Türk Ocakları Kahramanmaraş şubesinin tertiplediği “Ocakbaşı Sohbetleri”nin bu defaki konuşmacısı; KSÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğr. Üyesi Prof. Dr. Kemal TİMUR oldu. “Tarihi Süreçte Eğitim Meselesi ve Ahmet Mithat Efendi” konulu sohbeti, konuya merak duyan çok sayıda katılımcı tarafından ilgi ile dinlendi.
Prof. Dr. Kemal Timur konuşmasında, Ahmet Mithat Efendi’nin sanat hayatı, eserleri ve Osmanlı’nın batılılaşma sürecinden günümüze eğitim meselelerinden örnekler verdi.
MESDER Kahramanmaraş Edebiyat ve Sanat Derneği salonunda 23 Kasım 2023 Perşembe akşamı gerçekleşen program; Türk Ocakları Kahramanmaraş Şubesi Hars heyeti başkanı Prof. Dr. İbrahim Solak’ın açılış konuşmasının ardından sözü Prof. Dr. Kemal Timur’a bıraktı. Kemal Timur, kısaca kendini tanıttıktan sonra sözlerine şöyle başladı:
“A. MİTHAT EFENDİ ESERLERİNDE FELSEFİ OLARAK OKUYUCUSUNA MUHAKKAK BİR ŞEYLER AŞILAMAYA ÇALIŞIR”
“Türk edebiyatının unutulmaz isimlerinden biri de Ahmet Mithat Efendi’dir. Batı tesirindeki roman tarzı edebi ürünlerin hem ilk örneklerinin ortaya konmasında hem de bu yeni türlerin ve anlatım biçiminin geleneksel bir toplumda kabul edilmesinde büyük emekleri olan isimlerden biridir. Tanzimat döneminde sanat ve matbuat alanında birçok başarıya imza atan Ahmet Mithat Efendi'nin (1844-1912) çoğu romanını tezli eser olarak kabul etmek mümkündür. Çünkü Ahmet Mithat Efendi her eserinde felsefî olarak okuyucusuna bir şeyler aşılamak ya da vermek ister. Bu düşüncelerini bazen kahramanlar vasıtasıyla bazen de kendisi bir yazar olarak vermeye çalışır. Kimi zaman da vermek istediği düşüncesinin olumlu olumsuz taraflarını aktararak tercihi okuyucuya bırakır. Felatun Bey ile Rakım Efendi, Paris'te Bir Türk, Dürdane Hanım, Ahmet Metin ve Şirzad, Acâyib-i Âlem ve Diplomalı Kız bunlardan bazılarıdır.”
Kemal Timur hoca, Ahmet Mithat Efendi’nin kaleme aldığı eserlerinde Osmanlı’nın Batılılaşma sürecinde onları körü körüne taklit etmeyi benimsemediğini, onun yerine “kendimiz kalarak batılılaşma” fikrini esas meselesi olarak kabul ettiğini ifade ederek sözlerine şu şekilde devam etti:
“KENDİ KALARAK BATILILAŞMA” FİKRİNİ BENİMSEDİ
“Yazar üzerine bu güne kadarki en kapsamlı araştırmayı gerçekleştiren Orhan Okay olmuştur. Okay, alanında hala başvuru eseri niteliği taşıyan çalışmasında, bir yazar/sanatçı olmanın yanı sıra modernleşme ve bununla ilgili her türlü meselede ciddi zihin mesaisi bulunan bir entelektüel olarak resmettiği farklı bir Ahmet Mithat portresini Türk okuyucusunun ve entelektüelinin dikkatine sunar. Özellikle Batılılaşma ve Batı’yla münasebetlerin nitelikleri hususunda yazarın çok sayıda eserinde ortaya koyduğu ve tekrarlamaktan asla vazgeçmediği “kendi kalarak Batılılaşma” fikrinin -diğer bir kısım Tanzimat yazarları gibi- Ahmet Mithat’ın da en önemli meselesi olduğunu ortaya koyar.”
AHMET MİTHAT EFEDİ, BİR EĞİTİMCİ OLARAK ONLARCA DERS KİTABI YAZDI
“Üst düzey bir bürokrat olarak emekli olup, Beykoz’daki çiftliğinde hayatının son günlerini huzur ve rahat içinde geçirme imkânına sahip olan Ahmet Mithat’ın, emeklilik yıllarında insanüstü bir gayretle muallimliğe talip olması, birkaç kurumda birden derslere girmesi, tedris heyeti başkanlığı gibi eğitimi geliştirmeye yönelik çalışmalara iştirak etmesi ve onlarca ders kitabı yazması, yazarın eğitimci unvanını almayı sonuna kadar hak ettiğini düşündürmektedir. Üstelik yazar, eğitime o kadar önem vermiş, hem fiilen hem de kalemiyle bu alanda elinden geleni yapmışken, siyasi konjonktürden dolayı Osmanlı devletinde ilk defa 1910 yılında ihdas edilen Maarif Nişanı, yayıncılık ve çeviri alanında yaptığı katkılardan dolayı -Ahmet Mithat henüz hayattayken- Ahmet İhsan Tokgöz’e layık görülmüştür. Buna rağmen Ahmet Mithat, herhangi bir küskünlük izhar etmek yerine tüm gücüyle milleti için eğitim alanında çalışmaya devam etmiştir.”
