Üniversiteler, toplumları aydınlatan, bilgi üreten ve bu bilgiyi katma değerli ürünlere dönüştüren önemli kurumlardır. Ancak, birçok üniversite, özellikle Sütçü İmam Üniversitesi gibi Kahramanmaraş’taki kurumlar, basına yeterince değer vermiyor. Oysa basın, üniversitelerin ne yaptığını, neyi başaramadığını halka ulaştıran bir araçtır. Geçmişte, rektörler basınla bir araya gelir, üniversitelerinin faaliyetlerini ve eksikliklerini paylaşarak geri bildirim alırlardı. Ancak bu tür toplantıları ve şeffaf iletişimi uzun bir süredir göremiyoruz.

Basının temel görevi, toplumun bilgilendirilmesi ve kamuyu doğru bir şekilde bilgilendirmektir. Basın, bir yandan üniversitelerin başarılarını duyururken, diğer yandan eksikliklerini, yapılması gerekenleri gündeme taşımalıdır. Bu, kurumların gelişimine katkı sağlar ve toplumu bilinçlendirir. Kahramanmaraş'ta basın, her geçen gün daha fazla yetişmiş gençten oluşuyor ve sorularıyla yerinde, doğru cevaplar alabiliyor. Ancak üniversitelerin basına yaklaşımı, çok fazla gelişim göstermiyor.

Rektör Alptekin Yasım'ın göreve başlamasından bu yana, üniversitenin ne kadar ilerlediğini tam olarak bilemiyoruz. Ancak Kahramanmaraş’taki üniversitelerden beklentilerimiz oldukça yüksek. Özellikle üniversite-sanayi işbirliği konusunda yeterli adımlar atılmadığını düşünüyoruz. Üniversiteler sanayi ile daha yakın bir işbirliği kurmalı, gerçek hayata yönelik projeler geliştirmelidir. Bazı çalışmalar yapılmış olsa da bu çalışmaların yeterli olmadığı açık. Sanayi sektörünün en büyük sorunlarından biri, kalifiye ara eleman eksikliğidir. İşverenler, mühendis yerine ara eleman istediklerini belirtiyor. Üniversiteler, bu ihtiyaca daha fazla eğilmeli ve sadece mühendis yetiştirmekle yetinmemelidir. Çünkü sadece mühendislik diploması ile iş dünyasında kalıcı olabilmek zorlaşıyor.

Üniversiteler, Tüketici Değil, Üretici Olmalı

Üniversiteler, ülkenin geleceğine yön verecek bilgi üreticisi ve yenilikçi kurumlar olmalıdır. Ancak, şu anki durum göz önüne alındığında, çoğu üniversite üretmektense, tüketici konumuna düşmüş durumda. Çünkü yeterince araştırma ve üretim yapılmadığı için, üniversitelerin giderleri büyük ölçüde kamu vergileriyle karşılanıyor. Üniversiteler, bu kaynağı tüketmek yerine, kendi kaynaklarını yaratmalı ve toplumlarına katkı sağlamak için aktif bir rol oynamalıdır.

Üniversiteler ve Şirketler Arasında İşbirliği

Üniversiteler, şirketlerle işbirliği yaparak hem maddi hem de insan kaynağı açısından önemli bir güç oluşturabilirler. Şirketler, üniversitelerin mütevelli heyetlerinde yer almalı ve üniversite içinde bulunan laboratuvarlara destek sağlamalıdır. Bu sayede, üniversiteler sadece kamu kaynaklarına bağımlı kalmaz, aynı zamanda kendi buluşlarını geliştirip, bu buluşlar üzerinden gelir elde edebilirler. Avrupa’daki üniversiteler, zaten bu tür işbirlikleriyle gelişmiş ve büyük başarılar elde etmiştir. Biz de aynı yolu izlemeliyiz.

Kahramanmaraş’taki Üniversiteler

Kahramanmaraş’ta iki üniversite bulunuyor: Sütçü İmam Üniversitesi ve İstiklal Teknik Üniversitesi. Bu üniversitelerin sadece klasik eğitim veren kurumlar olmaktan çıkıp, araştırma ve üretim yapan, katma değeri yüksek ürünler ortaya koyan kurumlar haline gelmesi gerekiyor. İstiklal Üniversitesi kurulduğunda, Sanayi ve Teknoloji Bakanı  Mustafa Varank, Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası'na (KMTSO) gelmişti. Üniversitenin eski  rektörü Prof. Dr. Sami Özgür, bakanla yaptığı görüşmede, kalp ameliyatlarında kullanılan ithal malzemeleri üniversite bünyesinde üretme talebinde bulunmuştu. Ancak Bakan Varank, bu teklife sıcak bakmamıştı. Oysa bu, çok önemli bir fırsat olabilirdi.

Sonuç Olarak;

Üniversiteler, yalnızca eğitim veren değil, aynı zamanda araştırma ve üretim yapan, topluma katkı sağlayan kurumlar olmalıdır. Basınla daha güçlü bir iletişim kurarak, üniversitelerimizin faaliyetlerini ve eksikliklerini açıkça ortaya koymalıyız. Üniversitelerin sanayi ile işbirliğini güçlendirmeleri, kalifiye iş gücü yetiştirmeleri ve kendi kaynaklarını yaratmaları ülkemizin kalkınmasına büyük katkı sağlayacaktır. Unutulmamalıdır ki, üniversiteler sadece geleceğin bilim insanlarını yetiştiren değil, aynı zamanda ekonomik kalkınmaya yön veren önemli aktörlerdir.