Merhabadeğerli dostlar.
Yenieğitim-öğretim yılı henüz başlamışken sıcağı sıcağına yeni nesilleri eğitmek veonlara bir şeyler öğretmek konusunda ne durumdayız bir bakalım istedim.
Bu günküeğitim sistemimizin temeli 1924 yılında kabül edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunuile atılmıştır. Bu kanunu meclise sunanlar şöyle bir gerekçe öne sürmüşlerdi.Mevcut durum ülkede iki tip insan yetişmesine neden oluyor. Bu kanunlaCumhuriyet değerlerine sahip tek tip insan yetiştireceğiz.
Bu kanun bir çok değişikliğe uğramış olsa dahala yürürlüktedir. Aradan doksan dört yıl geçti. Şu an eğitim ve öğretimde nedurumdayız. Yirmi milyonu aşkın İlköğretimden üniversiteye kadar öğrenci.. Birmilyon civarında belki de daha fazla öğretmen ve öğretim görevlisi. İki yüzüniversite. Para bol nasılsa aç açabildiğin kadar. Birkaç üniversiteyi hariçtutarsak diğerleri parıltılı diploma vermek ve şaşalı mezuniyet törenleridüzenlemekten öte ne işe yarıyor.
Şu anülkemizde maalesef eğitimde yapılanı kısaca özetlemek gerekirse, ezber vetekrardan öte yapılan bir şey yok.
Çocuklarımızaezberletiyor, sınava sokuyor, sonra bir daha sınava sokuyoruz. Bu sınavlarçocuklarımızın ne kadar ezber ve tekrar yaptıklarını ölçüyor. İyi ezber yapanve çok soru çözen çocuklar sınavlarda yüksek puan alıyor. Ancak bu alınan puanve karşılığında edinilen üniversite diplomasının dünyada bir karşılığı yokmaalesef.
Hayattabaşarılı olanlarla sınavda başarılı olanlar ülkelerin gelişmişlik düzeylerininen önemli göstergesi.
1924 yılındayürürlüğe giren Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile çocuklarımıza belirli kalıplariçerisine alınmış bilgileri ezberletmeye, 70’lı yıllardan bu yana da eğitimhayatımıza giren sınavlarda çok tekrar sayesinde başarı elde etme uygulamasınınsomut sonucu olarak dershaneler hayatımıza sokuldu.
Ancakülkemizin bugün geldiği nokta itibarıyla sınavda başarılı olmanın hayattabaşarılı olmakla eşdeğer olmadığını açık bir şekilde ve acı bir şekilde bir kezdaha görmüş olmaktan üzgün ve kızgınım. Teknoloji tüketen değil, teknolojiüreten nesiller yetiştirmek için artık bu ezberci ve tekrarcı eğitimdenvazgeçme zamanımız gelmedi mi?
Soran vesorgulayan bir eğitim modeli üzerine düşünürken Bosna Hersek’in efsanevi liderirahmetli Aliya İzzetbeğoviç’in İslam toplumunun niçin bugünkü rezil ve zelildurumda olduğuna ilişkin düşünceleri ile karşılaştım.
Diyor ki:Ben olsam Müslüman doğu’daki tüm okullara eleştirel düşünce dersleri koyardım.İslam aleminde ki bir çok zaafın nedeni zihinleri özgürleştiren bu anlayışıneksikliğinden olsa gerek.
Eğitimintemel amacının soru sorabilen, sorusuna doğru ve yeterli cevabı almadığındasormaya ve aramaya devam eden nesiller olmadıkça bugün olduğu gibi zirveyihedeflerken yarı yolda ayağımızı kaydırıp gerisin geri geldiğimiz noktayagelir, sil baştan yeni ekonomik programlar, bir türlü yapılıp bitirilemeyen yapısal reformları yapmaya kaldığımızyerden devam eder dururuz.
15 yaşdüzeyinde öğrencilerin matematik, fen bilimleri ve okuduğunu doğru anlama veyorumlama düzeylerini ölçen uluslar arası bir test olan PİSA 65 ülkeninuyguladığı bir testtir. Ülkemiz bu testte her geçen yıl daha arka sıralaradüşmektedir. Şöyle bir kıyas yapabiliriz, G-20 ülkeleri içerisindeyiz. Dünyanınen önemli askeri güçlerinden birisine sahibiz. Gel gör ki PİSA testindeneredeyse 65 ülke arasında sonlardayız.
RahmetliAliya İzzet Begoviç cumhurbaşkanımızı çok severdi. Basından öğrendiğimize göre ölmedenönce Bosna Hersek’i cumhurbaşkanımıza emanet etmişti. Rahmetlinin eleştireldüşünce dersleri konusundaki düşüncesinin cumhurbaşkanımızca paylaşılarak biran evvel eğitim hayatımıza entegre edilmesi sizce de gelecek adına doğru biradım olmaz mı?
Yağ var,şeker var, un var. Devlette yeni nesillerin iyi eğitilmesi için irade mevcut.Öyleyse geriye kalan doğru model seçimi.
Nesınav ne tekrar, soru sorabilen, sorduğusoru ile konuyu kavradığını belli eden bir eğitim ve öğretim modeline geçmekiçin daha neyi bekliyoruz, daha ne kadar bekleyeceğiz.
Atı alanüsküdarı geçmek üzere. Sadece bu ülkenin değil sadece İslam aleminin değil, tümmazlum toplumların bize ihtiyacı var.
HaydiTürkiye, tek tip insan yetiştirmekten vazgeç. Küçük hesapları aşmış, dünyayı değiştirmeyeaday nesiller için bunu başarmak zorundayız.
Bazı dostlarbu kadar kolay mı diye söylenebilir.. Elbette kolay değil. Mevcut durumdanbeslenen iç ve dış mihraklar, ben anlatır kırk dakikamı doldururum, öğrenenöğrenir gerisi beni ırgalamaz diyen öğretmenler, neme lazımcı müdürler,böylegelmiş böyle gitsin diyen milli eğitim müdürleri, medyası, sivil toplumörgütleri vs.vs. Ha en önemlisi de benim çocuğum en iyi fakülteyi kazanacakdiyen anneler.
Vesselam işzor, zahmetli ancak yapılmak zorunda.
Sağlık veesenlikle kalın.