Kahramanmaraş nüfus itibariyle 16. sırada, üretimde ve ihracatta da yine buna yakın sıralarda yer alıyor. Her geçen dönem gelişen veya büyüyen kentimiz, aynı zamanda iyi bir sanayi üretim merkezidir. Çalışkan ve müteşebbis bir yapıya sahiptir.
Ancak….
Bir türlü bazı alışkanlıklarından vazgeçmez…
Bunu da burada anlatmak istiyorum; Bir milyonu aşkın bir nüfusa sahip bir kentiz ancak başka illerde olduğu gibi diğer illerden de göç almadık…
Kahramanmaraş sadece kendi kırsalından, bir miktarda geçmiş dönemlerde Muş, Bitlis gibi illerden göç aldı. Suriyelilerde bu kervana katıldı. İnşaatta ve fabrikalarda çalışanların birçoğu bu illerden gelen insanlardan oluşuyor.
Kötülemek anlamında söylemiyorum...
Bu göçlerin ilimize artısı kadar eksileri de oldu. Türkiye’de en çok kendi doğduğu ilde yaşayan illerin başında Kahramanmaraş gelmektedir.
Bu hem suç işleme oranını hem de terörist faaliyetlerini engelliyor.
Ülke geneline baktığımız zaman suç işleme oranı alt sıralarda seyretmektedir.
BENDE VARIM:
Onlu yıllardan bu yana uygulanan ekonomik politikalar ile “kırsaldan merkeze ”sadece fiziksel olarak bir göç olmadı. Bunun yanında sosyal-psikolojik-kültürel yapılar da değişti ve yeni orta sınıf oluştu.
Sadece 2018 yıllında ülke genelinde kırsaldan kente göç edenlerin sayısı iki milyonu aştı. Sadece 10 yıl içinde bu sayı sonucu yirmi milyon insanımız kentlere büyük umutlar taşıyarak göç etmiş oldu. Siyasi, kültürel, dini, etnik, ekonomik olarak zihinsel yaşam biçimi farklılaşan gettolara bölünmüş durumda. Sosyolojik duyarlılıkları da farklı olan ve tüketme davranışlarda değişti.
Bu “yeni orta sınıf ” başta olmak üzere bu kadar insanımız demokratik biçimde, özgürlük içinde kişisel özgürlük haklarını kendilerine göre dizayn ettiler. ”Bende varım” biçiminde ortaya çıkan ve artarak süren bu biçimde var olan tüketim modelini örnek alarak yaşayan yeni unsurlar oluştu.
Bu kadar gelişmeleri göz önüne aldığımızda; sosyal yaşamın giderek azaldığına tanık oluyoruz… KSÜ’de 40 binin üzerinde öğrenci eğitim almakta. İstiklal Üniversitesi’nin ise hala kuruluş aşaması devam etmektedir.
Gençlerimiz bir ilin sosyal güvencesidir. Bu öğrenciler tiyatroya, sinemaya, konsere, kafeye vs. giderek boş zamanlarını iyi bir şekilde değerlendirmek isterler.
Ne yazık ki bu öğrencilerin gideceği hatırı sayılar yer maalesef yok… Bir kaç kafenin dışında sosyal başka bir mekân sunamıyoruz.
Hâlbuki: Bu ülkeyi bu gençlerimize emanet edeceğiz. Gençlerimize ne kadar değer verir sosyal yaşamlarına fırsat tanırsak o kadar kendilerine öz güven gelecektir. Her şey okulda öğrenilmiyor. Bu işin sosyal boyutunu da göz önüne almalıyız.