Ne Başı vardır, Nede sonu sevmenin.
Bir nedeni yoktur, duyguların çırpındığı noktadır sevmek.
İnsan olmanın ayrıcalığı bu, gereği de bu.
Sev, çok sev, sevme beklentisinin olmazsa olmazı da bu.
İnanması ile biat etme hallerini ayırt et, öyle sev.
Sevmeye namzet olduğuna boğulma, sevmeye aday olduğunun sevmelerin de ki boğulma mı samimiyet mi fark et, öyle sev.
Hayat aslında, bir kelebeğin ömrüne baktıkça güzelleşiyor gözünde ve anlamlanıyor kat kat ömrüne değer yükledikçe.
Hayat aslında, başkasıyla kendini kıyas değil de başkasına kendini anlatabildiğinde ve başkası da kendini sana anlatabildiğinde daha da kazanılıyor bilgiler, senin boşluğun onun düşüncesiyle ve onun boşluğu senin düşüncenle canlanıp doluyor yaşamın dilimlerinde.
Hayat aslında, sevgiyi anlatana, sevgiyi anlayana, sevgiyi yaşayana güzel, bir deyişle ‘hayat sevince güzel’ başarabilene.
İnsanların ve meleklerin diliyle konuşsam, ama sevgim olmasa, ses çıkaran bakırdan ya da çınlayan zilden farkım kalmaz.
Bütün sırları bilsem, her bilgiye sahip olsam, dağları yerinden oynatacak kadar büyük imanım olsa, ama sevgim olmasa, bir hiçim.
Varımı yoğumu sadaka olarak dağıtsam, bedenimi yakılmak üzere teslim etsem, ama sevgim olmasa, bunun bana hiçbir yararı olmaz.
Sevgi sabırlıdır, sevgi şefkatlidir.
Sevgi kıskanmaz, övünmez, böbürlenmez.
Sevgi kaba davranmaz, kendi çıkarını aramaz, kolay kolay öfkelenmez, kötülüğün hesabını tutmaz. Sevgi haksızlığa sevinmez, gerçek olanla sevinir.
Sevgi her şeye katlanır, her şeye inanır, her şeyi umut eder, her şeye dayanır.
Sevgi asla son bulmaz.
Çocukken çocuk gibi konuşur, çocuk gibi anlar, çocuk gibi düşünürdüm.
Yetişkin biri olunca çocukça davranışları bıraktım.
Şimdi her şeyi aynadaki silik görüntü gibi görüyoruz, ama o zaman yüz yüze görüşeceğiz.
Şimdi bilgim sınırlıdır, ama o zaman bilindiğim gibi tam bileceğim.
Hayat sevince, hayat yaşadıkça güzel.
Kalın Sağlıcakla…