Kalp Krizi Nedir?

Miyokard enfaktüsü olarak bilinen kalp krizi, koroner damarlardaki tıkanıklık sonucu kalp kasına giden oksijenle birlikte kan akışının azalması veya tamamen kesilmesi şeklindeki doku ölümü olarak tanımlanabilir. Kalp krizi sırasında özellikle birkaç dakika boyunca yaşanan göğüs ağrısı veya sıkışma hissi gibi belirtiler kalp kasının oksijensiz kalmasından kaynaklanan bir durumdur.

Sağlıklı Yaşam Danışma Merkezi'nden 8 ayda 3 bin 200 kişi faydalandı Sağlıklı Yaşam Danışma Merkezi'nden 8 ayda 3 bin 200 kişi faydalandı

Kalp kasına giden oksijenin azalması, kalp kasının hasar görmesine ve ölmesine sebebiyet verir. Kan akışının azalması sadece kalbi değil vücudun diğer bölümlerindeki kan akışını da durdurarak ölümcül sonuçlar doğurabilir. Kalp krizinin ölümcül sonuçlarıyla karşılaşmamak için erken meydana gelen belirtileri tespit etmek ve vakit kaybetmeden tıbbi yardım almak kişinin hayatını kurtarmasını sağlayabilir. 

Kalp Krizi Çeşitleri Nelerdir?

Koroner damarlardaki tıkanıklıkla birlikte kalp kasına giden oksijenin ve kan akışının kesilmesi durumu olan kalp krizi, kendi içinde 3 alt tipe ayrılır.

Kalp krizinin 3 çeşidi şöyledir:

  • ST yükselmeli miyokard enfarktüsü (STEMI)
  • ST segment yükselmeli miyokard infarktüsü (NSTEMI)
  • Koroner atardamarlarda kasılma (koroner spazm)

Kalp Krizi Nedenleri Nelerdir?

Kalp krizi, yağlı ve kolesterol içeren birikintilerin kalbe kan ve oksijen gönderen bir veya daha fazla koroner arterleri (kalp damarları) tıkaması ile meydana gelir. Bu tıkanma genellikle atardamarların iç kısmında biriken ve yapışkan bir madde olan plaklardan(yağ ve kolesterol gibi maddeler ile oluşur) kaynaklanır.

Kalp krizi yaşayan kişilerde koroner arter hastalığı görülmeyebilir ancak bu durum kalp krizi vakalarının az bir bölümünü içerir. Koroner arter hastalığıyla birlikte kalp krizi nedenleri şöyledir:

  • Koroner arter spazmı
  • Yüksek tansiyon
  • Kolesterol yüksekliği
  • Diyabet
  • Nadir görülen tıbbi durumlar
  • Travmalar
  • Obezite
  • Elektrolit dengesizliği
  • Kan damarlarında yırtık
  • Sigara ve uyuşturucu kullanımı
  • Hipoksi (kandaki oksijen eksikliği)
  • 45 yaş ve üzeri olmak
  • Genetik faktör
  • Fiziksel aktivite yetersizliği
  • Stres
  • Sağlıksız beslenme

Kalp Krizi Belirtileri Nelerdir?

Kalp krizi anında belirtiler değişiklik gösterebilir, öyle ki bazen hiç belirti olmaksızın kalp krizi geçirilebilir. Belirti görüldüğünde ise hafif ya da şiddetli göğüs ağrısı, nefes darlığı, çene, boyun, sırt, kol veya omuzda ağrı, mide bulantısı, sersemlik hissi veya anormal şekilde yorgunluk kalp krizi belirtisi olarak hissedilebilir.

Yaygın kalp krizi belirtileri şunlardır:

  • Kalp krizinin en yaygın belirtisi göğüste ağrı, baskı ve sıkışmadır. 
  • Nefes almayı güçleştiren nefes darlığı
  • Kalp krizi anında çene, sırt, boyun ve mide gibi vücut bölgelerine yayılan ağrı
  • Sol kolda hissedilen ağrı ve uyuşma
  • Midede yanma ve hazımsızlık
  • Mide bulantısı ve baş dönmesi
  • Soğuk terleme
  • Aşırı yorgun hissetme

    Kalp Krizi Risk Faktörleri Nelerdir?

