Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), ekonomi çevreleri ve sektör tarafından ilgiyle takip edilen İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nun Ekim 2021 sayısını yayınladı. “Sert Geçecek Kışa Doğru” başlıklı analizde, küresel ve ulusal ekonomi ile inşaat sektörüne ilişkin veriler kapsamlı biçimde değerlendirildi.

Ekonomi içerisinde 200’ün üzerinde alt sektöre yarattığı taleple de önemli bir yere sahip olan inşaat sektörünün, salgın kaynaklı düşük baz etkisine rağmen 2021 yılının ilk iki çeyrek döneminde yıllık bazda sırasıyla %3,3 ile %3,1’lik oranlarda sınırlı büyüme kaydettiği belirtildi. Raporda, yıllık bazda sınırlı büyüme, çeyrek dönemler itibarıyla da ikinci çeyrekte yaşanan %1,5’lik daralmanın, salgın öncesinde de mevcut olan ve salgınla daha ağırlaşarak süren sorunlara işaret ettiği vurgulandı.

‘Sektörün toplam istihdam içindeki payı yüzde 6,3’

Sürdürülebilir büyüme için inşaat yatırımlarının hızlanmasına ve yatırımlara yeterli ödenek sağlanmasına, sektör üzerinde geçen dönemde öngörülemez düzeyde artan girdi maliyetlerinin yarattığı baskının ve vergi yükünün azaltılmasına ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekilen raporda, “Bu yılın ilk iki çeyreğinde Türkiye’de toplam yatırımlar, sırasıyla %12,4 ve %20,3 artarken; inşaat yatırımları, yılın ilk çeyreğinde %3,4 gerilemiş, ikinci çeyrek dönemde de sadece %12,2 artmıştır. Hız kazanan aşılama çalışmaları sonucunda ekonomide kısıtlamaların kalkmaya başlamasıyla, ertelenmiş yatırımların da tekrar gündeme alınmaya başladığı görülmektedir. Yatırımlarda izlenen görece iyileşmenin sürmesi sektör için büyük önem taşımaktadır. İnşaat sektörünün istidam içindeki payı yaşanan sorunlarla birlikte son yıllarda gerileyerek, TÜİK verilerine göre 2017’de %7,4, 2018’de %6,9, 2019’da %5,5 olmuştur. Bu oran, geçtiğimiz yıl ise sınırlı da olsa artarak %5,7’ye yükselmiştir. Bununla birlikte istihdam edilen kişi sayısı 2018 yılında yaklaşık 2 milyon iken 2020 yılında 1,5 milyon dolayında ve 2021 yılı Ağustos ayı itibarıyla da 1,8 milyondur. Dolayısıyla işgücü potansiyeli açısından da ekonominin geneli için kritik önemde olan sektörde toparlanma çabalarıyla istihdam oranı son olarak %6,3’tür” ifadelerine yer verildi.

‘Fiyat farkı ve tasfiye hakkı ivedilikle hayata geçmeli’

Salgın ortamında emtia fiyatlarındaki yükseliş ile birlikte girdi maliyetlerinin dünya genelinde arttığına, iç ekonomik gelişmeler paralelinde döviz kurlarında yaşanan artıştan kaynaklı olarak da Türk inşaat sektörü için sorunun ağırlaştığına dikkat çekilen raporda, şu ifadelere yer verildi: “Altyapı ve üstyapı inşaatlarında kullanılan çelik, çimento, bakır, cam, alüminyum, PVC, tesisat ve elektrik malzemeleri gibi ürünlerin fiyatlarında yaşanan yüksek artışlar yurtiçinde müteahhitlik kesimini işlerini sürdüremez hale getirmiştir. TMB’nin bu konudaki görüşü; ürün fiyatlarının serbest rekabet kuralları/piyasa şartları çerçevesinde oluşması gerektiği, buna bağlı olarak da kamu projelerinde işveren kamu kurumları tarafından yüklenici firmalara ilave fiyat farkı ödenmesi ve şartsız tasfiye /devir hakkı tanınması ihtiyacı bulunduğudur. Bu doğrultuda, TMB tarafından hazırlanan bir düzenleme taslağı Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Kamu İhale Kurumu’na sunulmuş olup, düzenlemenin ivedilikle hayata geçirilmesi için girişimler sürdürülmektedir.”

Türkiye Müteahhitler Birliği’nin 2021 yılının üçüncü çeyreğini değerlendirdiği raporda genel ekonomi ve sektöre ilişkin özetle şu tespitlere yer verildi:

PETROL FİYATLARI TÜRK MÜTEAHHİTLER İÇİN YURTDIŞINDA AVANTAJ: Ticaret Bakanlığı’nın son verilerine göre; Türk müteahhitlerin yılın ilk 9 ayında üstlendiği 167 yeni projenin toplam tutarı 17,7 milyar ABD Doları olmuştur. Dolayısıyla 2021 yılı rakamları TMB öngörülerini teyit etmekte ve yılsonu için ortaya konan 20 milyar ABD Dolarlık hedefe ulaşılması beklenmektedir. Orta vadede bu rakamın 50 milyar ABD Doları seviyesine çekilmesi amaçlanmaktadır. Bu süreçte Türkiye’nin bölgesindeki ülkelerle siyasi ilişkilerde iyileşme sağlanması önem taşımaktadır. Jeopolitik gelişmeler emtia ile petrol fiyatları üzerindeki etkileriyle de projeleri ve finansman imkanlarını etkilemektedir. Geçen aylarda hızlı bir yükseliş içine giren petrol fiyatlarının seyri, sektörün yurtdışı faaliyetlerini etkilemektedir. Son iki yılın en yüksek seviyelerinde olan petrol fiyatları, petrol üreticisi ve ihracatçısı bölge ülkelerinde güçlü olan Türk müteahhitler için yeni yatırımlar açısından potansiyel yaratabilecektir. 

