Kahramanmaraş Baro Başkanı Av. M. Burak Gül, KMTSO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Beşen, Kahramanmaraş Jeoloji Mühendisleri Başkanı Volkan Dalyan, Kahramanmaraş Tabipler Odası Başkanı Lütfi Tiyek, Kahramanmaraş Mimarlar Odası Başkanı Yunus Emre Kaçamaz, Kahramanmaraş İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ökkeş Buğra Dalkıran, Kahramanmaraş Eczacılar Odası Başkanı Bahtiyar Murat Aras ve Kahramanmaraş Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Demirciler açıklamalarda bulundu.

Maraş’ına Sahip Çık Hareketi Sözcüsü Zeynep Arıkan, Kahramanmaraş Milletvekillerine seslenerek acil bir komisyon kurmalarını ve şehrin geleceği için STK’lar ve halktan destek alarak Kahramanmaraş’ın Özel Statülü İl olması gerektiğini söyledi.

Arıkan, “Şehrimizin savunucusu olacak; siyaset ve partiler üstü bir yaklaşım sergileyecek. Bir kez daha üstüne basarak ifade edelim ki ne bir kuruluşun ve kişinin karşısında ne de kimsenin ve kuruluşun arka bahçesi olacağız. Derdimiz davamız mücadelemiz şehrimiz ve bugün geldiğimiz noktada gerekli fikir alışverişleri yapılmadan kararlar alınmasının, Kahramanmaraş'ın geleceği açısından telafi edilemeyecek biçimde olumsuz neticeler doğuracağı konusundaki endişelerimiz hala devam etmekte. Evet, merkez üssü Kahramanmaraş olan depremin üstünden 5 ay geçti; ama maalesef bugün olmuş hala çok yetersiz, düzensiz ve en önemlisi koordinasyonsuz bir halde hepimiz ne yapacağımızı bilmeden bekliyoruz" dedi. 

Arıkan şunları dile getirdi: "Evet, aylar geçti, biz hala enkaz kaldırma çalışmaları için olması gereken uygulamaların sağlıksız ve yanlış olduğunu, hasar tespitlerinin çok acele ve çok yanlış kararlarla belirlendiği; -mesela, hasar tespitinde söylenilen orta hasarlı tanımı, bu ne demek? Allah aşkına orta hasarlı ne demek tanımı ne, akıbeti ne olacak?- keza sağlık hizmetlerinin yetersizliğini, insanların muhatapsız ne yapacağını bilememesini ve çaresizliğini konuşup duruyoruz. Sürekli söylenen 11 ilde aynı felaketin yaşandığı, onun için depremin ilk anından beri bu aksamaların olduğu ve olması gereken hizmetlerin bu sebepten geciktiği ve gerçekleşmediği… Soruyorum: 11 ilin tamamı da Hatay, Adıyaman ve Maraş gibi bu şekilde mi aynı felaketi mi yaşadı? Burada üç il gerçekten bu felaketin odağında. Şimdi, 11 ilin yaşaması sürekli sebep gösteriliyor da, bizim durumumuzda olan öbür iller de hizmet alamadığından şikâyetçi. Demek ki üç il de olsa bir şey değişmeyecekmiş. Tüm bunları; sizler basında, bizler hem grup sayfamızda hem kendi sosyal medyamızda yazıyoruz, söylüyoruz ama hiçbir netice alamıyoruz."

Arıkan'ın konuşmasından satır başları:

Çevre Bakanlığınca açıklanan projede de çözümsüz durumlar mevcut. Şehirde hala hiç girilmemiş mahalleler var. Dün, İstanbul Üniversite’sinden ve TÜBİTAK’tan şehrimize gelen hocalarla; Sakarya, Kuyucak, Divanlı mahallelerine gittik. O kadar vahim bir durum ki, tek kolon üstünde her an yıkılacak binalar evler var, çocuklar insanlar buralardan geçiyor ve çok büyük tehlike arz ediyor… Divanlı mahallesinden iki gün önce, iki çocuk cesedi çıktı. Mahalle sakinleri son derece çaresiz, kime başvuracağını bilemiyor.

