Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı adeta kırıp geçiren Koronavirüs adeta can sıkmaya başladı.
Bu virüs Çin’de ortaya çıkıp hızla yayılırken, hiç bize gelmeyecekmiş gibi hissettiniz mi siz de benim gibi bilmiyorum.
Malum dünya ülkeleri aylardır koronavirüsünün sebep olduğu covit-19 hastalığı ile mücadele ediyor.
Virüs, hayvandan mutasyon geçirerek insana bulaşmış ve insandan insana olmak üzere de hızla yayılıyor.
Sanki bizim ülkemizde doğal bir kalkan varmış ta hiç bize bulaşmaz gibi düşünürken, ne kadar da yanılmışım!
Yazık.
Olan oldu, dert geldi başa…
Şimdi çaresini aramak, bulmak zamanı.
Evet, bilinen bir iğnesi, ilacı yok bu hastalığın, ama tedbir alınırsa korunulabiliyor.
Genellikle gelişmiş ülkeler, çeşitli yöntemleri denedikten sonra insanları evlerinde karantina altına alarak hastalığın yayılmasını önlemede gerilemeler yaşadıklarından daha kesin çözümler bulmuş gibi gözüküyorlar.
Bizde ise kronik hastalığı olanlar ve sokağa çıkma zorunluluğu olmayanların evde kalmaları önerilirken, yine bağışıklık sistemi zayıf olabileceği için altmış yaş üstü grubun sokağa çıkmaları yasaklandı. Son tespitlerde ise virüsü en çok yayan kesim olan yirmi yaş altı grup içinde sokağa çıkmama kararı verildi.
Daha dayanıklı olduğu düşünülen yetişkin yaş aralığı ise işleyişin durmaması adına çalışma yaşamına yine kendi otokontrollerini sağlamak üzere devam etmeleri yönünde uygulanıyor.
Yitip gidiyor canlar, bir virüs belasına. Kırşehir’de de Covit-19 vakaları var ve üstelik ölümle sonuçlanıyor.
Büyük şehirlerde ise durum daha da vahim. “Zorunlu olmadıkça evlerinizden çıkmayın” diyorlar.
İşte algılamalarımız burada takılı kalıyor. Neye zorunlu olmadıkça, bu zorunlu olmadıkça koşulu koşulsuzca bellekleri teğet geçiyor.
Benim için zorunluluk köpeğimin ihtiyacı için sokağa çıkmak.
Diğerinin ekmek almak, bir diğerinin evine ekmek getirmek.
Kahramanmaraş sokağa çıkma yasağı ile sessiz, sedasız.
Büyükşehir olması ile hafta sonları garanti, geçen hafta 4 gün, bu -hafta sonu 3 gün sokağa çıkılmayacak.
Berikinin bir insanla yüz yüze sohbet etmesi.
Siz büyüklerinizden, atalarınızdan uzak durun belki de taşıyıcısısınız onlarla sosyal mesafeden yahut iletişim araçları ile görüşün diyorsunuz ya!
İşte ben tamda oradan insanlığımın sınandığını düşünüyorum.
Tatlı canımızı kurtarmak için sığındığımız yerden insanın düşünmeye daha çok vakti oluyor. Başkalarının anasından atasından bana ne diyebiliriz. Ya kendi başımıza gelirse?
Gelmeden hayırlısı ile şu illet Covid -19 mu nedir, Korana Virisü müdür her neyse bir an önce kurtulsaydık.
Kalın Sağlıcakla…