İnsanımızın görüş ve düşüncelerini çok önemsiyorum. Zaman zaman bir araya geldiğimizde ise onların yaşadığımız sorunlar hakkında ki düşüncelerini soruyorum. Dün emekli bir eğitimci ile birlikteydik, okuduğu kitap, gazete, izlediği programlar özelliklede müfredat hakkında ki görüşlerini sordum. Uzun uzun anlattı, ancak bunların hepsini sizlerle paylaşmam mümkün değil. Bana göre önemli bulduğum ve bir öğrencisi ile yaşadığı anıyı sizlerel aktarmak istiyorum. Hocamız Elbistan doğumlu. Köylerinin yakınından geçen bir çay vardır ancak köyün arazisine göre aşağılarda kalmaktadır, arazi de geniş ancak susuzdur, tabi bizde herşey devletten beklenmektedir. Onlarda devlet gelsin, bu su ile arazimizi sulayalım istiyorlar. Öğrencisi, kendisine hocam siz büyük bir vebal altındasınız, çünkü şu su ile arazinizi buluşturmamışınız, ne zaman ki köyün ileri gelenleri, bu su ile araziyi kavuşturup, üretimi artırırsa, işte o zaman vebalden kurtulursunuz, demiş… Benzer bir hadise de kendim yaşamıştım. Bir bilim adamı ile sohbet etmiştim. Kendisine, bu ülke nasıl kurtulur hocam? Sorusunu yönettiğimde. “ Bir gün Bertiz köylüleri bir araya gelip, traktörün arkasına köylerinin yolunu yapacak taşları toplayıp, döşemeye başlarsa, bu ülke sıkıntılarından kurtulur…” demişti. Evet bu ülke insanı ne zaman ki, kendi sorumluluklarını yerine getirip, herşeyi devletten beklemez hale gelirlerse, ülkemizde önemli gelişmeler yaşayacağız... Bu tespiti bir tarafa koyalım.
İNSANLAR ARTIK İLGİLİ Gelelim, bu gün yaşadığımız sıkıntılar hakkında sokaktaki insan ne düşünüyor? Sorusunun cevabına aramaya. İnanın bizim insanımız herşeyin farkında. Ama yukarda ifade ettiğim gibi, aidiyet duygusu zayıf insanlar. Topu başkalarına atıp, golü yukardakiler atsın istiyor. Bu defa sanayi esnafına ziyarete gittim. Karşılıklı soru cevap fazlı başlıyor. Türkiye üzerinde kimler oyun oynuyor, ne olup bitiyor? Diye bana sordular, ben aynı soruyu kendilerine yönettim, dediğim gibi onların düşünceleri çok önemli. Ali Usta hemen devreye giriyor; “Türkiye zor günler yaşıyor, dar bir koridordan geçiyoruz ve farkındayız, 100 yıl önceden planlarını yapan derin güçler, bu planlarını tamamlamak istiyorlar. Bunu da maşaları aracılığı ile gerçekleştiriyorlar. Hesapları açık, bölgenin kaynaklarını göz dikmişler. Eyvallah! Peki bu üst akıl dediğimiz kimler? Diye soruyorum, bu defa Ahmet usta devreye giriyor. “ABD ve Batılı ülkeler.” Eyvallah! Peki yardımcıları var mı? Ali Ustam; “ Olmaz olur mu, yedi düvel bu işin içinde, Çanakkale’de karşımızda hangi ülkeler varsa, hepsi maşaları aracılığı ile bize saldırıyor, hatta bir de Almanya katıldı bu kervana, çünkü onların para musluğu da bu güçlerin elinde…” diyor. Eyvallah! Peki bu dövize ve altına ne oluyor? Sorusunu yönettiğimzed ise, vatandaşın cevabı hazır. “Sokak hareketleriyle başlayan, operasyonlara devam ediyorlar, 15 Temmuz'daki ağır saldırıyla zirveye çıkan ama şu anda bile devam eden artçı sarsıntılarla ekonomimize saldırıp ülkemizin nefesini kesmek istiyorlar, biliyoruz. Ahmet Usta (Cebindeki gazeteyi çıkartarak başlıyor okumaya)“ Efendi, bak bütün gazeteler aynı şeyleri yazıyor. Hadise şu ; 17-25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da yapamadıklarını, ekonomik darbe yaparak başarmak istiyorlar. Yani bizi diz çöktürmeye çalışıyorlar. Tabi bizim üzüldüğümüz şu, bazı vatandaşlarımız bunu göremiyor. Ya da görmek istemiyor. Altında dövizde, oyun üstüne oyun oynanıyor. Piyalarda da sıkıntı oluşturuyor tabi, insanlar şimdi, pozisyon aldılar. İnşallah bu sıkıntılarda bir gün bitecektir. Bunu inanıyoruz. Eyvallah! Anladım, bu anayasa değişikliği konusunda ne düşünüyorsunuz? Cevaplar ardı ardına geliyor. İçlerinden en yaşlısı; “ Yapılan her değişikliği yakından takip ediyorum. Referandum da gerekeni halkımız yapacaktır. Bu kadar insan herhalde yanlış yapmaz, ülkemiz için ne doğruysa kararımızı vereceğiz dedi. Buna da eyvallah! Soru ve cevaplar böyle sürerken, bu konularda farklı düşünceleri olanlarda oldu ancak gördüğüm şu ki, insanımız çoğunluğu sağduyulu ve ülke sorunlarına karşı bir fikri var. Fakat, bir şey daha var, yapılması gerekenler konusunda kendi elini de taşın altına koymalı. Haksızlık karşısında sesini yüksetmeli ve yanlışları eli ile düzetmeli. Kalın sağlıcakla.