Konuşmacı Prof. Dr. Kemal Timur, Ahmet Mithat Efendi’nin Müslüman toplumların modernleşmesini iki güçlü temele yansıttığını, bu temellerin “terakkiyat” ve “tedenniyat” olduğunu belirterek konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“AVRUPA’DAN GELEN ŞEYLERİN ÇÜRÜĞÜ SAĞLAMINDAN, KÖTÜSÜ İYİSİNDEN PEK ZİYADE”
“Ahmet Mithat Efendi, soğukkanlı bir bakışla Avrupa’nın hem iyi hem de kötü yanları bulunduğunu dile getirir. Ayrıca yazar, “Avrupa'dan gelen şeylerin çürüğü sağlamından, kötüsünü iyisinden pek çok ziyade olduğunu iyi tecrübe etmişimdir” diyerek seçici davranmanın önemine bir kez daha dikkat çeker. Ölüm Allah’ın Emri adlı hikâyesinde Tanzimat’ın ilanıyla birlikte İstanbul’da alafranga tavırların hükmünün gittikçe arttığına dikkat çeken yazar, Osmanlı toplumunda görülen kültürel Batılılaşma noktasında Tanzimat’ı kendine bir milat olarak belirlemiş durumdadır.
Osmanlı toplumu ve diğer Müslüman toplumlar için modernleşmenin iki güçlü temele dayanması gerektiğini düşünen yazar, bu, toplumun modernleşirken dini ve geleneksel değerlerini de muhafaza etmesi anlamına gelmektedir. Bu bakımdan modernleşmeye yeni başlayan toplumların söz konusu ayrımı dikkate almaları halinde bu tuzağa düşmemeleri hususunda bir şansları olduğunu ifade eden yazara göre Batı toplumları bu şansı yitirmiş durumdadır.”
 “CENNET GİBİ MAMUR MEMLEKETLERİ, SEL GİBİ KANLAR İLE SALHANELERE ÇEVİREN MİLLET HANGİSİDİR?”
“İnsanın doğal yaklaşımı gereği kendinin ve milletinin birçok eksiğini görmezden gelme eğiliminde bulunduğunu dile getiren yazar, Avrupa kaynaklı düşüncelerin ve yaklaşımların da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği hususunda okurlarını uyarır. Batılı kaynakların kendi kültür ve medeniyetini sürekli iyi yönleriyle anlatması karşısında da can alıcı bir soru yöneltmekten geri kalmaz: “Öyleyse cennet gibi mamur memleketleri sel gibi kanlar ile salhanelere çeviren millet hangisidir?”
Benzer karşı çıkışları Ahmet Metin ve Şirzad adlı eserinde de ortaya koyan Ahmet Mithat, düşüncelerinin doğruluğunu ispat etmek amacıyla İslam bilim ve medeniyet tarihinden bazı sayfaları okurlarıyla paylaşarak Avrupa medeniyetinin kökeninde Müslüman bilim adamlarının yaptığı çalışmaların bulunduğunu dile getirir.”
Prof. Dr. Kemal Timur, Ahmet Mithat Efendi’nin, eğitim gören gençlerin hem Doğu hem de Batı’nın üstün niteliklerini almaları gerektiği fikrini benimsediğini ifade ederek, düşüncelerini şu şekilde tamamladı:
“EĞİTİM GÖREN GENÇLER HEM DOĞU HEM BATI’NIN ÜSTÜN NİTELİKLERİNİ ALMALI”
“Ahmet Mithat, eğitim gören gençlerin hem Doğu hem de Batı’nın üstün niteliklerini almaları gerektiği düşüncesini ifade ederken iki ismi örnek verir. Bu isimlerden biri damadı Muallim Naci, diğeri ise fikri bakımdan uyuşamasa da aralarında derin bir dostluk ilişkisi bulunan Beşir Fuat’tır. Bu isimlerin en büyük eksikliğinin yalnızca bir medeniyetin inceliklerine vakıf olmaları olduğunu ifade eden Ahmet Mithat’a göre yalnızca bir medeniyetin inceliklerine vakıf olurken diğeri hakkında neredeyse hiç bilgi sahibi olmamak Osmanlı elitinin ve gençliğinin en büyük sıkıntılarından biridir.
Eğitim hakkında ortaya koyduğu değişik yaklaşımlar/istekler yazarın modernleşme düşüncesiyle ciddi benzerlikler göstermektedir. Buna göre yazar için en önemli husus eğitimin kalben ve fikren kendi toplumuna bağlı, kendi değerlerinin farkında olan ancak diğer kültürleri de yakından tanıyan gençler yetiştirmek olmalıdır. Bu bakımdan yazarın eğitimin “milli” niteliğine erken tarihlerde yaptığı vurgu kanımızca önemlidir. Ahmet Mithat, bu düşüncesiyle de -diğer alanlarda olduğu gibi- ilklerle anılmayı hak eden önemli bir isimdir.”
Katılımcıların büyük bir zevkle izledikleri “Ocakbaşı Sohbeti” programı, Türk Ocakları Kahramanmaraş Şubesi Hars heyeti başkanı Prof. Dr. İbrahim Solak’ın kapanış konuşmasıyla son buldu. Bu vesileyle Türk Ocağı Kahramanmaraş Şubesi, MESDER Edebiyat Derneği, konuşmacı Prof. Dr. Kemal Timur ve değerli katılımcılara çok teşekkür ediyoruz.
Selam ve sevgilerle...