“Böylece  sizi orta bir ümmet yaptık ki siz insanlara şâhidler(şühedâ/örnekler) olasınız, Peygamber de size şehîd(güzel örnek) olsun “(Bakara/143) “Allahım! Beni iyilik işledikleri zaman sevinen ve kötülük yaptıkları zaman bağışlanma dileyen kullarından eyle!”(Hadis) Yazıma bir ayet bir hadis ile başlamak istedim. Yıllar önce Kur’anı öğrenip okuduktan sonra şöyle arkama yaslandım. Kur’an bende nasıl bir değişim oluşturdu, ne kazandırdı? Sorusunun cevabını aradım.  Kur’anın bana doğru bakış açısı kazandırdığını ve müslümanlıkta her konuda orta yolun izlenmesi gerektiğini öğrendim. İslamda aşırılık yoktur. Örneğin cimrilikte yasaklanmış, israfta… İslam’dan korkanlar, islam cahili olanlara birkaç sözüm var, bakın;  Herkes şunu bilsin ki,müslümanın dostluğu değerli ve düşmanlığı tehlikelidir. Müslüman adil insandır. Nefsi için adaletten şaşmaz! Bizi öldürmeye gelenler, bizde dirilip gider. (Şimdilerde böyle değiliz ama Asrı Saadet de böyleydik) Hakkı hak bilir, batı karşı mücadele veririz. Biz biliriz ki, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Bizi söz verdiğimizde sözümüzde dururuz.   MÜSLÜMAN EMROLUNDUĞU GİBİDİR Emaneti ehline verir, hükmettiğinde adaletle hükmederiz. Bütün insanlığın, yaratılmışlığın hayrına olmayan bir çözüm önerisini kabul etmeyiz! Birlikten ve bir olmadan yanayız. Bir müslüman nefsi için istediğini din kardişi içinde ister. İlim öğrenmek, toplumu yanlıştan döndürmek için savaş yaparız. Savaşta mazlumsanız, çocuksanız, ihtiyarsanız size dokunulmaz, hatta koruma altına alınırsınız. Önceki gün hemşehrim  Dilipak bu bağlamda güzel bir yazı kaleme almış, diyor ki; “Eğer erdem ve hikmet üzre, vicdan ya da meşru bir şey, bir ilke etrafında bizimle birlik oluşturursanız sizinle “müttefik” olabiliriz. İttifakımız hiçbir zaman hiç kimsenin haklarına karşı hiçbir zaman ve şekilde tehdit oluşturmayacaktır. “Hılfül fudul” yani “erdemliler ittifakı” bizim için farklılıklarımıza rağmen barış içinde bir arada yaşama vesilesidir.. “Gönül fethi”nin vesilesidir. Eğer bizimle karşılıklı nimet ve külfet dengesine dayalı bir işbirliği düşünüyorsanız buna da varız. Sizinle “İtilaf” gerçekleştirebiliriz.. Biz ne zulmederiz ve ne de zulme boyun eğeriz. Bizimle savaşırsanız savaşırız. İlk saldıran taraf olmayacağız ama, savaş cephesini terk eden de biz olmayacağız. Bizimle savaşmaktan vazgeçerseniz savaşı sürdürecek de değiliz.. Bizi anlamak için tarihimize bakın. “Pendname”lerimize, “Fütüvvetname”mize, “Siyasetname”lerimize “Emanname”lerimize bakın bir.. Yeryüzünde bulunan, “5 temel emniyet” olarak da tanımlanan 5 şey Allah’ın bize emanetidir. Bu dünyada herkes inandığı gibi yaşayacak, düşündüğünü özgürce ifade edecek. İnsanların, emekleri karşılığı hakkı ile kazandıkları malları, canları, namusları, akıl ve inançları güvende olacaktır. İlkemiz şu: Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana, zalime karşı olacağız, zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa.. Ehliyet ve liyakat imandan önce gelir.. Katılımcı, çoğulcu, şeffaf, insan haklarına saygılı bir hukuk devleti istiyoruz. Herkes için adalet, herkes için barış, herkes için özgürlük istiyoruz. Biz, alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz.. Bu dünyada yapıp yapmadıklarımızı gören duyan bilen bir Allah var ve yaptığımız her şeyin hesabının sorulacağı bir gün var. Biz “Kadir-i mutlak” ve bir olan “bir” Allah’a inanıyoruz. Bu anlamda kendimizi yalnız, güçsüz, çaresiz hissetmeyiz. Bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah’ın hayır murat etmiş olabileceğini” kabul ederiz. Peki böyle miyiz?  Olmadığımız içinde büyük sıkıntılarla karşı karşıyayız, Rabbim bize doğru yola ilet, doğruyu yaşat ve doğru yoldan ayırma ki, huzur arayan insanlık huzur görsün. Gerçi insanoğlu cennette bile rahat durmamış ki, dünyada rahat dursun! Ama bir gün doğruların yaşandığı bir dünya olur inşallah! Hadi hayırlı Cumalar.