Psikoaktif maddelere bağımlılık, zengin- Fakir, Eğitimli-Eğitimsiz ayırımı yapmadan tüm toplumun dokusunu bozan bir halk sağlığı sorunu.
Bağımlılıkla mücadelede en önemli etken farkındalık sağlamak ve bilinç kazandırmaktır. Özellikle ergenlik çağı en riskli dönemdir. Bu zaman dilimi içinde gençler özellikle yakın çevreye ve arkadaş grubuna dikkat etmesi gerekiyor.
Onunla rutin devriye attığımız bir gün çalıştığımız bölgenin en işlek caddelerinden birinde, bir marketin önünde alışveriş yapanlara el açıp; et kısımları alınmış kemikleri görünen yaralı bacağını teşhir ederek dilenirken bulduk. Üstü başı perişandı ve arabaya aldığımızda acayip derecede kokuyordu.
İdari yaptırımını uygularken diğer yandan GBT’sini ( Genel Bilgi Toplama) sorguladığımızda ‘Uyuşturucu Madde Kullanmak’ suçundan aranıyor olduğunu anlayıp doktor raporu için hastaneye yol almıştık. Yolda olağan sorularla kim olduğunu neden bu hale geldiğini anlamaya çalışıyorduk ancak nazik tavrı, kullandığı kelimeler ve konuşma üslubu pek de bu alemde yaşayanlara benzemiyordu.
-Ne iş yapıyorsun sen;
Ben aslında ziraat mühendisiyim, Belçika’da doğdum ailem halen orada. Bundan 5 yıl önce sevdiğim kızdan ayrılınca Türkiye’ye geldim. Mühendislik mesleğimle ilgili iş bulamayınca bildiğim yabancı dillerden ötürü Turizm sektörüne girdim. Ben Almanca, İngilizce ve Flemenkçe dillerini biliyorum.
Turizm işinde güzel paralar kazanınca kendi turizm acentamı kurdum. Avrupa’da birçok ülkeyle anlaşmalar yapıp bu işten zengin oldum. Düzenli ve güzel bir hayatım vardı; Fethiye’de kendime ait lüks bir villam, lüks arabam ve bir de yarış motorum vardı. Ta ki yarış motoruyla bir gün kaza yapana kadar. Feci bir kazaydı, sol ayağım parçalandı, ayağımı kesmek istediler ancak izin vermedim ve 19 kez ameliyat oldum, ayağım şimdi bu halde.
-Madde bağımlılığına nasıl düştün
Ayağımdan ötürü ameliyatlar sonrası müthiş ağrılarım başladı, öyle ki kemik sızılarımı ilaçlar geçirmez olmuştu. İş hayatımı sürdüremiyordum, çoğu zamanlar geceleri uyanıyordum ağrılardan ötürü Bir arkadaş ortamında biri bana senin devan bu deyip sigara içine toz bir şeyler karıştırıp bana iç dedi. Ben de sigarayı içtikten kısa bir süre sonra müthiş bir rahatlama hissettim, bacağımın ağrısı geçmişti. Hiçbir ilaç beni böyle rahatlatmamıştı.
-Aldığın şeyin ne olduğunu düşünmedin m hiç
Sigara içine katıldığı için pek önemsemedim, sonradan eroin olduğunu öğrendim, şırınga falan korkutucu olurdu ama bu bana basit bir şey gibi gelmişti o an.
-Eroin olduğunu sonradan mı öğrendin?
-Evet, yani eroin lafını duysam belki tutardım kendimi.
-Bağımlılık yapan maddelerle geçmişin var mı?
Eğlence mekânlarını severim, arkadaş gruplarım falan bu tiptendi. Eroine düşmeden öncesinde alkol kullanırdım. Üç beş kez de esrar içmişliğim vardı.
-Ya sonrası
Sonrası işte şimdiki halim. Aylardır banyo yapmadım, hastanelerde bekleme salonlarında yatıyorum geceleri. Dilenerek hayatımı geçindiriyorum.
- Günde ne kadar madde alıyorsun?
- Günlük ortalama 200 TL’lik madde alıyorum yani günde 5 öğün madde alıyorum.
- Parayı denkleştiremezsen
- Parayı denkleştirmek zorundayım yoksa bütün kemiklerim ağrıyor, acıdan yerimde duramıyorum, bu acı tarif edilemez. Gerekirse geceleri sabahlara kadar dileniyorum. Parayı denkleştirince doğrudan madde almaya gidiyorum. Ben bacağımdan ötürü dilenerek bu maddeyi alabiliyorum, sakat olmasaydım parayı bulmak için her şeyi yapardım. Hırsızlık, gasp ne olsa yaparsınız krize girince.
-Hiç tedavi olmadın mı?
Tedavisi var mı ki bunun, kaç kez denedim ama madde almadan yaşayamıyorum. Ailemin yanına da bu halde dönemiyorum.
-Bu işin sonu ne olur?
Madde almak dışında başka bir amacım yok. Düşmek diye bir şey var, kimse ne olacağını bilemez. İntiharı da denedim ama olmadı. Hayat nerde durursa orda biter. Hiçbir şeyden umudum yok artık. Özellikle kış aylarında havaların soğuk oluşu, hayat şartlarının zorlaşması, insanların bana bakış açısı ve madde krizleri hayatı cehenneme çeviriyor.
-İnsanlara ne tavsiye edersin
‘Davulun sesi uzaktan hoş gelirmiş’ diye bir atasözü var. Her yaptıklarını iyi düşünsünler, araştırsınlar. Her şey göründüğü gibi değil. Bir anlık eğlence, kendini iyi hissetme uğruna bu haldeyim.
Kıssadan hisse. Bazen bir musibet bin nasihatten iyidir derler. Bu konuşmalar Yazar ve Ruh Sağlığı alanında uzman Polis Memuru Mustafa Demirci ile bir bağımlı arasında geçen diyaloglardır. Ailelere ve gençlere yönelik derin mesajlar içeren bu mesajlar için Mustafa Demirci kardeşimize çok teşekkür ediyorum.