Aşırı teknoloji kullanımı ve bağımlılığı ruh sağlığınıolumsuz yönde etkiliyor. Ergenler başta olmak üzere risk artarak devam ediyor.Bilişim sistemleri ve teknolojideki değişim ve dönüşüm baş döndürücü hızı insansağlığını da olumsuz etkiliyor. Ancak unutmayalım ki, teknolojinin getirisikadar götürüsü de var. Teknolojik cihazları sağlıklı kullanımı için parola:‘Azı karar çoğu zarar’
Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Ruh Sağlığı Günü’nün bu yılkitemasını “Değişen Dünyada Gençler ve Ruh Sağlığı” olarak belirledi.
Dünya Ruh Sağlığı Günü kapsamında açıklamalarda bulunanBezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Psikiyatri Anabilim DalıBaşkanı Prof. Dr. İsmet Kırpınar, İnternet ve akıllı telefon kullanıcılarınınen az yarısının 25 yaşından küçük olduğunu ve psikiyatrik bozuklukların çoğununda bu yaşlarda başladığının altını çizdi.
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi HastanesiPsikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmet Kırpınar, Dünya Ruh SağlığıGünü vesilesiyle gençlere ve ebeveynlerine önemli uyarılarda bulundu:
“Değişen Dünya denildiğinde ilk akla gelen, teknolojikgelişmeler oluyor ve bu gelişmelerin en büyük muhatabı da gençler. Günümüzdeteknolojinin yanlış veya fazla kullanımından kaynaklanan patolojik durumlarınsayısında ve çeşitliliğinde çok büyük artışlar olduğuna tanıklık ediyoruz.İnternetle birlikte ilerleyen ve bugün akıllı telefonlarla zirve yapan busorunlar artık E-Hastalık başlığı altında inceleniyor.”
Depresyonu tetikliyor
İnternet ve akıllı telefon kullanıcılarının en azyarısının 25 yaşından küçük olduğunu ve psikiyatrik bozuklukların çoğunun da buyaşlarda başladığını söyleyen Prof Dr. İsmet Kırpınar, “Bir yandan gelişmedönemlerinde yapay ilgi ve meraklarla beyin etkinliğinin sapma gösterebileceği,öte yandan sanal iletişimin gerçek iletişimin yerini alması yoluyla çocuk vegençlerin dış dünyadan soyutlanabileceği ihtimali, depresyon veya çeşitlikişilik bozuklukları gibi önemli psikiyatrik vakalarda çok ciddi artışolacağını gösteriyor. Narsisizm, nevrotiklik gibi kişilik özellikleri ileilgili akademik yayınlara daha şimdiden rastlamaya başladık” diye konuştu.
Çağın Hastalığı: E-Hastalık
“Mobil telefonların kullanımının artması ve telefonaracılığıyla sosyal medyaya ulaşımın kolaylaşması ile birlikte yeni patolojilerde görülmeye başladı” diyen Prof. Dr. İsmet Kırpınar, “Hayalet titreşim (Fantomvibrasyon) bu patolojilerin en yeni tanımlananlarından biri. Günümüzde birçokkullanıcı ceplerindeki telefonunun çalmadığı hâlde titrediğini hissettiklerinisöylüyor.
Telefonu kaybetme ya da pilin bitme endişesini sürekliyaşıyorsanız Nomofobi isimli hastalığa yakalandığınız söylenebilir. Biliminsanları nomofobiyi modern çağın yeni hastalığı olarak tanımlıyor. Kişiyistrese sevk eden bu hastalık bir tür bağımlılık belirtisi olarak kabulediliyor. Elinden akıllı telefonları düşürmeyen ve ayda binlerce SMS gönderenergenlik çağındaki gençlerde görülen Tekstonik veya SMS bağımlılığı ise, dahaönce yaşlılarda sık rastlanan tendinit rahatsızlığının, gençlerde deyaygınlaşmasına sebep olarak gösteriliyor.
Tendinit, omuz ve kolların zorlamasıyla gelişen tendonincelmesinden kaynaklanıyor. Ekrana göz kırpmadan sürekli bakmak, Göz Kuruluğusendromuna yol açıyor. Önlem alınmadığı takdirde göz kuruluğu sürekli yaşananbir soruna dönüşüyor. 3D Uygulaması Hastalığı ya da diğer adıyla Siber Hastalıkise akıllı telefonlardaki 3D uygulamalarına olan bağımlılık olarak tarifediliyor ve baş dönmesi, mide bulantısı, göz problemleri, bayılma gibi ciddisorunlara yol açabiliyor” açıklamasını yaptı.
Facebook Bağımlılığı, TV ve İnterneti Geçti!
Prof. Dr. İsmet Kırpınar, “İnternet bağımlılığının 3nedeni var. Birincisi, insanların kolaylıkla internete ulaşabilmesi; ikincisi,cinsellik içeren görsellere internet üzerinden ödenebilir bir bedelle kolaycaulaşılabilmesi; üçüncü neden ise, hem gerçek hem de algılanan kimliğininbilinmezliği.
Dünya üzerinde en az 1 milyar kullanıcısı ile Facebook,bu ağların en popüler olanı. Günümüzde, televizyon veya internet bağımlılığıbirinci sıradaki yerini Facebook Bağımlılığı‘na bırakmış durumda” diye konuştu.
İnternet bağımlılığını önlemeyle ilgili konuşan Prof. Dr.İsmet Kırpınar, “Bilgisayarların ve mobil telefonların artık günlük hayatımızatamamen girdiği ve önemli fonksiyonlara sahip olduğu bir gerçek.
Bu yüzden internetten ve telefonlardan tam olarakuzaklaşma şeklindeki çözüm modellerinin gerçekçi olmadığı açık. Ancak amacayönelik, düzenli ve kontrollü internet/telefon kullanımıyla beraber, alternatifaktiviteleri de gençlerimizin hayatlarına sokmak zorundayız” dedi.