Gündem yoğun, yerel, ulusal ve uluslar arası olayların biri bitiyor, diğeri başlıyor. İnsan da gündemden kopamıyor. Şu anda şer ittifakı, diğer deyimle yedi düvel bir olmuş, oyun içinde oyun oynuyorlar. Bir yandan haçlılar diğer yandan siyonizmin hesapları iç içe girmiş durumda… Bu üçlü şer ittifakı yani haçlılar, Siyonizm ve bu ikisinin ortaklığı olan Evanjelistler bölgemizde cirit atıyor. Evanjelizm biliyorsunuzdur, “Kutsal kitaba yönelmek” anlamına geliyor(Tabi onlara göre). Kelimenin kaynağı Yunancada “iyi haber” veya “müjde” anlamına gelen “evangelion” dur. Ancak bugün için evanjelizm, Amerika’daki Hıristiyan toplumunun en tutucu ve radikal kanadını ifade eder. ABD halkının % 50’den fazlası bu inançta deniyor… Evanjelik inanca göre; Tanrı’nın Evanjelik Protestan Hıristiyanlar için olan uhrevi (cennetle ilgili) ve Yahudiler için de dünyevi (yeryüzüyle ilgili) olmak üzere iki planı vardır. Öteki dinlere mensup insanlar ise Tanrı için önem taşımazlar. (Haşa)Tanrı’nın Yahudilerle ilgili planı gereği Yahudiler, vaat edilmiş topraklara dönüp Büyük İsrail’i kuracak ve dünyaya egemen olacaklar. Evanjelikler ise bu  plana destek olacaklar ve kendileri için kurtuluş ahrette gerçekleşecektir. Eski Ahit(Tevrat ve Zebur) ve Yeni Ahit(İncil)’ten oluşan Kitabı Mukaddes’e göre, İsa Mesih’in yeryüzüne yeniden inebilmesi için Yahudilerin, “Kenan Diyarı” olarak da adlandırılan ve kendilerine Tanrı tarafından vaat edildiğini iddia ettikleri topraklarda toplanmış olması gerekmektedir. Sonrası mı? Hesaplarına göre, Kudüs’deki Mescid’i Aksa’yı yıkacaklar. Yerine Süleyman Mabedini yeniden yapacaklar. Tüm İsrailoğulları burada toplanacak ve Mesih ve Mehdi gelecek v.s   PROJELERİ TUTMAYACAK Daha önceki yazılarımda, bu güçlerin Irak, İran, Suriye ve Türkiye’yi bölerek, sözde Kürt devletcikleri kurduracaklarını, sonrasında ise bu devletleri birleştirip, Büyük İsrail’i kurmayı planladıklarını yazmıştım. Sizin anlayacağınız şu anda “İç içe geçmiş bir savaş var bölgede... Hem siyasi, hem ekonomik hem de dini bir savaş. Siyasi savaşı nasıl anlatsam bilemiyorum ama iç içe bir durum ve her an değişiyor. Hemşehrim, Abdurrahman  Dilapak dünkü yazısında tüm bu olup bitenleri şöyle özetlemiş; “Derin devletlerin savaşı var bir de bölgede… Bir de haçlı taarruzu söz konusu… Bitmedi, bir de Siyonist savaş var…. Büyük güçlerin kendi hesaplaşması söz konusu bunların ötesinde… Sadece Hilal-Salib savaşı değil, bölgede Şii, Sünni-Sufi, selefi gömleği giydirilmiş bir savaş da söz konusu.. Yani anlayacağınız, dinî, mezhebî, ideolojik, politik iç içe geçmiş bir sürü savaş yaşanıyor.. Marksist PYD karargahında Amerikan bayrağı ilk bakışta biraz garip kaçsa da, aslında ayrıları gayrıları yok.. Eğer bu gerçeği birileri bugün görmüyor ve anlamıyorsa bir daha da göremez. Her şey çok açık.. Biz; Suriyeli göçmenler için güvenli bölge diye yıllardır yırtınıyoruz, uluslararası sistemden ses yok, şimdi PYD, Türkiye’ye karşı, uçuşa kapalı güvenli bölge talep ediyor kendine. Bu yüzden “Batılı müttefiklerimizi bir telaş sardı.”   BATI HİÇBİR ZAMAN MÜTTEFİK OLMADI Suriye’de bir bakıyorsunuz, PYD’nin yanında ABD askeri, diğer tarafa bakıyorsunuz Rus askerleri aynı terör odakları ile yan yana, insan şaşırmadan edemiyor. Belli ki büyük pay almak istiyorlar her birisi. İşte bu durumu halkımız gördü, özellikle Kürt kardeşlerimiz, bunun için birlikten yana tavır koydular. Bu kirli oyunun farkına varanlar kardeşliği tercih etti. Aslında gerçek bütün çıplaklığı ile ortada. O da PYD’nin bölgede PKK’nın uzantısı olduğu ve bu şemsiye altında Haçlıların bölgede bir “Haçlı milis gücü” oluşturmaya çalıştıklarıdır. Ama Türkiye oyunlarını bozdu. Batının ikiyüzlü politikalarını ortaya çıktı. Yani takke düştü, kel göründü.  Göreceksiniz, kul yaptığı hesap tutmayacak, Hak hâkim olacaktır. İnşallah! Kalın sağlıcakla.