ÇocukluğumuzunKahramanmaraş’ındaherkesin hürmet gösterdiği, sevip saydığı; kiminin veli,kiminin deli dediği, behlül ve meczuplarımız vardı. Bunlardan biri de HacıAslan’ın Delisi olarak bilinen Hacı Hasan İbrahim’di.
Küçüklüğünde geçirdiği sâribir hastalıktan dolayıakli melekelerini kaybetmiş, hiçbir saldırgan hareketi olmayan tam bir Allahadamıydı.Yaz kış sokaklarda üzerine giydiği gri çizgili uzun fistanıyla, yazın sıcağında, kışınsoğuğunda, kar, fırtına, demeden, yalın ayak şehrin caddelerinde dolaşır dururdu.
Uzun entarisinin içinde, pehlivanyapılı bir vücudu olmasına rağmen, yüzünde bir çocuk masumiyeti vardı. Dudakları, ne dediği anlaşılamayan,bir şeyler konuşur gibi sürekli kıpırdar dururdu. Daima mütebessim bir yüzüvardı.
Erkendenevinden çıkar, akşama kadar Maraş’ın çarşılarınıdolaşır;onu gören esnaflar, duasını almak için, dükkânlarına davet edip yedirir,içirirler, onun işyerlerinegelmesinden memnuniyet duyup, uğur kabul ederlerdi.
Hacı İbrahim’in entarisinin her ikiyanında iki geniş cebi vardı ki esnaflar onu gördüklerinde, işyerlerinde nesatıyorlarsa fistanının geniş ceplerine; et, meyve ve sebzelerden,Allah ne verdiyse yerleştirirlerdi. Akşam olup da Hacı İbrahim evinedöndüğünde, cepleri tıka basa yiyeceklerle dolu,günlük nafakası çıkmışolarak gelmiş olurdu.
Hacıİbrahim, yıkanmayıçok severdi. O hamamdan çıkar bu hamama girer. En fazla daDemirci Çarşısı’ndaki Tüfekçi Hamamı’na giderdi. Eline aldığı bakır hamamtasını darbuka gibi çalar, ne dediği tam anlaşılmasa da kendi kendine bazenilahi, bazen türkü, söyler gibi yapardı.
Maraş Belediyesi, cadde ve sokaklarayeni yeni aydınlatma lambaları taktığı yıllarda, birileri bu lambaları kırarmış.Belediye görevlileri, usanmış olmalı ki kimin kırdığını öğrenmek içinlambaları takibe almışlar. Bir de ne görsünler? Hacı İbrahim’i sokaktabirileri kızdırmış, o da eline aldığı taşlarılambalaraatıpkırıyor.
Belediye görevlileri, suçlunun Hacıİbrahim olduğunu görünce bir daha yapmaması için, sembolikolarak, onu belediye binasının merdiveninin altında, karanlık bir bölümdebir süre tutmuşlar. Sonra kendilerince bir daha kırmaması için öğüt veripgöndermişler.
Bu hadiseden birkaç gün sonra Hacıİbrahim’i sokaklarda gören olmamış. Esnaflar,Hacı İbrahim hastamı? Diye meraklanıp evine kadar gitmişler ama evde debulamamışlar. Yakınları başına kötü bir iş gelmesindenendişelenmeye başlamış. Hatta çarşı esnafı, çevre vilayetlere,Antep’e Osmaniye’ye gitmiş olacağınıdüşünerek, oradaki tanıdıklarınahaber yollamışlar. Fakat Hacı İbrahim’den hiçbir haber yok.
Belediyedekilerden biri, merdiveninaltında, karanlık bölümde birbirilerininolduğunu fark etmiş. Bakmışlar ki Hacıİbrahim oradabir köşeyeçömelmiş sessizce oturuyor.
Anlarlarki Hacı İbrahim yine bir sokak lambası kırmış, kendi kendini cezalandırmak istemiş,o merdivenin altına iki gün boyunca kendini oraya gizleyerek hapsetmiştir.
Ruhun şad olsun, Hacı Hasan İbrahim.
Selam ve sevgilerle.