Siyaset, tedavisi olmayan bir hastalıktır. Bir defa bulaştı mı ölene kadar mutlak siyasetten kurtulamazsınız! En azından ilgi duyarsınız. Buna bağımlılıkta diyebiliriz.

Ama siyaset zamanında ve yerinde yapıldığında sizleri alıp beklemediğiniz mevkilere, makamlara taşır. 

O yüksek tepelerde kalmak o kadar kolay değil. Bir bakmışsınız ki hiç beklemediğiniz bir anda o makam altınızdan kaymış, gitmiştir, farkında bile olmazsınız.

Bu, makamda olsanız, milletvekilli de olsanız belediye başkanı da olsanız, hatta muhtar dahi olsanız, günü geldiğinde bu makam ve mevkilerde bir başkası olacaktır.  Bir gün içerisinde sade vatandaş durumuna düşmeniz an meselesidir. 

Bir örnek vermek gerekirse Ahmet Davutoğlu Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık yaptı. Ama şimdi adını duyan pek yok. Bazı basın ve medya kuruluşlarında bir görüntü veriyor, hepsi o kadar… Bunun sayısını çoğaltmak mümkün. Örneğin; daha önce belediye bakanlığı yapmış olan zatlar, şimdi o makamlardan çok uzaktalar.

Yerel seçimler sürecinde bunu iller bazında hep görüyoruz. Yarın bir gün ilçeler bazında da görmek mümkün olacaktır. Garanti gözüyle bakılan belediye başkanları bir günün hatta bir saat içerisinde gelen bir kararla 31 Martta yapılacak yerel seçimlerde isimleri yok olacakdır.

İşte “Makamlarda mevkilerde geçicidir” demiştik. Başbakan dahi olsanız; bu böyledir. Bundan önceki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in ismi bile anılmıyor. Ama o yüce makamda bunun farkına varmak mümkün olmuyor. 

Hayatın olağan akışına baktığınız zaman her şeyin geçici olduğunu da görürsünüz. Söylenen bir söz var: “Malda yalan; mülk de yalan, biraz da sen oyalan.”

Bunlar hep öyle ama bizler farkına varamıyoruz. Ne zaman ki o makamlarda yokuz… İşte o zaman ben neredeyim? Kendinizi dünün, bugünün ve yarınının hesaplaşmasını yapmaya başlıyorsunuz. Bunların hepsinin bir sonu vardır. İnsan ömrünün de bir sonu olduğunu ancak mezarlığa gittiğimiz zaman farkına varmış oluyoruz. Ama işte orası yolun sonudur. Tekrar geri dönüşü olmayan bir yolculuktur.

Geçtiğimiz hafta Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye başkanlığına aday olarak Belediyeciler Birliği Genel Sekreteri Hayrettin Güngör’ün aday tanıtım toplantısı vardı. Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal ve milletvekilleri de orada hazır bulundular. Basın toplantısında soru cevap sırasında, Mahir Ünal’ın iyi bir hatip olduğunu bilmeyen yoktur. Ama Belediye başkan adayı Hayrettin Güngör ‘ü Belediyelerin dışında pek tanıyan yoktu.  Ancak Belediye başkanları işin içinden çıkamadığı zamanlarda Güngör’ü arayarak çözüm ararlarmış! Geçmişi çok parlak bir bürokrat.  Yaptığı konuşmalarda diksiyonu düzgün. Ben “Makam için gelmedim ben hizmet için geldim. Asla günlük siyasetin içerisinde olmayacağım”. Demesi de siyasetin içinden gelmediğinin bir kanıtıdır. Ancak bulunduğu makam siyasetin tam kendisidir.

+++

YİĞİDİ ÖLDÜRELİM AMA HAKKINI YEMEYELİM!

Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç iki yıl bekledikten sonra bu üç yıl içerisinde büyük yatırımlara imza attı. Neredeyse ilimizi merkeziyle, kırsalıyla ve tüm ilçe belediye başkanlarıyla birlikte yeniden imar etti. Açıkçası yaşanabilir bir kent meydana getirdi. Bazıları; sanki Erkoç, hiçbir yatırım yapmadığı ve boş zaman geçirdiğini dile getirmek abesle iştigaldir. 

Diğer taraftan Mahir Ünal’ın taraf olduğu söylentilerinin de doğruluk dereceleri son derece zayıftır. Ünal, aday adayı olacakları makamına dahi kabul etmediği de bir gerçektir. “Benim yanıma bunun için gelmeyin. Eğer Kahramanmaraş için bir projeniz varsa gelin oturup konuşalım. “Dediği de siyasetçiler tarafından bilinmektedir. 

Ünal, konuşmalarında “Ben seçim, aday işlerine karışmıyorum. Taraf ta değilim demesi de bundandır.

Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Hayrettin Güngör’ün Göksunlu olmasının hiçbir önemi yok. Önemli olan ilimize hizmet etmesidir. Yerel seçimler bunun için yapılmakta. İster il, ister ilçe belediye başkanları ve ekipleri hizmet için seçilirler. Zamanı dolduğunda da giderler. Hepsi bu kadar…