Duygusal Açlık, mideniz dolu olmasına ve aslında tok olmanıza rağmen öfke, stres, can sıkıntısı veya tam tersi aşırı mutluluk, huzur vb. durumlardan dolayı kendinizi aç hissetmeniz ve kocaman bir karbonhidrat denizinde yüzmek istemenizdir. Hiç aç olmamanıza rağmen canınızın bir şey yemek istediği zamanlar olmuştur. Bunun sebebi duygusal açlıktır. Duygusal açlık durumunda kişi genelde sonrasında pişmanlık da yaşayabilir.
Neden duygusal açlıkta meyve sebzeye değil de zararlı, kilo aldıran yiyeceklere ihtiyaç duyarız? Çünkü beyin glikoz aldıkça dışarıyla iletişimi kuvvetlenir. Depresyonda olan kişi dışarıya ilgi duydukça da kendi sorunlarından kaçmış olur. Glikoz beyine geçerken de salgılanan dopamin ve serotonin hormonları sayesinde kişi kendisini iyice rahatlamış hisseder. Tam tersi olan mutluluk durumunda yemek yeme isteğinin artmasında da aynı şey geçerli, kişi mutlu oldukça daha da mutlu olmak veya bu mutluluğunu korumak ister.
Peki duygusal açlık ile fizyolojik açlığı nasıl ayırt edebiliriz? Duygusal açlık birdenbire ortaya çıkar ve bilinçsizce abur cubur ve sağlıksız besinler tüketilir, fizyolojik açlık ise yemekten bir kaç saat sonra yavaş yavaş kademeli olarak artar, acıkan kişi sebze yemeklerinin vs. yeterli olacağının bilincindedir.
Duygusal açlıktan kurtulmak için öncelikle yapmanız gereken şey duygusal açlık yaşadığınızı fark etmek. Durumu fark ettiğinizde kendinize yemek yerine daha farklı aktiviteler bulabilirsiniz. Bu mesela yürüyüş olabilir, dans olabilir, boyama yapmak bile olabilir. Önemli olan sizi rahatlatacak bir şey olması. Odağınızı yemekten çekip başka konulara yönlendirdiğinizde aslında yemeğe ihtiyaç duymadığınızı fark edeceksiniz. Başka bir taraftan bakarsak da günümüzün hızlı temposu, bol miktarda yiyecek seçeneği sunarak bizleri cezbediyor. Dahası, yemek yerken dikkatimiz; dikkat dağıtıcı unsurlar olarak adlandırabileceğimiz televizyonlara, bilgisayarlara ve akıllı telefonlara kayıyor. Bu sebeple yemek yemek, genellikle hızlı bir şekilde yapılan düşüncesiz bir davranış biçimi haline geldi. Normalde beynin doygunluğu anlaması 20 dakikaya kadar sürdüğünden, hızlı yemek yediğimizde sinyal beyinden henüz gelmediği için aşırı yemek yememize neden oluyor.
Bir Zen deyişine göre “Yemek yemektir, bundan fazlası değil”. Ama insanlar için üzülmek, sıkılmak, endişeli hissetmek, ödül istemek, televizyon izlerken boş kalmak hatta belki mola bile verebilmek için çözüm çoğu zaman yemektir. Kendinize bu durumlarda gerçekten acıktım mı, ortamdan uzaklaşmak için mi, rahatlama amacıyla mı yiyorum, bu tip durumlarda hangi tür gıdalara yöneliyorum gibi sorular sorarak farkındalığınızı arttırabilirsiniz. Öncelikle durumun farkında olmak çözümü de beraberinde getirecektir. Ama en önemlisi duygusal açlığınızın altındaki sebebi bulup profesyonel yardım almak olmalı. Bu gibi konularda destek almaktan çekinmemelisiniz. Duygusal açlık sadece üzüntüden değil mutluluktan da kaynaklı olabilir. Her iki durumda da size gereken tek şey farkındalık. Bu yiyeceklere kalbiniz mi ihtiyaç duyuyor, mideniz mi?