Mustafa Kemal Atatürk… ‘’ Sanat’sız kalan bir millet’in hayat damarlarından biri kopmuş demektir.’’ Bu yazımda özellikle sanat konusuna değinmek ve Atatürk’ün sanat hakkında düşüncelerini özetleyen özgün fikirlerinden birkaç alıntı yaparak sözlerime başlamak istedim. Bir ülke için sanat neden önemlidir? Sanatın topluma katkısı nedir? Sanatın ülkeye getirisi nedir? Sanat bir topluma veya bir ülkeye prestij sağlar mı? Sanatçı Nasıl olmalıdır? Sorularını biraz açalım mı? Sanat nedir? Bir duygunun, tasarımın güzelliği vb… dışavurumunda anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü… Bu yöntemlerle ortaya konulan üstün yaratıcılık. Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun yaratılmış anlatım. Ustalık, hüner, marifet… Toplumun gelişmesinde sanatın önemi nedir? Sanatı olmayan bir toplumun eli ayağı yok gibidir. Almanya’da 2.nci Dünya Savaşı sonrasında Hitler’in topluma verdiği zararı telafi etmek için ilk yapılan şey müzelerin ve tiyatro binalarının tamir edilmesi oldu. Çünkü insanlarının psikolojik yıkımlarını gidermenin en kısa yolu buydu. Bir ülke için sanat -bilim çok önemli ve değerlidir. Sanat duygu dili olarak tanımlanır. Bu anlamda denge duygu dili ve bilgi arasında kuruluyorsa ancak o zaman gelişimden söz edilebilir. Sanatçı olabilmenin ön koşulu içinde yetenek sadece % 30. % 70’i bilgi ve eğitimdir. Bir insan ne kadar yetenekli olursa olsun çalışmadığı takdirde yetenek körelecektir. Çünkü başarılı olmanın %10 u yetenek % 90 nı çalışmadır. Bir uygarlıktan bahsetmek gerekiyor ise o uygarlıkta bilim- sanat- düşünce-felsefe- teknoloji vs bunların hepsinin olması gerekir. Eğer bunlar yoksa zaten bir uygarlıktan bahsetmekte doğru olmaz. Sanat, kişinin, duygusunu ve düşüncelerini belli materyaller kullanarak kendini ifade etmesi olarak tanımlanabilir. Bilim temelinde merak, yani nasıl sorusu vardır? Bilim…. Var olmayan olguları bulmaya yeni şeyler öğrenmesine ön ayak olmuştur. Bilim sanattan doğmuştur. Bilimin beslendiği yer yaratıcılıktır. Eğer bir şeyler tasarlamaya karar verdiyseniz bunun diğer adı ‘’SANAT’’ yapma ya da karar verdiğiniz anlamına gelir. Hayal gücünün olduğu yerde sanat vardır. Albert Einstein çok iyi bir hayalperest olarak tanımlıyordu kendini. Ve İzafiyet Teorisini ( özel görelilik kuramı)buldu. Türkiye de sanat. Yıllar içinde bağımsız kendi izdüşümünü ve perspektifini oluşturamamış Avrupa etkisinden kurtulamamış özgün başat bir sanat akımı geliştirememiş durumdadır. Son söz Peki! Ne yapılmalı? İlk anlamda düşünmemiz gereken şey toplumu sakinleştirme yolunun sanattan geçtiğini bilmemizle başlar. Ciddi anlamda düşünmemiz gereken şey sanata gereken önemi vermekle olur. Toplumu ferahlatmanın yolu sanattan geçer. Mahir olan kişiler tarafından ‘’Sanat Eğitimi’ yeniden tanımlanmalıdır. Ve yüksek kalitede eğitim verebilecek sanat okulları açılmalıdır. Öyle Avrupa’ı taklit ederek yapılan sanat-sanat olmaz. Çünkü Avrupa’nın sanat anlayışı ve sanata bakış açısı çok farklıdır. Türk Milleti’nin sanat anlayışı ve bakış açısı ise çok çok farklıdır. Yani fark vardır. Bu fark görülmeli, ona göre hareket edilmelidir. Unutmayalım ki taklitler aslını yaşatır. Asla ortaya özgün bir şey çıkarmaz. Sosyal Devlet olmanın gereği bütün alanlara verilen önem gibi bu konuya da önem verilmesidir. Sanaii ve teknoloji- ilim- bilim vs. Her ne kadar önemseniyorsa Sanat’a da o kadar önemsenmelidir. Bir köşe yazarı olarak Atatürk’ün şu sözünü dikkate alsak! Atatürk diyor ki… ‘’Bir millet sanat’tan ve sanatkârdan mahrumsa, tam bir hayata sahip olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil bir kimse gibidir.’’ Böylesi önemli şahsiyetlerin öğretilerini ve sözlerini önemsemek lazım… Topluma mâl olmuş bu yüce şahsiyetler bu sözleri öyle doğru durduk yere söylememişler… Gelecek nesillere yol göstermek için söylemişler. Kaâle alsak! Nasıl olur? Ne dersiniz! Gününüz sağlık ve başarılarla geçsin. Hoşça kalınız. ‘’Yüksek uygarlığın merdiveni sanattır.’’