Bugün Cuma mübarek gün, Beraat Kandilini ihya ettik, artık söz Alemlerin Rab’binin, hükmünü vermiştir… Gelelim konumuza, bir insan ölmeden huyu değişmez, yani atalarımız ifadesi ile ‘can çıkmayınca, huy çıkmazmış! Demek ki, özelde insanların huyu, genel de ise toplumların tutum ve davranışı değişmiyor… Haçlı ruhundan bahsediyorum, tarih boyu hep bu gün yaptıklarını yapmışlardır. Evet, batılılar hiçbir zaman medeni olmamışlardır, hep zalimlerdir. Akif ne demiş, ‘tek dişi kalmış canavar!” Şimdi tarih yeniden yazılıyor, yeniden hak ile batıl mücadelesi başlıyor. Görüldüğü gibi yeni bir dünya kurulmaktadır. Haritalar yeniden çiziliyor. Bu dünya çok dar merkez ülkeler arasındaki güç hesaplaşmasına göre biçim alacak, öyle zannediyorlar. Çünkü kaderi ilahiyi hesaba katmıyorlar. ABD bu ülkelerin en önemlisi baş rolde ve mahallenin kabadayısı. Hiç Türk tokadı yememiş. Bize ‘terör örgütleri üzerinden ayar vermeye kalkışıyor. Türkiye kolay lokma değil bunu bilecek. Ancak milletimiz birlik olacak, parçalanmayacak, bölünmeyecek, korkmayacak. Çünkü Müslüman korkmaz, kâfirler korkar! Şunu biliniz ki mesele, Suriye'nin parçalanması değil, Suriye üzerinden Türkiye'nin parçalanma sürecinin altyapısının oluşturulmasıdır. Sonra sıra İran’da, çünkü hesaplarına göre bölgemizde 4 sözde Kürt devleti kurdurulacak, sonra bu küçük devletçikler, Sözde Büyük İsrail’e devredilecek. Çakallar ise, aslandan boşalan bölgelerdeki, doğu Akdeniz de bulunan doğal gaz kaynaklarını bölüşecekler.
YENİDÜNYA DÜZENİNDE TÜRKİYE Haçlılar biliyor ki, Türk insanı kontrol altında tutulmak zorunda! Yoksa emellerine ulaşamayacaklardır. Bunun da iki yolu var, birincisi ayrıştırmak. İşte bu nedenle iki yüz yıldır, bize narkoz yaptılar, kendi kültürümüzden uzaklaştırdılar, maşaları aracılığı ile terör çıkarttılar v.s. Hatırlayın, bir zamanlar bu ülkede; “İki-üç hafta aralıklara canlı-cansız bombalar patlar onlarca insanımız hayatını kaybediyordu. Ülke olarak sarsılırdık, herkes birbirinin yüzüne bakıp, “ne oluyoruz, nereye gidiyoruz?” sorusunun cevabını arardı. Şu sağcılık/solculuk; Alevilik/ Sünnilik ayrıştırmalarının yapıldığı yılları hatırlatıyorum. Sonra, bu ayrıştırmaların acısını yaşarken bu sefer PKK saldırır onlarca asker, polis ve sivil vatandaşımız şehit düştü. Sınırlar yolgeçen hanıydı, şehirlerarası güvenlik sıfıra doğru seyrediyordu. Saldırı çok ağırdı, Saldırı dışarıdan değil, içerden beslendiği için bu kadar acı veriyordu. Her ne kadar ÜST AKIL dediğimiz mel'unlar planlasa da içerden alıyordu bütün gücünü ve desteğini. 15 Temmuz ve sonrası yaşananlara daha yakından baktığımızda ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Bu konuda önceki gün Milat Gazetesi Yazarı Ahmet Ay yazısının sonunda; “Dünya yeniden şekilleniyor, büyük güçler konumlarını güçlendirmek, hedeflerini daha ileriye taşımak için yeni angajmanlara muhtaç. 16 Nisan'dan sonra Türkiye'nin en eli daha da güçlendi, çünkü artık bizimle uğraştırıp sonuç alacak silahlı güçleri kalmadı. Bu yüzden Türkiye ile ilişkileri yeniden tanzim etmek için arayışta olan kimi AB ülkeleri Güçlü Türkiye gerçeğini kabul ettiklerini deklare etmeye başladı. Almanya Dışişleri Bakanı, İsveç Başbakanı, AB ve NATO'dan gelen yapıcı açıklamalar vs tümü 16 Nisan gerçeği ile ilgilidir. Evet, yenidünya düzeni kurulurken, bizsiz olmayacak. Tarihi yeniden yazmak bize nasip olacak. İnşallah tarih tekerrür etmeyecek. Uyanık olmak gerek. Kalın sağlıcakla.