Dünyada artan güç savaşları, stratejik hamleler çok inceoyunlarla gerçekleştiriliyor. Madde bağımlılığı ve siber saldırılar da buargümanlardan. Türkiye uzun yıllardır zaten hedefte. Bunu nasıl anlıyoruz?Avrupa ve diğer ülkelerden yurda giren gelen sentetik ve kimyasal zehirlerülkemizin üzerine oynanan oyunun bir göstergesi. Ülkemizin genç nüfus oranıyüksek. Ülkemiz içinde bulunduğu jeopolitik konumun da etkisiyle organize suçörgütlerinin hedefinde.
Narkotik şubelerde uzun yıllar görev yaptım.1994 yılından bu yana çeşitli gazetelerde ve dergilerde ‘Bağımlılık kültürü’üzerine 1900’den fazla makale çalışması ile birlikte toplamda 1216 seminersunumu gerçekleştirdim.
7 kitap çalışması ile sahada( sorgu, ifade alma,bilirkişilik, adliyelerde duruşmaları takip ederek) edindiğim bilgi vedeneyimleri 7 kitapta toplayarak ülkeme faydalı olmaya gayret ediyorum.Haftanın 5 günü eğitim kurumlarında, STK’larda ve çağrıldığım özel şirketlerdebağımlılık konularında eğitimler veriyorum.
Kimyasal ve sentetik maddelerle ilgiliolarak gün geçmiyor ki basın yayın organlarında bir istatistik çıkmasın. Hiçbirveriye, bilimsel kaynağa ya da akla mantığa dayanmayan, manipülasyon içeren buistatistikler tamamen kasıtlı bir şekilde algı yönetimi içeriyor.
Hatta bazı siyasi oluşumlar konuyu öyle birnoktaya getiriyor ki sanki uyuşturucu ya da uyarıcı maddeler sanki hayatımızadün girmiş gibi algı yönetimi içinde sorumluluğu devlete ya da yönetime yüklemederdinde. Kaldı ki bu sahte ve aslı astarı olmayan verileri sosyal medyada yada basın yayın araçlarında paylaşıyorlar.
Toplumu yanlış yönlendiriyorlar. Yaftalıyorlar.Kimyasal terör ile ilgili canla başla çalışan kurum ve kuruluşlar hedefgösteriliyor. Adına ‘kimyasal terör ‘ adını verdiğimiz bu illet sadeceülkemizin değil, tüm dünyanın sorunu.
Uyuşturucuyla mücadelede gece gündüz demeden çalışan veadeta altın çağını yaşayan Türk Emniyeti'nin bu başarısını gölgelemek, biliminsanlarının uyuşturucuya yönelik yaptığı saha çalışmalarında alınan olumlusonuçları baltalamak gibi hedefler içeriyor.
Özellikleson yıllarda uyuşturucuyla mücadele alanında ortaya koyduğu gayreti sadecekolluk kuvvetlerinin başarılarının ötesine taşıyan Türkiye, ilgili bakanlıklar,üniversiteler, STK'lar gibi çok farklı kuruluşlarla yapılan çalışmalarneticesinde çok güzel sonuçlar alıyor.
Son zamanlarda ‘bağımlı sayısında patlama yaşanıyor’,’Her 3 liseliden 2’si madde bağımlısı’ gibi hiçbir araştırma ve bilimsel gerçeğiolmayan istatistikler servis edilip halk arasında infial yaratmak amaçlanıyor.Her gün liselerde eğitim seminerleri sunumu yapan bir birey olarak görüştüğümliseli öğrencilere elbette sigara ve diğer maddelerle ilgili sorular soruyorum.Ama hiçbir liseli kardeşimden ‘biz 3 liseliden 2’miz sigara ya da maddebağımlısıyız’ sözünü asla ve asla işitmedim.
Ülkemiz madde bağımlılığı konusunda dünyaya örnek.Birleşmiş Milletler bu konuda Türk Polisine defalarca resmi web sitesindeteşekkür etmiştir.
Nitekim Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk SağlığıAnabilim Dalı Başkanı, Emniyet Genel Müdürlüğü TUBİM Bilim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Mustafa Necmi İlhan, yenisafak. com’a yaptığı açıklamada, Türkiye'ninuyuşturucuyla mücadele noktasında dünyaya örnek olacak başarılara imza attığınıbelirtiyor.
İlhan, Türkiye'nin hem doğudan gelen uyuşturucunun hem deözellikle Balkan coğrafyasından gelen sentetik maddelerin merkezinde olduğunadikkati çekerek, "Çin'den gelen uyuşturucular için de en önemli geçişnoktasında yer alıyoruz. Jeopolitik gerçekliğin yanı sıra genç nüfus oranımızınfazla olması da satıcılar için bizi 'hedef ülke' konumuna getiriyor.’Sözleriyle bilimsel bir gerçeğin altını çiziyor.
Polis Akademisi Başkanlığı Suç Araştırmaları veKriminoloji Araştırma Merkezi Müdürlüğü (SAMER), geçtiğimiz günlerde 'Uluslararası Uyuşturucu Konferansı' düzenlenmişti. 'Türkiye'de vedünyada uyuşturucuyla mücadele' ana temasıyla gerçekleştirilen uluslararasıkonferansın açılış konuşmasını İçişleri Bakanı Süleyman Soylugerçekleştirmişti.
Bakan Soylu, denizde, karada, okul önlerinde, KatoDağı'nda, Pülümür Yaylası'nda, 2000-3000 metre yükseklikteki operasyonnoktalarında, uyuşturucunun bütün mecrası boyunca ciddi bir takip ve mücadeleiçinde olduklarını belirmişti.
Hem bir saha pratiği hem de bir literatür ortayakoymaya çalıştıklarını dile getiren Soylu, bu yıl ele geçirilen uyuşturucudason rakamları da açıklamıştı. Soylu, "Sadece 2018'de 134 bin 88 operasyonyaptık. Yaklaşık 80 ton esrar, 19,6 milyon captagon tablet, 7,8 milyon adetecstasy yakaladık. Yakaladığımız eroin miktarı 15,9 tondu. Erzincan'da birTIR'ın kasasında 1271 kilo eroin yakaladı. Bunu da rakamlarımıza ilave ettik.Tek seferde yakalamalarda önemli bir rakamdı. Emeği geçen bütün mesaiarkadaşlarıma buradan selamlarımı ve tebriklerimi gönderiyorum. Eroin rakamınaErzincan'da ele geçirdiğimiz 1271 kilo eroin dahil değildir" diyekonuşmuştu. Bu kadar başarılı ve özverili çalışmaları görmemek Türk Polisininemeğine, vefasızlık ve saygısızlıktır. Uyuşturucu sorunu siyaset üstü birkonudur. Çünkü politize edilemeyecek kadar uluslar arası bir sorundur.Uyuşturucu suistimali asırlardır vardır. Sanki dün ortaya çıkmış gibi göstermekbelden aşağıya vurmaktır. Biraz vicdan.