Ağırlık çalışması ile zayıflamak arasındaki ilişkininin ne olduğunu doğru anlamak için öncelikle “zayıflamak” kavramını masaya yatırmamız gerekir. Öncelikle tartıda kilo vermiş olmak başarı için kriter değildir. Asıl başarı katabolizma (kas kaybı) yaşamadan yağ yüzdesinin azalmasıyla ilintilidir. Yapılan Fitness aktivitesinden  en temel beklenti ‘’kaç kilo verebilirim’’olmamalıdır. “Yağ yüzdemi kas kaybetmeden ne kadar azaltabilirim’’ işin en doğru yaklaşımı olacaktır. Yapılan sistematik ve ilmi aktiviteler sonucunda kişinin kilosunda fazla değişik olamayabilir. Önemli olan kişinin yağ yüzdesinde ne kadar azalma olduğu ve kişinin ne kadar sıkılaştığıdır.  Tartı aldatıcı olabilir. Asıl kriter mezuronun ve en önemlisi de giydiğiniz  elbiselerin ne  söylediğidir .. hızlı ve çok fazla kilo vermeyi en önemli kriter sayan kişileri hayal kırıklığına uğratmak istemem ama bu konunun çok sağlıksız olduğuyla ilgili sayısız ilmi çalışma vardır. İlmi olarak ispatlanmıştır ki bir ayda en az iki en fazla beş kilo vermek sağlıklı olanıdır. Eger ki kişi bir ayda beş kilonun üzerinde zayıflıyorsa iyi bilinsin ki o kişde kesinlikle iç organ yağlanması yaşanacaktır. Bu durum a kaş yaparken göz çıkarma denilebilir. Bazan gerek spor salonu gerekse ürün reklamlarında iki haftada 4 kilo bir ayda 8 kilo zayıfladı gibi ucuz,ilmi olmayan ve sadce para kazanmaya yönelik reklmalar görmekteyiz. Bu duruma üzülsem mi gülsem mi bilemiyorum.  Bu tip reklam yapan ürün ve antrenör olduğunu iddia eden kişilere lütfen temkinli yaklaşın. Çünkü hızlı ve çok kilo vermek iç organ yağlanmasına sebep olduğu gibi vücudun mevcut denge ve dinamiklerine ciddi hasarlar da verebilmektedir. bu durumlarda en sıklıkla yaklaşılan durum elektrolit denge dediğimiz vücudun mineral, sıvı ve ph dengesinin bozulabilmesidir.  Elektrolit dengesinin bozulmasıyla birlikte de  termoregülatif (vücut ısısı) dinamik aksaklıkları da zuhur edebilir. . Eger ki bir antrenörle çalışıyorsanız  o antrenörün size karşı bir numaralı sorumluluğu mevcut sağlığınızı koruyarak üzerine bina etmesidir. Bu zaten daha önce de açıkladığımız fitness temel ilkelerinden safety (güvenlik) ilkesinin olmazsa olmaz temel taşıdır. Aramızda en eğitimli olanlar bile tartının üzerine çıkıp bir önceki günden daha hafif çıkmayı yani “kilo vermeyi” bir kazanç ve başarı olarak algılayabiliyorlar. Kişi eğer kas kaybetme sonucunda hafiflediyse tabii ki tartıda “kilo vermiş” olacaktır ancak bu aslında son derece kötü bir şeydir. Bir diger sıkça duyduğum başka bir kavram ise  “ideal kilo” olup bu kavram da son derece yanıltıcıdır. Bir kişinin ideal kilosu diye bir şey söz konusu olamaz. Kişinin ancak “ideal yağ oranı” olabilir. Aynı boyda ve her ikisi de 90 kilo ağırlığında olan iki kişi düşünelim. Bunlardan yağ oranı yüzde 25 olan kişi göbekli olurken yağ oranı yüzde 10 olan ise demir gibi birisidir. Bilhassa  bayanlar  “52 kilo olmak istiyorum”, “10 kilo vermek zorundayım”, “ideal kilom 55” gibi istek ve düşüncelerini çevrelerine ve bana iletiyorlar. Fiziki güzellik ve sağlıklı bir görünüm için yegane kriterin uzun yıllardır tartının gösterdiği sayı olarak algılandığı bir ortamda asıl önemli olan şeyin ideal yağ ve kas oranı olduğunu öğrencilere anlatıp onları ikna etmek zor. Bu yazı ile bu konudaki yanlış bilgilerin yerine doğru bilgileri vermeye çalışacağım.   Kassal çalışmanın zayıflamaya faydası nedir? Kassal çalışmasının iki işlevi olabilir: 1) Kas kütlesini büyütmek 2) Dengeli beslenme yani “diyet” uygulandığında veya beslenmenin yetersiz olduğu zamanlarda kas kaybını mümkün olduğunca önlemek ve azaltmak. Bu işlevlerin ikisi de yağlanmayı önlemek veya yağ yakmak bakımından önemlidir. Neden? Bazal Metabolizma: 24 saat boyunca yatıp deliksiz bir uyku uyuduğunuzu farz edin. Organizmanızın hiçbir aktivite yapmaksızın sadece bedeninizi hayatta tutmak için bu 24 saat boyunca harcadığı kalori miktarı bazal metabolizmadır. Bazal Metabolizma harcayacağı kalori iki etkene bağlıdır. İç organların kullandıkları enerji miktarı ve toplam kas kütlesi. İç organlar otonom yani kendi kendilerine çalıştıkları ve boyutları pek büyümediği veya küçülmediği için bunların harcadıkları enerji hemen hemen aynı kalmaktadır. Ancak kas kütlesi ne kadar büyükse bu kas kütlesini hayatta tutmak için gerekli olan kalori harcaması yani bazal metabolizma daha yüksek olacaktır. Günlük hayatımızdan bir örnek vermek gerekirse hareket etmeyen ancak rölanti halinde çalışan iki arabadan motor hacmi daha büyük olan araba diğerine göre daha çok yakıt harcar. Kendini “uzman” olarak lanse eden bilgisiz kişilerin bilhassa kadın öğrencilere şunu önerirler: “Sadece yürüyüş yap. Ağırlık kaldırmana gerek yok”. Bu önerilerinin yanında kadınlara düşük karbonhidratlı beslenme programları yazarlar. Bu tavsiye ve beslenme programını uygulayan kişiler kısa süre içinde tartıda düşük kiloda çıkarlar ve bir başarı elde ettiklerini zannederler. Aslına bu durup iki yönlü bir aldatmacadır. (DEVAM EDECEK)