ULUSLARARASI PAZARDA RİSKLER SÜRÜYOR: Yaşanan salgın ortaya çıkan mutasyonlar ile halen projelerde belirsizlik ve engeller de yaratabilmektedir. Diğer taraftan gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz politikalarında atacağı sıkılaşma adımlarıyla birlikte proje finansmanı konusundaki zorlukların artması beklenmektedir. Bu çerçevede finansman kaynakları konusunda TMB, başta Türk Eximbank olmak üzere uluslararası kalkınma bankaları ve ihracat kredi kuruluşları ile üçüncü ülkelerle finansman konusunda ortaklık için temaslar sürdürmektedir.

YURTDIŞINDA 100 BİN TÜRK İŞÇİ İÇİN VERGİ MUAFİYETİ UYGULANMALI: TMB, son dönemde yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde Türk işgücü sayısının artırılmasına yönelik çalışmalarını hızlandırmıştır. Yurtdışı projelerde istihdam edilen ve yaklaşık 35 bin olarak ifade edilen Türk işgücü sayısının salgının ardından 100 bine çıkarılması öncelikli hedeflerden biri olarak belirlenmiştir. Bu doğrultuda, ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlarla başlatılan çalışmaların, özellikle yurtdışında istihdam edilen işgücüne yönelik gelir vergisi muafiyeti talebinin ivedilikle karşılanması önem taşımaktadır.

TMB, AKREDİTASYON SİSTEMİ KURULMASINA TALİP: TMB son olarak, dünyada bir marka haline gelen “Türk Müteahhitliği” kavramının temsil kabiliyeti en yüksek kuruluşu olarak Ticaret Bakanlığı ile ortak bir akreditasyon sistemi kurulmasına talip olmuştur. Kamu-özel sektör işbirliğiyle müteahhitlik firmalarını mali, teknik ve performansa dayalı objektif kriterler ve standartlar çerçevesinde sınıflandıracak bir “Akreditasyon Sistemi” önerilmektedir.

BORÇLULUK ORANLARI YÜKSEK SEYREDİYOR: Yurtiçinde ise bir süredir finansman/nakit akışı sıkıntısı içerisinde kalan sektörde borçluluk oranları yüksek seyretmektedir. BDDK’nın verilerine göre (Ağustos 2021 itibarıyla); inşaat sektöründe kullanılan nakdi kredi toplamı 341,9 milyar TL olup, aynı dönemde takipteki kredi oranı %8,5 olarak kaydedilmiştir. Geçen yılın aynı ayında 298,7 milyar TL kredi hacmi bulunan sektörün takibe düşen kredi oranı %8,1 olmuştu. Eylül ayında yaptığı bir konuşmada TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu da son dönemde yaptıkları anketlerin, firmaların inşaat sektörü dışında kalan tüm sektörlerde faaliyeti kısıtlayan unsurlar arasında mali imkânsızlıklar veya finansal sorunların payının azaldığını gösterdiğini belirterek sektördeki soruna işaret etmiştir.

YÜKSEK FAİZ, İPOTEKLİ KONUT SATIŞLARINI DÜŞÜRDÜ: Konut kredisi faizlerinin yüksek düzeylerde seyretmesinin etkisiyle toplam satışlar içinde ipotekli satışlardaki gerileme özellikle öne çıkmaktadır. İpotekli satışlardaki gerilemede konut kredisi faiz oranı etkiliyken bu konuda “psikolojik sınır” olan %1 seviyesi çoktan aşılmıştır. Merkez Bankası ekonomistlerinin geçen aylarda yaptığı bir çalışmaya göre; yıllık faiz oranlarında 1 puanlık düşüş yapan bir kampanya başladığı ilk ayda konut kredisi talebini %6,6 ve ortalama konut fiyatlarını da %2,1 artırmakta; kampanyanın bu etkileri devam eden aylarda kademeli olarak azalmaktadır. Konut piyasasında ayrıca düşen alım gücü, inşaat girdi maliyetlerinde yükseliş, salgın belirsizliğinin etkileri öne çıkmaktadır. Konut fiyatlarındaki artışlara önlem olarak, arsa payının konut üretim maliyeti içerisindeki büyük payının azaltılması ihtiyacı çerçevesinde adım atılması ve özellikle dar gelirliler için alternatif gayrimenkul finansman modelleri geliştirilmesine yönelik çalışma yapılması gerekmektedir.

KONUT STOKU BÜYÜME HIZINDA YAVAŞLAMA İZLENDİ: Konut alanında yeni inşaatların tamamlanarak kullanıma sunulmasına karşın stok büyüme hızında bir miktar yavaşlama izlenmiştir. Türkiye’de şu an yaklaşık 1,5 milyonluk konut stoku bulunduğu hesaplanmaktadır. Ancak faiz oranlarındaki artışla birlikte değişen piyasa şartlarında yapı ruhsatındaki artış yarı yarıya hız kesmiş, alınan ruhsatlara rağmen sektörde yeniden proje arzında temkinli yaklaşım sürmüştür.