Raporda, yapı stoku başta olmak üzere birçok alanda yapılan çalışmalar gözler önüne serildi.
Hacettepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bölgelerde inceleme yaptı. Uzun uğraşlar sonrasında hazırlanan çarpıcı raporda Kahramanmaraş’ta yaşanan yıkımın nedenleri tek tek sıralandı.
“Kahramanmaraş’ın yapı stoku nasıl etkilendi”
Hacettepe Üniversitesi tarafından hazırlanan çarpıcı raporda, yaşanan deprem sonrası Kahramanmaraş’ın yapı stoku hakkında geniş çaplı bilgiler verildi. Raporda, “Kahramanmaraş ilinin Elbistan ilçesinde meydana gelen depremden daha fazla etkilendiği gözlemlenmiştir. Bu deprem sonrasında, Kahramanmaraş ilinde meydana gelen yatay ivme talepleri 1975, 2007 ve 2018 deprem yönetmeliklerinde dikkate alınan hem 475 yıllık hem de 2475 yıllık tekrarlanma periyoduna sahip elastik tasarım ivme değerlerinin üzerinde seyretmektedir. Yalnızca 2018 deprem yönetmeliğinde dikkate alınan 2475 yıllık tekrarlanma periyoduna sahip elastik tasarım ivme değerleri 0,6sn’ye kadar meydana gelen yatay ivme taleplerinin üzerinde kalmıştır. 5 kat ve üzeri yapılar için hesaplanan yatay ivme talepleri yönetmeliklerde dikkate alınan elastik tasarım ivme değerlerinin 4 katına çıkmaktadır. Dolayısıyla ilin yapı stokunun yaklaşık %36’sını oluşturan 5 kat ve üzeri yapıların ciddi bir şekilde etkilenmiş olması beklenmektedir. Bu depreme bağlı olarak oluşan düşey ivme talepleri incelendiğinde ise ivme talepleri 1975, 2007 ve 2018 deprem yönetmeliklerinde dikkate alınan 475 ve 2475 yıllık tekrarlanma periyoduna sahip elastik tasarım ivme değerlerinin üzerinde seyrettiği gözlemlenmiştir. Elbistan ilçesi merkezli depremin hemen kullanımda kalması için tasarlanan okul, hastane, vb. binalar da dahil olmak üzere Kahramanmaraş ilinin yapı stokunu ciddi bir şekilde etkilemiş olması beklenmektedir” ifadeleri kullanıldı.
6 Şubat tarihinde yaşanan depremler sonrası sıkça dile getirilen ‘kolon’ meselesine dikkat çekilen raporun bir bölümünde ise Kahramanmaraş’ta yıkılan yapılarda bu konuya dikkat çekildi. Raporda, “Türkiye’de sıkça binaların zemin katlarının dükkan, restoran gibi geniş pencere açıklıklarına sahip mekanlara ayrıldığı görülmektedir. Bu mekanlarda kolon, perde ve bölme duvar gibi elemanların miktarı üst katlara oranla az olmaktadır. Bu sebeple yapıda zayıf bir kat oluştuğu, bu katın üzerine gelen yatay yük talebini karşılayamadığı ve yıkıldığı görülmektedir. Zemin katın yıkılması sonucu yapılarda bütüncül veya bölgesel çökmeler gözlemlenmektedir” denildi.