Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şube Başkanı Gürhan Akdoğan Merinos isim ve markalarının satışına ilişkin açıklamada bulundu.
Başkan Gürhan Akdoğan, "Ulusal Kurtuluş Savaşından zaferle çıkan Türk ulusu, yanmış yıkılmış, ancak umut doluydu. Ülke, bütün ekonomik kaynaklarını tüketmekle kalmamış, insan kaynağı açısından da son derece yoksullaşmıştı. Bırakın iyi yetişmiş elemanı okuryazar sayısı bile yok denecek kadar azdı. Lozan barış görüşmeleri zaferle sonuçlanmış, ancak Lord Curzon’un apaçık ifade ettiği gibi emperyalist ülkeler Türkiye’nin diz çökeceği günü bekleyecekti. Lozan görüşmeleri sırasında en çetin tartışmaların ekonomik bağımsızlık ve kapitülasyonlar konusunda olduğu görülmüş; Türkiye’nin muzaffer devrimcileri işgalcilerin denize döküldüğü İzmir’de, kurtuluştan 160 gün sonra İzmir İktisat Kongresini toplayarak ekonomiye bir yön verme çabasına girişmişlerdi." dedi.
"Onuncu Yıl Marşımızda da ifadesini bulan, “Bütüncül Kalkınma Modeli” de dediğimiz bu yöntemle hayatın her alanında, bütün yurttaşlarını gelişip kalkındıran bir sanayileşme yoluna girildi. Merinos Fabrikası da Sümerbank çatısı altında tekstil geleneğine sahip Bursa kentimizde kurulmuş stratejik bir tesisti." ifadelerini kullanan Akdoğan Merinos'un bir sembol olduğunu söyleyerek açıklamasına şmyle devam etti.:
" 2 Şubat 1938 tarihinde bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından açılışı yapılan bu tesis ne yazık ki bugün yok edilmiş durumda
Sümerbank deneyimi, Türkiye’ye özgü kalkınma modelinin esaslı bir örneği idi.
Merinos bir sembol. Genç Cumhuriyetimizin bir sembolü…
Merinos bir zamanların deyimiyle Balkanlar’ın ve Ortadoğu’nun en büyük fabrikası…
Merinos bulunduğu şehre hayat veren, okul açan, kreş kuran, doktor getiren, spor kulübü, tiyatro, sinema, park, yeşil alan, itfaiye teşkilatı, spor sahası açan, çalışanına vazife evi, ev ve arsa sağlayan, en önemlisi binlerce aileye ekmek kapısı olan ve bulunduğu kente ilk elektrik santralını kuran...
Cumhurbaşkanı Atatürk, Sümerbank Genel Müdürü Nurullah Esat Sümer tarafından kendisine sunulan fabrikanın altın anahtarını aldıktan sonra, fabrika içerisinde incelemelerde bulunmuş ve ardından onur defterinin ilk sayfalarına duygularını şöyle aktarmıştı:
“Sümer Bank Merinos Fabrikası, çok kıymetli bir eser olarak milli sevinci arttıracaktır. Bu eser yurdun, hususiyle Bursa bölgesinin endüstri inkişafına (gelişimine) ve büyük milli ihtiyacın giderilmesine yardım edecektir. Eserin başarılmasından Ekonomi Bakanlığını tebrik ederim. Sümer Bank Direktörlüğüne teşekkür ve fabrikayı gördüğüm gibi yüksek bilgi ve tam düzenli idarede direktörüne başarılar temenni ederim.”
Fabrikaya “Merinos” adı, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilmişti. Atatürk, İktisat Vekili Celal Bayar’a “Merinos” ismine nasıl karar verdiğini şöyle açıklamıştı: “Güneş dili araştırmalarına göre, Merinos öz Türkçe bir kelimedir ve ince, uzunca yün anlamına gelir. İspanya’ya giden İber Türkleriyle oraya intikal etmiş ve o Türklerle oraya giden koyunlar ve yünleri bu isimle anılmışlardır. Bu nedenle Merinos bu fabrika için pek uygun bir isimdir.”
Cumhuriyetin bu büyük eserini korumak için kentimizde benimde içinde bulunduğum,
Sivil inisiyatif, meslek odaları ve işçilerle birlikte büyük bir mücadele verildi. Ancak ne yazık ki sonuç elde edilemedi. Elde edilen tek şey Bursa kent merkezindeki bu değerli arazinin yağmadan kurtarılıp şimdilik (!) kamu yararına kullanılabiliyor olmasıdır.
12 Eylül faşist darbesi sonrası dayatılan özelleştirme politikaları ile genç Cumhuriyetimizin dişi ve tırnağı ile kazandığı bu tesisler özelleştirme bir yana bir model olarak yok edilmiş, en yetkili ağızların ifadesi ile “tarihten kazınmıştır”.
Şimdi ise Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı "Bursa Merinos (Türk Malı)" ile "Merinos" markalarını satış yöntemiyle özelleştirileceğini ilan etti.
Atatürk’ün adını verdiği Merinos ismi ve marka hakları satılamaz.
Merinos sıradan bir isim değildir.
Ardında muhtaşem bir cumhuriyet tarihi ve sanayileşme hamlesini taşıyan önemli bir simgedir."
Kaynak: igf