Abdulhakim Eren “Penceremden Dört Ünlü Ozan”ı tamamladı. Bu dosyada Âşık Yener eksikti. Araştırmacı Mehmet Gözükara’nın uyarısını ve benim tavsiyemi dikkate aldı Abdulhakim Hoca. Dosyayı tamamlamak için Âşık Yener’e çalıştı günlerce. Ne güzel etti. Emeği var olsun.
Haliyle yeni dosyanın adı “Penceremden Beş Ünlü Ozan” oldu. Daha önce yazdık. Afşin yöresinin beş ünlü ozanı. İsim isim bir kez daha yazmamızda mahsur yok: Âşık Mahzuni Şerif, Hayati Vasfi Taşyürek, Kul Hamit, Âşık Hüseyin ve Âşık Yener.
Âşık Yener Tanırlı. Hayati Vasfi Taşyürek’le aynı köyden. Abdulhakim Eren’in yakından tanıdığı bir sima. Gerçi Âşık Hüseyin hariç diğer ozanlar da Abdulhakim Bey’in yabancısı değil. Çünkü bu beş ozanın doğup büyüdüğü köyler birbirine komşu. Tanır, Berçenek, Alemdar, Erçene. Abdulhakim Bey de Alemdarlı. Hal böyle olunca aynı havayı solumuşlar bu beş ozanla. Aynı türkülerle büyümüşler.
Âşık Yener’in asıl adı Hacı. Hacı Yener. Asıl mesleği sağlık memuru. Âşıklık genlerinde var Âşık Yener’in. Yazıcıoğlu sülalesine mensup. Sonradan eğme değil, kökten sürme bir ozan.
Şöyle diyeyim:
“Başı duman pare pare
Yol ver dağlar yol ver bana
Gönlüm gitmek ister yare
Yol ver dağlar yol ver bana”
dörtlüğüyle başlayan türkü formundaki besteyi bilmeyen var mı? İsmail Özden bestesi. Yoktur sanırım. Herkes “Başı Duman Pare Pare”yi Arif Sağ’a mal eder. Arif Sağ yorumlayınca dillere düşmüş , türküleşmiş. İşte bu türkünün asıl sahibi Âşık Yener’dir dostlar. Hatta size bir şey söyleyeyim mi? “Başı Duman Pare Pare”nin Arif Sağ’ın yorumladığı ezgisinden farklı bir bestesi daha var. Mustafa Malay sofyan usulünde Hüseyni şarkı olarak bestelemiş bu şiiri. Sözün burasında şiirin tamamını yazmamız şart oldu:
“Başı duman pare pare
Yol ver dağlar yol ver bana
Gönlüm gitmek ister yare
Yol ver dağlar yol ver bana
.
Kayseri'nin (Ömrümün) uzun yolu
Çekip gitsem yare doğru
Gözlerim yaş dolu dolu
Yol ver dağlar yol ver bana
.
Aşıklıktır (Aşık olmak) benim karım
Çok özledim (aradım) nazlı yarim
Dudu dillim sitemkarım
Yol ver dağlar yol ver bana
.
Karlı başından (dağından) esmedim
Ben o yare hiç küsmedim
Daha umudum kesmedim
Yol ver dağlar yol ver bana
.
Filiz yarim yaprak olur
Gazel olur toprak olur
Sırma saçı ak ak olur
Yol ver dağlar yol ver bana
.
Yar bir rakip bulur sonra
Gidip elin olur sonra
Aşık Yener ölür sonra
Yol ver dağlar yol ver bana”
Görüldüğü üzere şiir bestelenirken bazı sözcükler değiştirilmiş. Mesela Kayseri’nin sözcüğünün yerine “ömrümün” kelimesi konmuş. Kayseri’de sağlık memuru iken yazmış olmalı bu şiiri. Biyografisinden Kayseri’de görev yaptığını öğreniyoruz.
Abdulhakim Eren, Âşık Yener’in Arif Sağ’a çok sitem ettiğini söylüyor. Çünkü bu türkünün sözlerinin Âşık Yener olduğundan hiç bahsetmemiş Arif Sağ.
Sonra İstanbul… “Kız Sen İstanbul’un Neresindensin?” şarkısının sözleri Âşık Yener’inmiş yahu. Hiç dikkat etmemiştim. Ben de Abdulhakim Eren’den öğrendim. Şaşırdım kaldım. Abdulhakim Eren bu şarkının hikayesini de yazmış. Bir anısından bahsetmiş. Ne güzel etmiş. Ünal Narçın nihavent makamında fantezi formunda bestelemiş bu eseri. Şiirin aslı tam tamına 64 kıta imiş.
Abdulhakim Eren Âşık Yener’in biyografisini, şiirlerinde kullandığı temaları, şiirlerinden örnekleri sıralamış. Emeğine, ellerine sağlık. Ben sözü daha fazla uzatıp sabrınızı zorlamayayım. Şimdi bekleyeceğiz bu dosyanın kitaplaşmasını. İnşallah fazla bekletmez bizi Abdulhakim Hoca.
Abdulhakim Eren bir vefa borcunu ödüyor bu çalışmasıyla. Ne güzel ediyor. Kendisini sevgiyle selamlıyorum.