Pek çok mobil cihaz, sensör ve Nesnelerin İnterneti (IoT), işletmelerin bulut üzerinde kendilerinin ve müşterilerinin deneyimlerini değiştirmesini sağladı. Şirketler, kuruluşlar ve topluluklar, artık zorluklarla başa çıkan yeni ilişkiler için işbirliği yapabiliyor, yenilikler sağlayabiliyor, bunları geliştirebiliyor ve yeni iş modelleri ile sosyal modeller ortaya çıkarabiliyorlar. Günümüzde hiper bağlanabilirliği anlamak; sunduğu kurumsal avantajlardan yararlanmak için doğru adımları atmanın ilk şartı. Hiper bağlanabilirlik, değer zincirinin tüm bölümlerini birbirine bağlayarak şirketlere rekabet avantajı sunuyor. Sonuç olarak, en başarılı hiper bağlantılı işletmeler için fiziksel varlıkların gereksiz hale geldiği bir dünya ortaya çıkıyor. Örneğin, Uber hiçbir otomobile sahip değil ancak dünyanın en büyük şoförlü araç kiralama şirketi, aynı şekilde Airbnb herhangi bir oda sahibi olmadan dünyanın en büyük konaklama sağlayıcısı haline geldi. Günümüzde şirketler, karmaşık ve ultra rekabetçi bir global piyasanın meydan okumasıyla karşı karşıya. Gelişmekte olan ekonomilerden gelen güçlü rekabet, yenilikçilik maliyetleriyle birleşerek ürün ve marka farklılaşmasını bir zorluk haline getiriyor. Bu şirketlerin dünya çapında başarılı olması için, değer zincirleri içerisinde şirket içi karar verme mekanizmalarını hızlandırmaları gerekiyor çünkü bu şekilde daha yenilikçi ürünlerle piyasa taleplerine daha iyi cevap verebiliyorlar.   Kurumsal işbirliği için entegrasyon Dassault Systèmes bünyesinde bulutun en önemli avantajlarından biri, kurumsal işbirliği için entegrasyonun temelini oluşturması ve herhangi bir zamanda ve herhangi bir yerde bir akıllı cihaz kullanarak veri alışverişi yapılmasına olanak sağlaması olarak görülmektedir. Bu da doğru ve güncel verilere dayanan daha güvenli bir karar verme sürecine olanak tanıyor, böylece ağ tabanlı ve bağlantılı bir kuruluş bünyesinde yenilikler etkin bir şekilde teşvik ediliyor. Sürdürülebilir yeniliklere ve daha verimli iş uygulamalarına geçişi hızlandırmak için, şirketlerin belirli bir projeye göre değil, stratejik şekilde düşünmeye ihtiyacı var. Bunun nedeni, kuruluşun içinde ve dışında bulunan herkesin, evrensel olarak paylaşılmayan ya da paylaşılamayan veri adaları ve depoları oluşturmak yerine veri erişimi yoluyla kapsama dahil edilmesinin gerekli olması. Şirketler, verileri daha iyi kullanabilmek için, mevcut sistemleri ve süreçleri değiştirmeye istekli olmalı. Ve büyük veriler kullanan şirketlerin, genellikle sahip oldukları verilere dayanan tamamen yeni gelir akışları geliştirerek, büyük veriler kullanmayan şirketlerden daha yüksek gelirler elde ettikleri görüldü. Bulut tabanlı bağlantıdan daha fazla iş değeri türetilebiliyor çünkü her cihazda bilginin kullanılabilirliğini kolaylaştırıyor. Bu da ekip üyeleri, iş ortakları, tedarikçiler ve müşteriler arasında kolayca paylaşılabileceği anlamına geliyor. Yeni ekip üyelerinin hiçbir BT becerisi gerekliliği olmadan platforma anında erişebilmeleri sayesinde kuruluşlar daha çevik hale gelebiliyor. Ticari tabloya uzun vadeli bakan bir seçenekler portföyü geliştirerek şirketler, karşılıklı değer yaratmak için etkileşime giren iş ortaklarından ve müşterilerden ağlar kurabiliyor. Başarılı hiper bağlanabilirlik; bütün tabloyu göstermeyen bir alt kümeye değil, bütün şirket bilgilerine göre hızı, risk almayı ve denemeyi teşvik eden teknoloji, kişiler, süreç ve şirketlere ve bunun ekosistemine dayalıdır.   Güvenlik endişeleri ortadan kalkıyor Pek çok şirket için, güvenlik endişeleri bulut üzerinden hiper bağlanabilirlik konusunda önemli bir engel oluşturur. Verileri tesis içerisinde barındırmanın bulut üzerinde barındırmaktan daha güvenli olduğuna inanırlar. Ancak kanıtlar tam tersinin doğru olduğunu ve profesyonelce yönetilen bulut verilerinin daha güvenli olduğunu göstermekte. Çünkü güvenlik ihlallerinin yaklaşık %43'ü kuruluşların içinden geliyor. Veri erişimini yöneten bulut barındırma şirketleri tarafından kullanılan teknoloji, en az tesiste elde edilebilecek seviyede sağlam. Yani dışarıdaki bilgisayar korsanları en yeni güvenlik önlemleriyle karşı karşıya gelirken, içeridekiler de muhtemelen hemen keşfedilecek.   Güvenliğin bütün işletmeler için devamlı bir tehdit olmasına rağmen, sürüm denetimi ve değişim yönetimi; ürün tasarımcıları ve üreticileri için çok önemli. Yüksek maliyetli hatalar ve boşa harcanan çabalar, insanlar yanlış veya güncel olmayan veri setleri üzerinde çalışırken ortaya çıkıyor. Çok sayıda veri kaynağının kullanım kısıtlamaları kaldırıldığında, tüm veriler entegre ve güncel olduğunda ve kullanımları takip edilirken gerçeğin tek bir biçimi vardır ve buna erişmek ya da yanlış verileri kullanmak imkânsız hale gelmektedir.   İş modelleri çok hızlı değişiyor Bu önlenemez gidişata ortak olmak için, eski sistemler her iş paradigmasının kullanılabileceği birleşik bir platformla değiştiriliyor. Hiç kimse, geleceği kesin şekilde tahmin edemeyeceği ya da gelecek yıllarda hangi işletmelerin nasıl olacağını bilemeyeceği için, platform gelecekte yer alabilecek olasılıklara açık olmalı. Dassault Systèmes müşterileri söz konusu olduğunda, bu olanak, verilere erişimi kısıtlamak yerine, nasıl erişildiğine bakılmaksızın kullanışlı, yararlı ve kazançlı bir kurumsal varlık haline gelmesini sağlayan 3DEXPERIENCE Platformu kullanılarak sağlanıyor. Bu seviyedeki kurumsal yeniliklere giden tek yol; hiper bağlanabilirliğin sürdürülebilir kurumsal faydalarını ortaya çıkarmak ve yaymak amacıyla birleşik bulut barındırmayı benimsemek.