Siber saldırılar veri güvenliğini tehdit eden unsurların başında geliyor. Sahada deneyimli elemanlar kazandırmak için kurumlar projeler üretmeye devam ediyor. Türk Telekom, siber güvenlik alanında kendilerini geliştirmek isteyen gençleri desteklemek amacıyla ‘Siber Güvenlik Kampı’ projesini hayata geçiriyor.
Türk Telekom, ‘Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi’ ve siber vatan oluşturma vizyonuna katkı sağlamak, ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın toplum genelinde güçlü bir dijital farkındalık oluşturma mesajı çerçevesinde, online siber güvenlik eğitimleri verecek. Üniversite ve yüksek lisans öğrencileri ile üniversiteden en fazla 1 yıl önce mezun olan adaylara açık olan eğitimlere katılmak isteyenler, 22 Haziran-6 Temmuz tarihleri arasında https://siberkamp.turktelekomkariyer.com.tr/ adresinden başvuru yapabilecek.
“Siber saldırıların artmasında yetişmiş insan kaynağındaki kısıtlılık rol oynuyor”
‘Dijital Geleceğin Anahtarı Sende!’ mottosu ile başlanan projeye ilişkin açıklama yapan Türk Telekom İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Emre Vural, “Hem ülkelere hem özel sektöre yönelik siber saldırılar, veri güvenliğini ciddi şekilde tehdit ediyor. Siber saldırıların etkisinin her geçen gün artmasında, bu alanda yetişmiş insan kaynağındaki kısıtlılık da büyük rol oynuyor. Biz de ‘Siber Güvenlik Kampı’ kapsamında, Türk Telekom’dan ve sektörden uzman isimlerin 10 gün boyunca vereceği toplam 100 saatlik eğitimlerle, siber saldırılarda etkili olan araç ve teknikleri tanıma ve bu saldırıları engelleme becerisi kazandırmayı amaçlıyoruz” dedi.
Kovid-19 salgınında evlerde kalmanın zorunlu olduğu dönemde akıllı cihazlar yoğun şekilde kullanılırken normalleşme döneminde de zamanlarının çoğunu evlerinde geçirecek olanlar ve özellikle çocuklar bu cihazları yoğun şekilde kullanmaya devam ediyor. Çocuklar için arkadaşlarıyla sosyal bağlarını devam ettirmek ve dünyadan uzaklaşmamak adına akıllı telefonlar vazgeçilmez bir araç olarak kullanılıyor.
…………….. …………………………. ………………………..
Prof. Dr. Ayşe Rodopman Arman: “Yasaklar, tam tersine çekici hale gelebilir”
Samsung’un “İnterneti Tadında Kullan” sosyal sorumluluk hareketi kapsamında çocukların artan internet kullanımı ile ilgili açıklama yapan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ayşe Rodopman Arman, günümüzde çocukların “dijital nesil” olarak isimlendirildiğine dikkat çekerek akıllı cihaz kullanımlarıyla ilgili olarak anne ve babalara önemli tavsiyelerde bulunuyor.
“Çocukların ekranda geçirdikleri süre sınırlandırılmalı”
Evde daha fazla zaman geçirilen bu dönemde çocukların gelişimi için akıllı cihazlardan faydalanılabileceğini ifade eden Rodopman Arman, bunun için çocukların uygun dijital içerikleri uygun sürelerde kullanması gerektiğine dikkat çekti. Arman, “Dünyadaki her üç internet kullanıcısından biri çocuklar. Dolayısı ile çocuklara yönelik çevrim içi içeriklerde de büyük bir artış söz konusu. Buna karşın çocukları dijital dünyanın tehlikelerinden koruma ve güvenli çevrim içi içeriğe erişimlerini sağlamak için çok az şey yapılıyor. Bu nedenle anne ve babalar çocukların ekranda geçirdikleri süreyi günde belirli saatler ile sınırlandırmalı.” dedi. Arman diğer tavsiyelerini ise şu şekilde sıraladı: Çocuklar 1,5 - 2 yaşından önce akıllı cihaz kullanmamalı, ancak akrabalarla yapılan video sohbetlerine izin verilebilir.