  • Sigara ve nargile başta olmak üzere tütün ürünleri kullananlar
  • Kötü kolesterolün  (LDL) yüksek olan kişiler
  • İyi kolesterolü (HDL) düşük olan kişiler
  • Diyabet (şeker) hastalığı olanlar
  • Metabolik sendrom yaşayanlar
  • Obezite hastalığıyla mücadele edenler
  • Hareketsiz yaşam ve fiziksel aktivitesi az olan kişiler
  • Erkeklerin 45, kadınların 55 yaşının üstünde olması
  • Uyuşturucu kullananlar
  • Hipertansiyon sorunu olanlar
  • Sağlıksız beslenenler
  • Preeklampsi öyküsü olanlar
  • Otoimmün hastalıklara sahip kişiler
  • Ailede kalp hastalığı yaşayan kişilerin varlığı
  • Kalp Krizi Anında Ne Yapılmalı?

    Ani kalp damarı tıkanmasına bağlı olarak ortaya çıkan kalp krizinde en önemli nokta, kalp ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkar çıkmaz kişinin tam donanımlı bir hastaneye başvurması ve sağlık yardımı alması zaruridir. Zira kalp krizine bağlı ölümlerin ortalama yarısı kalp krizi başladıktan sonraki ilk saat içinde ortaya çıkar. Nitekim kalp krizinde ilk yardıma kadar erken başlanırsa, tıkanan damarı açıcı tedavi yöntemleri de en kısa sürede uygulanabilir ve kalbin hasar görmesinin önüne geçilmiş olur. Hastaya hastanede müdahalede önemli olan hızlı tanı konulması ve müdahalenin uygun bir şekilde yapılmasıdır.

    Eğer kalp krizi esnasında yalnızsa;

  • Kalp krizi geçirdiği esnada kişinin tıkalı olan damarını açabilmek için yapacağı bir manevra yoktur.
  • Öncelikle ağrı başladığı anda hasta telefonla yakınlarını arayarak durumu haber vermelidir.
  • Bulunulan yerin kapısını aralık bırakılmalıdır. Böylece, yardıma gelecek olan kişinin işi kolaylaşmış olur.
  • Kuvvetli öksürük geçici olarak kan akımını artırabilir. Yeni başlamış bir pıhtıyı yerinden sökme ihtimali çok düşük olsa da kişi burun deliklerini kapatarak kuvvetli biçimde öksürmelidir.
  • Evde aspirin varsa, bir bardak su ile alınmalıdır.
  • Bunun dışında kesinlikle bir şey yiyip içilmemelidir.
  • Pencere açılarak odaya oksijen girmesi sağlanmalıdır.
  • Yardım gelmesi, yatarak ya da oturarak beklenmelidir. Kesinlikle ayakta olunmamalıdır. Zira kalp krizi ile hastaneye gelen bir hastanın bir travma sorunu olmaması gerekir. Eğer kişi düşerek başını çarpmışsa, kalp krizi ile ilgili yapılacak tedaviler, başa alınan darbe nedeniyle yapılamayabilir.
  • Ağrıyı azaltmak için egzersiz yapılmamalıdır.
  • Soğuk ya da sıcak suyun altına kesinlikle girilmemelidir. Özellikle soğuk su böyle durumlarda çok tehlikelidir. Çünkü kalp damarlarını büzer ve tıkalı olmayan damarların da daralmasına neden olabilir.
  • Bir kişi yanı başınızda kalp krizi geçiriyorsa;

  • Sağlık deneyiminiz yoksa kalp krizi geçiren birine müdahale etmeyin, başka hastalara veya kendinize ait kalp ilaçlarını vermeyin.
  • Hemen ambulans yardımı isteyerek hastayı en yakın tam donanımlı bir hastaneye ulaştırın.
  • Bu esnada, kalp krizi geçiren kişiyi uygun bir yere yatırın.
  • Ayaklarını kalp seviyesinin üzerine kaldırarak, kalbe daha çok kan akışının olmasını sağlamaya çalışın.
  • Üzerindeki sıkı olan kıyafetleri gevşetmek, kravatı çözmek gibi yardımlarda bulunun.
  • Önemli olan, hastayı tetkik ve tedavilerinin, yerinde ve uygun şekilde yapılabileceği bir hastaneye ulaştırmanızdır.
  • Kalp Krizi Nasıl Teşhis Edilir?