O kadar çok sorun var ki neresinden tutsanız elinizde kalıyor, bunları söyleyince de hemen sanki bir tarafmışsınız yaftalanıyorsunuz. Bizler şehirle ilgili her konuyu açık, net ve cesur bir şekilde konuşmak, gündeme getirmek ve kamuoyu oluşturmakla mükellefiz.  

Biz STK’lar ve gönüllüler olarak tavsiye, danışma ve görüş bildirme mekanizmalarıyız, icraat makamı değiliz… İcraat makamı kimler? En başta siyasiler, seçilmişler ve sonra da atanmışlar.

Biz hiç kimseye lütfen gelin vekilimiz olun demedik, ucu yanık mektup yollamadık; talep ettiler, her türlü çalışmayı yaptılar ve bu şehrin şahıslara olan teveccühüyle değil ülke siyasetinin gereği olarak milletin vekili olma vebalini aldılar.

Seçim öncesi sosyal medyada gördük kendilerini, seçimler bitti, hayırlı uğurlu olsun ama seçim sonrası çoğunluğundan şehirle ilgili özel bir görüş, öneri ve çalışma duymadık.

Neredeyse her gün geliyorlar, görkemli ve kalabalık bir grupla karşılama, teşkilatla toplantı, çadır kentte depremzedelere ziyaret, kamu kurumu niteliğindeki meslek odaları ve hangi kritere göre çağrıldıklarını bir türlü bilemediğimiz bazı sivil toplum kuruluşlarıyla İSTİŞARE toplantıları... Ve yine bir sürü masrafla kalabalık bir grupla uğurlama...

Maraş’la depremle ilgili neler yapılacak somut bir öneri ya da aklı başında bir açıklama yok! Bir sürü hamaset!!!

Değerli vekillerimiz de geliyorlar, onlar da bu programlara katılıyorlar ve bu arada da mecliste daha epey bir ziyaretçi kabulü devam edecek gibi ama maalesef şehirde durum vahim.

Şehrimizin kıymetli vekilleri; lütfen Türk milletinin teveccühüne talip olarak seçildiğiniz milletin vekili olma görevinizi yerine getirmeye başlayın. Artık işiniz, gücünüz, 24 saatiniz Maraş olmalı! Yeter ziyaretler ve hayırlı olsunlar artık kaybedecek vakit yok!

Partiniz, lideriniz ne der diye düşünmeden, bir dönem sonrasının hesabını yapmadan, şehir tarihinin en zor zamanlarının sizlere yüklediği bu kutlu görevin gereği olarak bu sorunları ve tabi çözüm önerilerini de kürsüye çıkıp cesurca korkusuzca dile getirin, soru önergesi verin, gündemde tutun, her saat her dakika bu şehrin sorunlarıyla yatın kalkın(biz öyle yapıyoruz çünkü) ve bunu bize hissettirin. Bu şehre olan sorumluluğunuzu yerine getirin! Sizlerin kürsüden bu şehrin haklarını güçlü bir şekilde haykırması lazım!!!

Sekiz vekilin bir araya gelmesi, ya da kendi aralarında acil bir komisyon kurmaları, bu konuda şehirdeki STK’lardan ve halktan beslenmeleri, destek almaları ve bin yılın afetini yaşaması sebebiyle “MARAŞ ‘ı ÖZEL STATÜLÜ İL” kapsamına aldırmak için kanun teklifinde bulunmalarını acil bir şekilde bekliyoruz...

En kısa zamanda Maraş’ına Sahip Çık Hareketi olarak Çevre ve Şehircilik Bakanımızla özel bir görüşme talep edeceğiz ve aynı zamanda tüm şehrin görüş ve önerilerini alacağımız bir çalıştay gerçekleştireceğiz. Bu verilerle de her konuda daha sağlıklı çözüm önerileri bulacağımıza inanıyoruz. Biz Maraş’ına Sahip Çık Hareketi olarak, şehrimizin sadece deprem sonrası dönemde değil, uzun vadede de gelişmesine, büyümesine, kalkınmasına ve daha yaşanabilir bir şehir haline gelmesine katkı sağlamak için var gücümüzle çalışacağız.”

Editör: METEHAN NAZLI