Öncelikle üç aylarımız mübarek olsun, hayırlara vesile olur inşallah! Bir yazıyı kaleme alırken, hesapsız sadece Allah rızası için yazmaya gayret ettiğimi, doğruya doğru, eğriye eğri demeye çalışarak, araştırarak, kimseyi ön yargılarımla farklı bir yöne kanalize etmemeye çalışarak yazmaya çalıştığımı belirtmek isterim, biline.
Son günlerde önemli hadiseler yaşıyoruz, özellikle ekonomide dünya genelinde ciddi değişimler gözleniyor. Ülkemizin ise ekonomik sıkıntıları var, aşılmaya çalışılıyor. Keza altın son üç ay içinde yüzde 25 değer kaybetti. Bu kısa süreli çıkış ve inişler küçük yatırımcıyı sarstı. Pandemi döneminde faizler artırıldı, sektörlerin kiminin işi iyi, kimileri çok sorunlar yaşıyor. İşsizlik ise en büyük problemlerden birisi olarak duruyor. Özetle ekonomi daraldı, dış borçlar arttı, istatistik göstergeleri bu söylediklerimizi destekliyor, birçok vatandaş elektrik ve doğal gaz faturalarını yatıramamış. Peki nereye koşuyoruz, insanlık bu sıkıntıları ne zaman atlatır? El cevap: Yarının sahibi Allah(cc) ben bilemem ama dua edelim de şu virüs imtihanından bir an önce kurtulalım…
Deniyor ki, Dünya Dijital Çağı giriyor, eski para sistemi çöküyor, tek dijital paraya doğru gidiyoruz. İyi de bu yeni sistemin sahipleri kim, muhatap kimler, yeni sanal para sistemi kimin kontrolünde olacak?
Yani deniyor ki, bir yanda ulusal devletler, diğer yanda küreselciler var. Bu küresel imparatorluğu savunanların Blockhain tabanlı bir para sistemi kuruyor. Peki de bu sistem ne? Biraz araştırdım, işte bulduklarım.
KRİPTO PARALAR
Konuya girmeden önce deriz ki, değişimden yanayız ancak bu değişim insanlığın lehine ise kabul görür. Yoksa direnç ile karşılaşırsınız!
İddia şu: Küresel sistemi kuranlar, tek dijital para ile insanlığın kontrolünü ele geçirecekler. Peki böyle mi olacak? Biraz gerilerden gelerek konuyu değerlendirelim:
“Geçmişten günümüze insanoğlu, ekonomik ve sosyal faaliyetlerini en hızlı ve en kolay şekilde yerine getirmek için teknolojik gelişmelerden yoğun şekilde istifade etmiştir. Teknolojik gelişmeler, ilgili faaliyetlerin daha ekonomik, verimli ve etkin gerçekleşmesini mümkün kılmıştır. Özellikle bilişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler geleneksel iş modellerinin değişmesini zorunlu kılarken; taraflar arasında fonların transferinde de boyut atlanmasın sağlamıştır. Eyvallah, bunlara itirazımız da yok. Somut şekilde bulunan emtia para, soyutlaşarak dijital para, sanal para ve son olarak kripto paraya dönüşmüştür. (İtirazımız şu, yıllarca karşılıksız para bastınız, halkın emeğini sömürdünüz, şimdi o parayı ve değerleri bir tarafa atıp, yeniden bir değer ortaya çıkartmaya çalışıyorsunuz, ham de karşılıksız ve muhatapsız…) Şu anda kripto paraların sayısı da belirsiz, üç binden fazla deniyor…
Bu konuda araştırma yapan Doç. Yıldırım diyor ki: “Sayıları hızla artan kripto paralar, getirileriyle, iş modelleriyle ve temellerinde kullanılan teknoloji ile hükümetlerin, merkez bankalarının, şirketlerin ve yatırımcıların dikkatini çekmektedir. Özellikle, gıda, ilaç, uzay, tıp ve farmakoloji, enerji, bilişim alanındaki gelişmelere dikkat. İnsan teknolojiyi kendisi için istiyor, ama insanoğlu diğer insanlar üzerinde üstünlük sağlamak için ya da onlara karşı kendini savunmak için teknoloji üretirken, başka bir tehlike ile yüz yüze kaldığının farkında değil gibi sanki: Teknoloji insanı tehdit etme noktasına geldi. Bunu da görelim.
BLOCKCHAİN (BLOK ZİNCİRİ) SİSTEMİ
Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz kripto veya elektronik para olarak bildiğimiz Bitcoin‘ın arkasında aslında bir Blockchain Teknolojisi yer almakta. Peki nedir bu Blockchain? Bloklardan oluşan zincir yapıdaki Blockchain (Blok Zinciri), şifrelenmiş işlem takibini sağlayan dağıtık yapıdaki bir veri tabanı sistemidir. (Kaynak Blok Zincir Teknolojisi, Kripto Paralar ve Ülkelerin Kripto Paralara Yaklaşımları Doç. Dr. Murat YILDIRIM-https://dergipark.org.tr)
Bu bilgilerden sonra şunu söylemek istiyorum: “Din, ahlak ve hukuktan bağımsız hiçbir iş insanlığın mutluluk, güvenlik ve maslahatına hizmet etmeyecektir. Belki ilk başarmamız gereken, bizi saygın kılacak, Allah’ın yardımını celbedecek ve bizi cennete taşıyacak olan yol buradan geçmektedir. Teknoloji yanlısı ya da karşıtı olmak değil asıl mesele. Teknolojinin hukukunu, ahlakını, sınırlarını belirlemektir. Teknolojiden mahrum olmak ya da tek başına teknolojik bir güç olmak da bir felaket sebebi olabilir. Bizden uyarması, yani insanı merkeze koymayan, adaletten yoksun hiçbir güç kalıcı olamaz. Kalın sağlıcakla.