Güzelsin cenentin en rûh-perver nev-nîhâlinden,
Güzelsin mâhın en sevdâlı, en parlak cemâlinden,
Güzelsin, ben bütün hûbâna küsmüşken seni sevdim...
Geçirdin gönlümü dünyâya karşı infialinden!
Mübârek iffetin oldukça lâmi’ pâk çehrende,
Güzelsin en musaffa gökte şemsin iştiâlinden;
Güzelsin, sevdiğinden ayrılan bir hûri-yî mahzun
Seni görmüş de vermiş hüsnüne revnak melâlinden,
Tebessüm eyledikçe nûr-ı sevdâ çeşm-i safında,
Güzelsin zührenin parlak yüzünden, mest hâlinden!
Güzelsin rûha te’sîr eyliyor aşkın müebbettir
Sakın endîşe etme ben ölürsem de zevâlinden.
Hicâb oldukça ârız rûyuna ey gonce-yî ismet
Güzelsin maşrik-i gül-çehrenin hurşîd-i âlinden.
Güzelsin gönlümün sevdâsı güldükçe cemâlinde,
Münevver bir gül-î firdevsin İlâhî meâlinden!
Zeminden iğrenip hiddetle baktıkça semâvâta
Güzelsin şâirin fikrindeki ulvî hayâlinden.
Güzelsin, nîm-mestûr eyleyince çehre-yî sâfın
Şafakta lâmi' olmuş mâh-ı tâbânın hilâlinden;
Güzelsin her güzelden hâsılı ey yâr ammâ sen
Bilinmez hâl ü şanın gönlümün mahzûn mekaalinden!
ALİ EKRAM BOLAYIR