Her yıl olduğu gibi bu yılda Kahramanmaraş’ta Kitap ve Kültür Fuarında, okuyucular, kitapseverler, kitaplar ve yazarları ile buluşmaktadır. Büyük bir okuyucu kitlesi fuarı gezmekte, dolaşmakta ve kitap kokusu almaktadır. Kitapların isimlerine bakmak bile bir kitap okumak ve ilgi sahibi olmaktır.
Yüzlerce yayınevinin katıldığı, yüzlerce şair ve yazarların iştirak ettiği ve yüz binlerce okuyucunun ziyaret ettiği kitap fuarına gün geçtikçe ziyaretçiler artmakta ellerinde kitap poşetlerini aldığı kitaplarla doldurmaktadır. Şölen halinde geçen bu bir sevindirici bir olaydır.
Ama bu yeterli değildir. Daha çok okuyucuyu artırmak, kitap sevgisini aşılamak ve kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için çaba harcanmalıdır. İlçelerde de kitap fuarı açılmalıdır. Okullarda, eğitim yuvalarında ve toplumda kitap sevdirilmeli, kitap okuma özendirmelidir. Okuyan bir toplum olunmalıdır. Öğrencilere, genç nesillere kitap okuma alışkanlığı kazandırılmalıdır. Çünkü okumakla bilgi sahibi olunur. Okumakla gelişen ve kalkınan bir toplum olunur.
Dinimizin ilk emri de “oku “ olmuştur. Bilen ve öğrenen insan kendine ailesine, vatanına ve milletine faydalı olur. Okumayla ilerleme ve medenileşme olur.
Kitabın olmadığı, okumanın ve bilginin olmadığı devire “cahiliye” dönemi denmiştir. İslam da okumayı, bilgi sahibi olmayı teşvik etmiş. Suffe ashabı yetiştirmiştir. Kıraat evleri, çeviri evleri ve medreseler açmışlardır.
Kitaplar okunmak için vardır. Bazı kitaplarda kendini okutur. Kitabın sayfalarını çevirerek okunmalı, kitap kokusu almalıdır. İnternetten okunan kitaplardan kitap kokusu alınmaz.
Okumak beynin gıdasıdır. Ruhun gıdasıdır. Okuyan insan beyni en çok kullanan insandır. Okumayan insanın en az kullandığı beynidir. Okumak içinde önce okumayı sevmek, kitabı sevmek gerekir.
Kitaplar örselemek, sayfalarını yıpratmak ve raflarda tozlanması için alınmaz. Kitaplar, okunmak, anlamak, satırlarının altını çizmek, kenarlarına bir şeyler yazmak ve raflarda göze hoş görünecek şekilde muhafaza etmek için alınmalıdır.
Kitap alındığında, içindekiler ve önsöz okunduktan sonra tetkik ediliyorsa ve okunuyorsa sevilmiş sayılır. Hürmet edilen bir büyüğümüz gibi, zaman zaman ziyaret ederek sevmiş oluruz kitapları. Emrinden çıkılmayan bir sevgili gibi kitaplarında dediğini yapmakla sevgimizi belli ederiz.
Bir kitap saatlerce onunla konuşarak, sohbet ederek sevilir.
Geçmiş devirlerde; gecenin bir yarısında, halife kendisi ile sohbet edecek bir alimi yanına çağırır. Âlim, kitapların arasında mütalaa eder şekilde, şuanda etrafımda konuştuğum, sohbet etiğim bir grup dostum var. Sohbetimiz bitince gelirim der. Halife hiddetlenir, kimmiş yanındaki bu alimler diye Alime sorar; Alim zat, “ Ey Emirel mü’minin, Onlar konuşmasında usanma duymadığımız, yüz yüze de olsak emniyetli ve tehlikesiz, baş başa kaldığımız zaman o tatlı sözleri olan, üzüntüleri alıp götürmeye yardımcı olan, bizi öncekilerin bilgi, tecrübe ve doğru görüşleri ile bizi aydınlatan arkadaşlardır.” Diye cevap verince, Halife onun kitaplardan bahsettiğini anlar gecikmesinden dolayı kızmaz, bilakis iltifatta ve ihsanda bulunur.
OKUMA SANATI
Okuma, mesleğimizi ilerletmek, kültürümüzü artırmak, güzel ve doğru düşünmek, konuşmak ve yazmak için ve hayırlı hizmetlerde bulunmak için mutlaka şart olan bir çalışmadır. Açık hava gezintileri, oyunlar, nasıl bedenimizi geliştirirse, güzel bir eseri de okumak öylece zihnimizi geliştirir, duygularımızı yüceltir. Kitaptaki görüşlerle fikrimizi geliştiririz. Yılların tecrübesini ve birikimini birkaç saat içerisinde kitap okuyarak öğrenmiş oluruz. Sözlü anlatımlar bir müddet sonra aklımızdan çıkabilir. Ama kitaplar her daim elimizin altında bulunan kaynaklardır.
Bir meslekte ilerlemek ve mütehassıs olmak için, o meslekle ilgili yayınlanmış kitapları okumak gerekir. Başarılı olmak için okuma alışkanlığı ve okuma sevgisi olması gerekir.
Kimi kitaplar zamanın içerisinde süzülmüş bir birikimin meyvesidir.