İnsan mahiyeti itibariyle maddî ve manevî unsurlardan meydana gelmiştir. İnsanın iki yönü vardır. Biride manevi yönüdür. İnsan et ve kemik yığını değildir. İnsanı meydana getiren bu madde ve mana unsurları devamlı bakılmaya ,beslenmeye ve korunmaya muhtaçtır. Beden için kan, gıda ne kadar lazım ise ruh içinde için de din ve diğer manevi gıdalar o derece değerlidir ve ihtiyaçtır. Beslenmesi yapılmayan beden nasıl zayıflamaya ,çökmeye, hasta olmaya ve yok olmaya mahkum ise, manevi gıda almayan ruhta öylece körelmeye, ,görevini yapamaz hale gelmeye mahkumdur. Bunun için dinimiz insanı bir taraftan maddi varlığını devam ettirmek üzere rızık temine çalışmaya ,diğer taraftan manevi varlığı ve ebedi hayatı için imana ve ibadete çağırmaktadır. İbadet :Yüce Allah’ı razı etmek ,hoşnutluğunu kazanmak için yapılan her türlü iş ve davranışlardır. Sadece Allah(c.c) için yapılır. İbadetler insan ruhunu besler, kuvvetlendirir, parlatır, cilalar, yüceltir, Yüce Allah’a yaklaştırır, iyi insan ve iyi kul olmaya sevk eder. İbadet imanında fanusudur, koruyucusudur. Ancak ibadetlerin az da olsa devamlı olmaları daha makbuldür. Devamlı yapılması şarttır. Ayeti Kerimede :””Sana ölüm gelinceye kadar Rabbin’e ibadete devam et.”[1] Buyrulmuştur. Hz.Aişe(r.a) rivayetle Peygamberimize ; “Ya Resulullah! Hangi ibadetler Allah Teâlâ’ya çok sevimlidir ? diye sorulduğunda Peygamberimiz : “Az olsa bile devamlı yapılanıdır.”[2] Buyurmuştur. Ramazan da elde edilen iyi davranışlarımızı, iyi hareketlerimizi ve yapmış olduğumuz ibadetleri, ramazan çıktıktan sonra da devam ettirmeliyiz. Bir ay süre ile ibadetlere devam edip, Ramazandan sonra bırakmak Ayet-i Kerimelere ve Hadisi Şeriflere aykırı ve ters düşmektedir. Bu davranış bol ve bereketli yağmurların ardından başlayan kuraklık gibidir. Bol ibadetli günlerin peşinden ibadetsiz günlere geçilmesi ruhumuzu açlığa terk etmektir. Sürekli mutluluk için sürekli kulluk gerekir. Bu nedenle üç aylarda ve ramazanda yaptığımız ibadetlere ve kazandığımızz iyi alışkanlıklara devam edilmelidir. Yaradılış gayesi olan kulluğun gereği yapılmalıdır. [1] Hicir suresi,99.ayet [2] Sahih-i Buhari