    Kalp krizi tanısının hızlı konulması ve müdahalenin doğru yapılması hayati önem taşır. Tedavi süreci ambulans personeli vasıtasıyla hastane yolunda başlar, erken müdahale kalp kasının zarar görmesini önler. Hastanın öncelikle kan basıncı, ritim, solunum gibi hayati önem arz eden sorunlarına müdahale edilir. Ardından kesin tanı konulması için gerekli testlere başlanır .

    Hastaneye ulaşıldığında doktor kalp krizi geçirilip geçirilmediğini teşhis etmek için bazı testler yapacaktır. Bu testlerle kalpteki hasar miktarını ve uygulanacak en iyi tedavi yöntemini de ölçecektir.

    Kalp Krizini Önlemek İçin Neler Yapılabilir?

    Aşağıdaki bazı yaşam tarzı değişiklikleri, kalp krizinin meydana gelme riskini azaltmaya yardımcı olabilir:

  • Sigaradan uzak durulmalıdır.
  • Düzenli, özellikle kalp hastalığına uygun egzersizler yapılmalıdır. Hareketsiz bir yaşam tarzı sürdüren 50 yaşın üzerindeki kişiler bir egzersiz programına başlamadan önce bir doktora danışmalıdır.
  • Kan basıncı ve kolesterol takibi için düzenli olarak doktora görünülmelidir.
  • Not: Tüm bunlara ek olarak kalp krizi riskini azaltmak için 'kan inceltici' ilaçlar, beta blokerler, ACE inhibitörleri ve kolesterol düşürücü ilaçlar reçete edilebilir. Örneğin doktorunuz size düzenli olarak düşük dozda aspirin almanızı önerebilir. Aspirin, kanın pıhtılaşma eğilimini azaltarak kalp krizi riskini azaltır. Aspirin kullanımına doktorun açıkladığı tavsiyesi üzerine başlatılmalıdır.

    İkinci bir kalp krizini önlemek için neler yapılmalıdır?

  • Sigara, puro, pipo, nargile gibi tüm tütün kullanma alışkanlıklar terkedilmelidir. Daha önce kalp krizi geçiren bir kişinin tütün kullanımına devam etmesi, ikinci bir kriz riskini en az 2-3 kat arttırır.
  • Daha hareketli olmaya özen gösterilmelidir. Düzenli egzersiz programları stres ve depresyonu azaltacağı; kiloyu, kolesterolü ve tansiyonu dengede tutmaya yardımcı olacağı unutulmamalıdır.
  • İlaçlar doktor kontrolünde düzenli alınmalıdır. Kardiyoloji uzmanı tarafından verilen ilaçlar kesinlikle ihmal edilmemeli, düzenli şekilde alınmalıdır. Oluşabilecek en ufak bir sorunda mutlaka doktorla iletişime geçilmelidir.
  • Sağlıklı beslenmeye özen gösterilmelidir. Bu sayede kişi hem daha çabuk iyileşir hem de kilosunu kontrol altında tutar, kan kolesterol düzeyinin ve tansiyonun yükselmesi önlenmiş olur. “Ben nasılsa ilaç kullanıyorum, bana bir şey olmaz” yanılgısına asla düşülmemelidir  çünkü yaşam tarzı değişiklikleri kalp sağlığı açısından en az ilaçlar kadar önemlidir.
  • Kilo kontrolü sağlanmalıdır.
  • Yağ, kolesterol ve tuz oranı düşük bir diyet yapılmalıdır. (Fındık, avokado, zeytin ve zeytinyağı gibi sağlıklı yağ seçenekleri tercih edilmelidir.
  • Bol sebze, meyve ve kepekli yiyecekler tüketilmelidir.
  • Tansiyonun yükselmesine yol açan tuz günde sadece 5-6 gr’la sınırlandırılmalıdır.
  • Deniz ürünleri-balık, baklagiller (fasulye ve mercimek gibi), kabuklu yemişler gibi çeşitli sağlıklı protein kaynakları tüketilmelidir. Kırmızı et tüketiminde etin yağsız olmasına dikkat edilmeli kırmızı et tüketimi haftada 1- 3 kez ile sınırlandırılmalıdır.
  • Diyabet takibi ve düzenli kan şekeri kontrolü yapılmalıdır.
  • Stresten uzak durulmalıdır.
  • Alkolde uzak durulmalı ya da tüketimi sınırlandırılmalıdır.
Editör: SEVİLAY YUMUŞAK