Anlatı: Hışımla salonun kapısını açtı içeri girdi. Öyle öfkeliydi ki! ‘’Oğlum, kalbimi mi durduracaksın? Yeni bir sol parti kuruyoruz ne demek? Başkanı benim diyorsun, açıklar mısın?’’’ diye sordu. Genç adam ‘’Evet, yeni bir Sol bir parti kuruyoruz. Eskilerden farklı!’’ diye söze girdi. Yaşlı adam: ‘’Geçmişten beri süre gelen bütün sol partiler birbirinin aynı! İlkelerine bile sahip çıkamadılar, ters orantı icraat yaptılar. Farklı derken! Amblemi mi farklı olacak!’’ diye alaycı konuştu. Genç adam aldırmadı. ‘’Amblemi de farklı tüzüğü de farklı, alay ettiğinin farkındayım. Düşüncelerime fikirlerime saygı göstermek çok mu zor?’’ Yaşlı adam salepçi güğümü gibi içten içe kaynadı. ‘’ Ben ömrüm boyunca sağ görüşü savundum. Seni muhafazakâr yetiştirmek için her şeyi yaptım. Seyirci kalma mı istiyorsun? Ben o kadar ileri görüşlü değilim. Nerede zibidi var onlarla gezip tozdun… Babam ne der? Üzülür mü diye bir kere düşünmedin. Şimdi de kalmış sol bir parti kuruyoruz diyorsun? Kuramazsın! Buna müsaade etmeyeceğim. Gerekirse seni evlatlıktan reddedeceğim!’’ diye en ağır sözü söyledi. Koltuğa yığılırcasına oturdu ve kravatını gevşetti. ‘’ Oğlum beni öldürmek mi istiyorsun? Milletin diline mi düşüreceksin? İtibarım ne olacak? Diye üzgün konuştu. Genç adam‘’ El için mi yaşıyoruz? Sol bir partinin genel başkanı olacağım diye senin itibarın zedelenecekse, itibarında sorun var demektir…’’ dedi. Yaşlı adam büsbütün sinirlendi… ‘’Seni bu günler için mi yetiştirdim? Muhafazakâr bir adamın oğlu nasıl sol parti kurar? ’’ ‘’Anladım... Senin istediğin gibi bir evlat olamadım… Hayalinde ki evlat senle aynı görüş ve fikri savunun bir kopya değil mi? Farkında mısın? Senin, bir diğer röprodüksiyonun olmamı istemişsin. Dünya ve siyasi görüşümün farklı olabileceğini hiç mi düşünmez bir insan? Bırak bende kendi savunduğum fikir için mücadele vereyim. Ben, Sen değilim ki!’’ Yaşlı adam ‘’ Okurken de çok iş aştın başıma ama bende kabahat! Alacaktım seni okuldan, bak bakalım bunları senin aklına sokabiliyorlar mıydı? El gün ne der?’’ Genç adam: ‘’Yeter artık, lütfen yüzüme bak, bana değer ver. Sen sağ görüşü savun, ben sol görüşü… El günden bize ne? Bırak onları. Bir de şu açıdan bak…’’ dedi ve ellerini uzattı. İnsan kendi
ELLERİNE düşmanlık edebilir mi?
Sen sağ elsin - ben sol elim. Onlara sağ eliniz olmasa ne yapardınız? Sol eliniz olmasa ne yapardınız? Hatta sol gözünüz veya sağ kulağınız olmasa ne yapardınız? Diye bir sor… Hangisi olmasa yokluğu büyük bir kayıp değil midir? Sen ilim irfan sahibi bir insansın. Yaradılışımızda yani ‘’
insan fıtratında bile sağ ve sol var. Düşünce de olması mı suç? ’’ Şayet neden sol parti derlerse,
‘’birimiz sol el… Birimiz sağ el dersin.’’ Unutmadan bunu da söylemem gerekiyor. Bir de sağ- sol beynimiz var. Ön beynimize gelince karar merci odur. Yanlışı- doğruyu analiz eder ve doğru olanı yapmaya öncelik verir. Sanırım konu anlaşılmıştır.
‘’BABA. ’’ dedi. Yaşlı adam: ‘’Gel sol elim gel… İstediğin görüşü savun istediğin partiye başkan ol… Muhalefet olmayı da göze al! Umarım nezaket sınırlarını aşmaz realist olursun. İlk eleştiri benden olsun. Rasyonel muhalefet yap ’’ dedi. Genç adam babasının gözlerine baktı… ‘’ Muhalefet mi? Bunu bir ara konuşalım.’’ Dedi… Son söz Toplum olarak sağ görüşün sola- sol görüşün sağa düşmanlık kindarlık veya nefret beslemesi yaşadığımız bu çağa uyuyor mu? Anatomimiz bile sağ - sol üstüne kuruluyken… Ne dersiniz! Gününüz sağlık ve başarılarla geçsin. Hoşça kalınız. Bilimsel detay: Sol beyin nasıl çalışır: Mantıksal, Ardışık düşünme, Rasyonellik, Analitik, Objektiflik, Parçalı düşünme. (Sol beynin önceliği kendisidir.) Sağ beyin nasıl çalışır: Rastgele, Sezgisellik, Bütünsel, Sentezleme, Subjektiflik. (Sağ beynin önceliği başkalarıdır.) Ön beyin: ( Önceliğin kendisinde mi yoksa başkalarında mı, olacağını hangi şartta nasıl tercihler yapacağını iyi belirler...)