarbaşı’sı, bir tarafı Deliklitaş, Hayadarlı, bir tarafı Kavaklık, hatta Gavur Hamamı’ndan itibaren başlar; Kırkgöz, Bahar Pınarı, Osman Dede’ye kadar uzayıp gider. İçinde asırlık meyve ağaçlarının bulunduğu, dut ağaçlarının, çınarların, söğütlerin olduğu, ağaçlardan gün görünmeyen derelerinde berrak kaynak sularının süzülerek aktığı yemyeşil bir alandı.
Cevizli Bahçe, birkaç gün önce hizmete açıldı. Ziyaret için gittiğimde umduğumun üzerinde güzelliklerle karşılaşmam beni çok memnun etti. Orada sakin bir masaya oturdum, bir taraftan çayımı yudumlarken bir taraftan da çocukluğumun geçtiği eski Pınarbaşı’nı düşündüm.
Cevizli Bahçe’nin olduğu yer, eski bahçecilerinden Haşim Ali’nin bahçesiydi. Çocukla çocuk, büyükle büyük, her zaman neşeli, çocukların hiçbir zaman korkmadığı, çekinmediği bir bahçeciydi. Kendince köşe bucak toprakla uğraşır dururdu. Ekseriyetle bahar mevsiminde Marul ekerdi. Çoğu zaman, mahalleli çocuklarla buralara gelir, Haşim Ali’den aldığımız taze marulları şişlere dizip, “yağlı dürülü, bahçesi sürülü” diye sattığımız günler gözümün önüne geldi. Dut mevsiminde, özel silindirik dut küleklerine konulan dutları değneklere çift sıra dizipsattığımız günleri hatırladım. Pınarbaşı’nın bahçelerinde, GÖL dediğimiz su havuzlarda okuldan kaçıp yüzmeye geldiğimiz günleri sanki yeniden yaşıyor gibi oldum.
Eskiden deniz pek bilinmezdi. Şimdiki gibi belediyelerimizin yaptığıher mahallede modern yüzme havuzları da yoktu. Kahramanmaraşlı gençlerin çoğu yüzmeyi buralardaki iptidai yüzme havuzlarında öğrendi. Çok ta iyi oldu.
Bu havuzların en büyüğü Hocanın Gölü idi.Pınarbaşı’na girişte ikinci göl. Boyu diğerlerine göre daha uzundu. Eğer bir gencin yüzmede ustalaştığı şu ifadesinden“ Ede ben, Hocanın Gölü’nün boyunu, karabataktan gidiyorum” demesinden anlaşılırdı.
Daha eskiden, On kuruşluk, beş kuruşluk,yirmibeş kuruşlukisimli havuzlar varken; sonraları,Hocanın Gölü, Nenenin Gölü, Remzinin Gölü, Birinci Göl, Söğütlü Göl, gibi isimlerle anılır oldu. Söğütlü Göl dedim de, diğerlerine göre suyu çok soğukolurdu. Havuzdan çıkanlar tir tir titrerlerdi,
İşte Dulkadiroğlu Belediyemizin yaptığı Cevizli Bahçe, tam buSöğütlü Göl’ün yanı başında. Pınarbaşı’nın en serin yerinde. Temiz su deresinin vadisinde, ceviz ağaçlarının gölgesinde…
Eğer buraya gelip hâlâ sıcak bir çay içmemişseniz, büyük bir zevkten, nostaljiden mahrum kalmış sayılırsınız. Bu vesileyle emeği geçenlere tekrar teşekkür ediyor, şehrimize hayırlı uğurlu olsun diyoruz.
Selam ve sevgilerle.