Türkiye seçimleri geride bıraktı. Kabinenin açıklanmasının peşinden yapılan görev değişimleri birbirini izliyor. Bu değişimlerden biride Türkiye’nin en önemli güç çarpanlarından biri olan yerli ve milli savunma sanayinde yaşandı. Kurumun başkanlığını 2014 yılından bu yana Prof.Dr. İsmail Demir yürütmekteydi. Görev aldığı 9 yılı aşkın süredir savunma sanayinde çok büyük ilerlemeler ve gelişmeler yaşandı. Bu süreçte savunma sanayinde yeni bir sayfa açılmış olup, önemli başarılara tanık olunmuştur.

Savunma sanayi 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle Savunma Sanayi Başkanlığı ismiyle yeniden yapılandı. Bu süreçler, savunma sanayi sektörü için bir adeta bir milat oldu ve yeni bir dönemin kapısı açıldı. Her geçen gün daha güçlü bir yapıya sahip oldu ve çalışmalar hızla devam ederek bugünlere gelindi.

1980 yıllarda temelleri atılan savunma sanayi hamleleri, 2002 yılından itibaren proje olmanın ötesine geçerek üretim sürecine başlanmıştır. Temel hedef ülkemizin savunma sanayisini güçlendirmek, yerli ve milli üretimi arttırarak dışa bağımlılığı azaltmaktır. Türkiye bu dönemde yerli savunma sanayi ürünlerinin geliştirilmesi ve üretimi konusunda büyük ilerleme kaydederek daha az dışa bağımlı hale gelmiş ve kendi savunma ihtiyaçlarını karşılamak için kendi kaynaklarını kullanabilen bir ülke konumuna gelmiştir. Türkiye savunma sanayinde Pazar olmaktan çıkarak, aktör olma yolunda önemli aşamalar kaydetti. Yerli ve milli imkânlarla üretilen platformlar dünyada adından söz ettirmekle kalmadı, hatta oyun kurucu oldu. 

Prof. Dr. Demir döneminde Türkiye, birçok yenilikçi savunma sanayi projesine imza atmış ve bu projelerin başarıyla tamamlanmasını sağlamıştır. İnsansız hava araçları (İHA), milli tanklar, savaş gemileri ve füzeler gibi birçok kritik savunma sistemi, Türkiye’nin yerli imkânlarıyla üretilmiş ve aktif olarak kullanılmaya başlanmıştır. Türkiye’nin savunma sanayindeki teknolojik yeteneklerinin uluslararası arenada tanınmasını sağlamış ve Türk savunma sanayi ürünleri dünya pazarlarında büyük talep görmeye başlamıştır. Bu da savunma sanayi ihracatında önemli bir artışı beraberinde getirmiştir.

Yine bu 9 yıllık süreçte Ar-Ge faaliyetlerine büyük önem verilmiş, savunma sanayindeki teknolojik gelişmelerin hızlı bir şekilde takip edilmesi ve yenilikçi çözümler üretilmesi adına Ar-Ge çalışmaları sürekli desteklenmiştir. Üniversiteler, araştırma merkezleri ve özel sektör firmalarıyla yakın işbirlikleri oluşturularak ortak projeler yürütülmüştür. Bu sayede yeni fikirlerin hayata geçirilmesi sağlanmış, ülkenin savunma sanayi ekosistemi daha da güçlenmiştir. 2014 yılında 361 savunma projesi yürütülürken 2023 yılında bu sayı 800’den fazla bir sayıya ulaştı.

Yaşanan gelişmeler savunma sanayi ile sınırlı kalmamış aynı zamanda istihdam ve ekonomik etkiler açısından önemli kazanımlar elde edilmiştir.  Yerli üretimin artmasıyla birlikte savunma sanayi sektöründe iş imkanları genişlemiş ve nitelikli insan kaynağına olan ihtiyaç artmıştır. Örneğin deprem bölgesine 8 Milyar TL’lik yatırım ve 2500 kişiye istihdam programı başlatıldı. 

Türkiye’nin savunma sanayi ihracatındaki büyüme, ülke ekonomisine olumlu etkiler yapmış ve dış ticaret dengesine katkı sağlamıştır. Sayın Demir döneminde savunma sanayindeki rakamlar aslında sektörün nereden nereye geldiğini göstermektedir. 2014 yılında 1,5 milyar dolar olan savunma ve havacılık ihracatı, 2022 yılında 4,4 milyar dolara ulaştı. Önceki yıllarda savunma ve havacılık cirosu 5 milyon dolar civarında seyrederken 2022 yılsonu itibarıyla gelinen nokta 12,2 milyar dolar olmuştur.  

Son olarak 2014 yılından bu güne dönemin kilometre taşlarını 2023 yılından geriye doğru giderek hatırlayalım derim. Tüm gelişmeleri ve ilerlemeleri yazmak mümkün değil.

Geçmişe baktığımızda ilk milli piyade tüfeğinden ilk milli Turbo jet füze motoruna, ilk milli hava savunma sistemi, milli imkanlarla geliştirilen ilk dalgıç sonarı, ilk milli ağır sınıf torpidoya kadar çok kritik kalemlerin olduğunu görülür. Hava savunma sistemleri, insansız hava araçları ve kara araçlarının çok önemli roller üstlendiği aşikar.

2023 yılı; İlk milli savaş uçağı KAAN pist başı yaptı, ilk milli jet motorlu uçak HÜRJET ilk uçuşunu gerçekleştirdi, ALTAY tankları Mehmetçiğe teslim edildi, dünyanın ilk SİHA gemisi olan TCG ANADOLU teslim edildi, ÖZGÜR projesi kapsamında aviyonik  modernizasyonu tamamlanan ilk F-16’lar teslim edildi, GÖKDENİZ yakın hava savunma sistemi gemilere entegre edilmeye başlandı.  

2022 yılı; İlk milli isithbarat gemisi TCG UFUK envantere girdi, İlk milli insansız savaş uçağı KIZIL ELMA ilk uçuşunu yaptı, ilk milli hava savunma sistemi HİSAR envantere girdi, Türkiye’nin en uzun menzilli balistik füzesi TAYFUN ateşlendi.

2021 yılı; İlk milli fırkateyn İSTANBUL denize indirildi, ilk milli taarruz İHA AKINCI envantere girdi, ilk milli ağır sınıf torpido AKYA teslim edildi, ilk deniz füzesi ATMACA envantere girdi, ilk milli silahlı deniz aracı ULAQ’ın seri üretimine başlandı.

2020 yılı; İlk uzaya çıkan Türk aracı olan SONDA ROKETİ fırlatıldı.

2018 yılı; ilk milli genel maksat helikopteri GÖKBEY ilk uçuşunu yaptı.

2017 yılı; İlk milli helikopter motoru projesine başlandı.

2016 yılı; İlk milli hava savunma sistemi KORKUT envanteregirdi. İlk milli piyade tüfeği MPT-76’nın seri üretimine başlandı, 

2014 yılı; ilk milli taaruz helikopteri T129 ATAK ve BAYRAKTAR TB2 envantere girdi.

Özetle savunma sanayisinde Prof. Dr. İsmail Demir dönemi, Türkiye için yeni bir çığır açmış ve yatırımlar ve sektöre ilgi her alanda artmıştır. 

Dileğimiz gelinen bu noktadan sonra, bu gelişmenin/ilerlemenin her geçen gün kartopu misali büyüyerek yoluna devam etmesidir.

Sağlıcakla…