Fıtrattan mıdır bilmiyorum ama herşey değişiyor, hava, su, mevsimler ve tabi ki insan herşey ama her şey değişiyor. Değişmeyen tek bir şey var oda imtihan olduğumuzdur. Bahsettiğimiz değişim de aslında hayat sürecinde istemesek de karşımıza çıkıyor. Yıllar önce bir kitapta okumuştum, yazar milattan önce ki bir kitabenin içeriğinden bahsederken, nesiller arası çatışmadan bahsetmiş, çocukların kendi zamanlarına göre çok değiştiğini yazmış. Bugün bizlerde aynı şeylerden şikayet ederek, yeni nesilden şikayet ediyoruz... Demek ki süreç içinde herşey değişiyor,dostlar ve düşmanlar, müttefik dediğimiz devletlerde değişiyor. Dün batı bize dost ve müttefik gibi görünüyordu, şimdi hepsi olmasada da enazından bir kısmı ülkemize karşı haksızlık ve açıktan düşmanlık edebiliyor. Baksanıza, PKK’ya kucak açan Almanya, PYD’ye silah veren ABD ve Rusya, Hollanda, İsviçre birden Türkiye düşmanı oluverdiler. Aslında birden olmadılar. Biz tarihi misyonumuzu hatırlayınca, onlar bundan rahatsız oluverdiler...
ABD MÜTTEFİK MİYDİ? GEÇ ORDAN Biraz basireti olan her insan AB veya ABD’nin bizimle dost olmadığını ve olamayacağını bilir, çünkü inancımız, değerlerimiz ve kültürümüz farklı. Peki son günlerde neler oluyor, mini bir analiz yapmada fayda var diye düşünüyorum; Acaba Amerika ve İngiltere Türkiye ile Avrupa'dan farklı bir denklem mi kuruyor, Amerika ve İngiltere birlikte bize yeni bir operasyon mu çekmek istiyor? Rusya’nun gözünümü korkuttular da bize mesafeli duruyor. Avrupa ile yaşanan bu gerilimin sebepleri nasıl izah edilebilir. Hemen yanıbaşımızdaki Bulgaristan bile hop oturup, hop kalkıyor. Peki halkı müslüman olan ülkelerden niye ses çıkmıyor? Yoksa 3. Dünya Savaşı mı olacak? Sorular, sorular, sorular.
NE YAPMALIYIZ? Hep yazmışımdır, dünya bütün insanlığı doyuracak kadar nimetlerle dolu ancak insan oğlu şükür etmediği, paylaşmayı bilmediği, hak va adaletten uzak bir yaşam sürdüğü için hep savaşmış. Oysa barışı seçebilirdik! Olmuyor işte. Bir başkası görüş, savaşsız olmaz bu da haklı. Bir başka görüş, susalım! Belki bu kardeşimizde haklı. İyi de karşındaki yılan be kardeşim, seni sevmiyor, seni dost edinmek istemiyor, dahası elli ve yüz yıllık planlar yaparak bizleri tarih sahnesinden silmek istiyor. İşte son oyunları, Rabbim yardım etmeseydi ve biz uyanık olmasaydık, ülkemiz Allah göstermesin çoktan ikiye bölünmüş olacaktı. Ve bu yılanlar hala dipdiri… Dolayısı ile de tepkimizi ortaya koyuyoruz. Hemşehrimiz Ahmet Taşgetiren 24 Mart tarihli yazısında; “ Batı dünyası, “Yükselen Türkiye, Batı ile hesaplaşacaktır, bu kaçınılmazdır” tarzında bir stratejik değerlendirme içinde ise bunun nasıl politikalar ortaya koyacağını görmek gibi bir zaruret vardır. Avrupa kuşkusuz kendi içinde “Türkiye'yi kaybedersek” yollu özeleştiriler yapıyordur. Şu artık biliniyor, biz dostluğundan vazgeçilemeyecek, düşmanlığından kaçınılacak ülke olmanın bütün hesaplarının yeniden yapılmasının gerektiği günlerdeyiz. Yaşadığımız şu günler bizim için tarihi günlerdir. Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler! Kalın sağlıcakla.