Son yıllarda uygulanan ekonomik politikalar ile “çevreden merkeze “sadece fiziksel olarak bir iç göç olmadı. Bunun yanında sosyo psikolojik yapılar da değişti ve yeni orta sınıf oluştu. Yıllar içerisinde kırsaldan kente göç edenlerin sayısı her geçen gün artış gösterdi... On yıl içerisinde köyde yaşayan binlerce insanımız, kentte büyük umutlar taşıyarak göç etti. Böylelikle, ülke genelinde siyasi, kültürel, dini, etnik ve ekonomik olarak zihinsel ve yaşam biçimi farklılaşan gettolara bölünmüş durumda. Sosyo -ideolojik duyarlıklarla farklı olan ve tüketim davranışlarının da değiştiği bu “yeni orta sınıf” başta olmak üzere insanlarımız “bende varım ”biçiminde ortaya çıkan ve artarak süren biçimde var olan tüketim modelini, örnek olarak yaşamaya çalışan bu yeni sınıf. Merkeze gelen ve merkezin nüfusunu arttırdığını biliyoruz.
Diğer taraftan: Daha öncede bu konulara değinmiştik. Büyükşehir olmasıyla birlikte köylerin adı mahalle oldu, Her mahalleye sosyal yatırımlar yapıldı. Her köyün yaşam şartları yükseltildi. Ama, şimdide köyde kimse kalmadı! Mahalleden merkeze akın ettiler. Her köylü yaşamına merkezden yana kullandı. Genel olarak köylü kadını köyde kalmak istemedi? Çünkü köyde kaldığında işleri fazlalaşacak. En azından evinin önüne maydanoz, soğan, marul vb. ekmesi gerekecek. Artık bunlarla kimse uğraşmak istemiyor. İhtiyacını marketten alıyor. Bilhassa ova Mahallelerinde kimse kalmadı. Aileler ya merkeze veya diğer illere göç ettiler. Okumuş gençlerde büyük kentlere veya yurt dışına gittiler. Güzelim arazilerde ya boş yada kiraya verdiler.
Şu anda ülke nüfusunun %90 üzerinde merkezde yaşamaktadır. Esas devletin amacı köylüyü köyünde tutarak üretimi artırmaktı! Ama bu projenin ne kadar başarılı olduğu tam olarak bilinmiyor. Ama her halde köylüyü merkezden alıp tekrar köye çekmeleri için yeni bir siyasete ve projeye ihtiyaç vardır.
Tarım kredi kooperatifi yeni nesil haline getirildi. Ana gıda maddeleri ve ürünlerin Fiatları düşürüldü. Üretimi artırmak ve insanlarımıza daha ucuz gıda maddesi sunmak için yapılan çalışmalar var. Çiftçinin ihtiyacı olan gübre, ilaç, mazot ve işçilik, konusunda mutlaka devletin süspansiyon uygulaması bekleniyor. Biz ülke olarak tarımdan uzaklaşsak da tarım ülkesi olduğumuzu unutmamalıyız.
Elbette, katma değeri yüksek teknolojik çeşitliliği artırmalıyız. Ama tarımı da ihmal edemeyiz. Tarım birçok üretimin ana ham maddesi.