Yıllar geçse de üzerinden atamayacağımız öğretilerle büyüdük. Çocuklarımız , yeğenlerimiz ve aile üyelerimiz atalarından kalan özellikleri benimsediler. Yemek pişirmeyi , bir mesleği yapmayı, zanaatkarlığı, toplum içinde nasıl davranılması gerektiğini , dini ve manevi değerleri ve daha nice şeyleri büyüklerimizden öğrendik. Dalgalar misali yığınla bilgiler tüm toplumun fertlerini kuşattı. Birçoğumuz farkında olmadan bu öğretilerle çocuklarını büyüttü. Atasözlerimiz ve deyimlerimiz bizi biz yapan kültürümüzü öğretmeye yeter belki de ...
Bir çağ kapandı başka bir çağ başladı. Yüzyıllar boyu böyle oldu. Yeni yüzyılın açılmasında hiçbir şey değişmedi. 21.yy ‘da değişen neler var? Bilinçli olan ve ailemdeki olumsuz şeylerle büyümek istemiyorum diyen kendini farkında olan birçok insan dalgakıran misali bu dirençli yapıları kırdılar. Rüzgarın ve dalgaların ne yöne giderse oraya giden insanlar simdi bilinçli farkındalık ile dalganın yönünü kendi isteklerine göre ayarlamayı başarıyorlar.
Bu gerçekten anlamlı bir şeydir. Örneğin; kadın ne kadar kendini geliştiren olursa olsun evlenince mutlaka erkeğin ailesine uymak zorunda ve bir erkeğin katı kurallarının içinde hareket etmek zorunda kalıyor. Bu anlayış değişmedi. Farkında olmadan erkekler , kadınlar üzerinde tahakküm kurmaya çalışıyor gibi...
“Kadın saftır. Kandırılmaya müsaittir.” Bu cümleler için kaç dalgakıran olmak gerekir bilmiyorum. Zeki kadınlardan korkan erkekler ve bir türlü sabit fikirlerinden vazgeçmeyenler daha ne kadar insanları mutsuz edecek bilmiyorum.
Erkekliğin samimiyette olduğunu kavramayan toplumlar ne zaman insan olmayı öğrenecek bunu da bilmiyorum. Kadının saf olmasını istemeyen ama kendileri saf olan erkekler bu ikilemden nasıl kurtulacak?
Yetersiz bir nesil yetiştirmemek adına kadının da erkeğinde önce insan olduğunu benimsemek ve çocuklarımızı belirli kalıplara koyulmadan büyütebilmek bu sert dalgaları kırmamızda yardımcı olacaktır.
Daha kaç büyümemiş ergen erkeklerin annesinin tahakkümü altında kalıp kadınlara karşı güçlü görünen sahte kimlikliklerine tahammül edeceğiz?
Kendisiyle barışık fertler yetiştirmek demek öncelikle onlara seçim hakları olduğunu söylemek ve ona göre büyütmek olacaktır. Kukla gibi annesi ne derse onu yapan ve başkasının ilerlemesini engelleyen ve ilişkilerin bozulduğu şu zamanda daha kaç can yanacak bilmiyorum.
Geçiyor her dönem ama yeni fikir ile bu dönemi yaşamak ve kapatmak ne kadar anlamlıdır değil mi? Bilinçli karar veren yetişkinler , büyümüş ve olgun insanlarla ilişki yaşamak ne kadar kıymetlidir kim bilir.
Dalgalarla boğuşmak yerine onları kıran olabiliriz. Zira hayat geçiyor. Bir iz bırakmak hedefimiz olsa; öğrenilmiş putlarımızı kırmak olsun derdim.