Maraş Ağzı Köroğlu 12 bölüm (kısım, kıssa). Anlatıcı, dinleyenlerin ilgisini çekmek için bölüm başlarında şiirler döşüyor. Zaman zaman bir punduna getirip anlatının içinde başka kıssalar anlatıyor. Mesela Mangala oyunu, Uykusu gelen keklik, Ahmak Mahmut, Tuz hikayesi gibi. Maraş Ağzı Köroğlu’da güçlü tasvirler var. Bunlardan birkaç örnek vereyim: 1-Köroğlu: İri yarı, güçlü kuvvetli. Yeleli aslan misali oturuşlu. Göğsü daraba tahtası gibi. Nefes alıp verirken göğsü kalaycı körüğü gibi “Harr! Harr!” ediyor. Gözleri bakır tas gibi. Öfkelenince kıpkırmızı oluyor. Elinde sazı. Sedefkâri, 12 telli, 24 perdeli. Bazen dilden, bazen telden söyler yiğidimiz. Hele bir kılıcı var. Kancık katır sidiğinden su verilmiş kirmani kılıç. Her babayiğidin harcı değil o kılıcı taşımak. O kılıcın hakkını vermek. Köroğlu gibi biri olmak gerek. Çok zeki.Kurt gibi akıllı, tilki gibi kurnaz. Bazen kılık değiştirip Kürt ağası kılığına giriyor. Kıratı Kayseri eşeği gibi boyuyor. (Aman Kayserililer duymasın!) Ab-ı hayat içmiş Köroğlu. Ölümsüz. Şam’da kırklara karıştığına inanılıyor. 2-Kırat: Köroğlu’nun mütememmim cüzü. Onu tamamlayan bir parçası.Kırat olmazsa Köroğlu da olmaz. Kırat; önden bakınca geyik gibi, yandan bakınca kayık gibi, arkadan bakınca hüyük gibi bir at. Duruşu şimşir gibi. Çalımlı mı çalımlı...Önden geleni kapar. Arkadan geleni teper. Dostunu, düşmanını iyi seçer. Köroğlu bazen Kıratın dizginini saz misali kullanır. Kesik makamdan söyler. Kırat da ölümsüz Köroğlu gibi. Ab-ı hayat içmiş. Her yıl, yılda iki kez Şam pazarında satılır. İlk altı ayda tavlı. Daha sonra zayıflar. 3-Reyhan Arap: Kara kuş kanatlı, korkunç suratlı bir yiğit. Hoylu’nun betimi Maraş Ağzı Köroğlu’nun 60.sayfasında yer almış. Kitabın 63. sayfasında Dağdeviren’in ve öteki arkadaşlarının tasviri yapılmış. Buraya alıntılayamadım. Çünkü kitaba sanal ortamda ulaşamadım ne yazık ki! Köroğlu’nun diğer arkadaşlarını (binbaşılar)isim isim yazayım: Eceliyakın, Canıcebinde, Kabresığmaz, Darıdeğmez, Zincirkıran, Selamvermez, Ecelalmaz, Tepedelen... Bir de Zorbezirgan var ki Köroğlu’yla boy ölçüşecek niteliklere haiz. Zaten Zorbezirgan’ın tasviri Köroğlu’na çok benziyor. Durum ve olay tasvirlerine de örnekler verelim. (Köroğlu’nun yumruğunu, gürzünü) Hengeyleyip hüngeyleyip alnının çatı şudur deyip hıngeyleyince rakibin tiyeğinde yetişmiş tevriz kabağı gibi “Paat!” diye attan düşmesi. Yine rakibin dalında yetişmiş güz kabağı gibi “Paat!” diye düşmesi, rakibin dalında yetişmiş Hacı Hamza armudu gibi “Paat!” diye düşmesi anlatının değişik bölümlerinde geçiyor. Köroğlu zalimin karşısında, mazlumun yanında. Zalime karşı çok acımasız. Ama bazen öylesine duygusallaşıyor ki... Çamlıbel’de inzivaya çekiliyor. Kimselerle görüşmüyor. Ağlıyor da. Ağlarken gözlerinden perpi tanesi gibi yaş döküyor. Ey azizler, söyleyecek birkaç çift lafımız daha var. Gerisini bir sonraki yazımıza bırakıp noktamızı koyalım.