Okul öncesi çocuklar için kaliteli içerikler ve programlara günde bir saat ile sınırlı olmak şartı ile izin verilebilir. Altı yaşından küçük çocukların çevrim içi bilgisayar oyunları oynamalarına izin verilmemeli. On iki yaşından küçük olanlar da internet ortamına girmemeli ve sosyal medya hesabı açmamalıdır. Okul çağı ve ergenlerde ise ekranda kalma süreleri olağan aktivitelerinin önüne geçmeyecek şekilde günde 1,5 - 2 saati aşmamalıdır. Bu çocukların, günde en az bir saat fiziksel aktivite yapmaları ve 8 - 10 saatlik uyku düzenine sahip olmaları gerekmektedir. Ayrıca ailece yemek yeme düzeni sağlanmalı ve ekrandan bağımsız oyun ya da aktivite saatleri belirlenmeli. Her yaşta çocuk için ise ailece ortak dijital alan oluşturulmalı ve birlikte ekran içeriklerinden faydalanarak eğlenceli ve öğretici vakit geçirilmeli. Bu sayede aileler, çocuklarının yaptıkları, gördükleri ve söyledikleri hakkında bilgi sahibi olabilir.
Çocuklar bireysel akıllı telefona lise çağında sahip olmalı. Arayüz şeklindeki telefon uygulamaları aktif hale getirilmeden akıllı cihazlar çocuklara verilmemelidir.
“Yasaklar, tam tersine çekici hale gelebilir”
Çocukların bilinçli teknoloji kullanıcıları olması için yetişkinlerin dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalar olduğunu da hatırlatan Rodopman Arman, “Günümüz dijital neslinin dürtü kontrolü konusunda desteğe ve yönlendirilmeye ihtiyacı var. Dahası hiçbir neslin sahip olmadığı kadar seçenek fazlalığına maruz kalıyorlar ki, bu durum onların irade gücünü ve hayattan keyif almasını azaltabiliyor. Artan ekran kullanımını önlemek amacıyla ev ortamında kurallar ve sınırların belirlenmesi tek başına yeterli olmayabilir. Çünkü bir şeyi engellemeye çalıştığınızda dikkati de tam oraya çekebiliyorsunuz. Çocuklara ‘Oynayamazsın’ ya da ‘Sadece on dakika oynayabilirsin’ dediğinizde, tam tersine yasaklar çekici hale gelebiliyor. Bu nedenle, teknolojiyi güvenli kullanım yollarından biri olan Samsung Kids gibi çocuk kilidi uygulamalarını kullandığınız zaman hem belirli zaman aralıklarında çocuğun ilgi alanını genişletebilir hem de muhtemel zararları ortadan kaldırabilirsiniz.” dedi.
“Dijital bakıcılığın önüne geçilmeli”
Anne babaların dijital teknolojilere karşı eğilimlerinin çocukların dijitale karşı tutumlarını da büyük ölçüde belirlediğini söyleyen Rodopman Arman, “Dijital dünyada ailelerin bir kısmı çocuklarının medyayı ve dijital teknolojileri kullanmaları sebebiyle endişe duyuyor. Çocukların yaşı ilerledikçe ailelerin bu konudaki endişeleri de artıyor. Bu nedenle dijital medya okuryazarlığı daha da önem kazanıyor. Dijital ortamda güvenilir bilgi kaynaklarını kullanarak eğitim ve eğlence amaçlı birlikte vakit geçirmek, interaktif bilgi oyunları oynamak gerekiyor. Burada en önemli noktalar; kişisel bilgileri koruma yollarını öğrenmek, istismar ve siber zorbalığa karşı duyarlı yaklaşıma sahip olmak ve son zamanlarda sıkça karşılaştığımız dijital bakıcılığın önüne geçmektir.” dedi.