Ölülerin arkasından yapılan dualar, okunan Fatihalar ve hatmi şeriflerin onlara ne gibi faydası var, onlar bunu duyar mı ve hisseder mi gibi sorular bel ki aklımıza gelebilir. Bunlara kısaca değinmeye çalışalım. Hz. Enes bin Malik (ra) Allah ondan razı olsun. Bu konu da Peygamberimizden (sav) şöyle rivayet etti. Allah Resulüne sordum: “ Anam- babam sana feda olsun ya Resulallah, biz ölülerimize dua ediyoruz , onlar için sadaka veriyoruz, onların yerine haç yapıyoruz. Bu onlara ulaşır mı?” dedim. Buyurdu ki : Şüphesiz ki o onlara ulaşır. Sizden birine hediye verildiğin de sevindiğiniz gibi sevinirler.” Dedi. Yine Ebu Hüreyrenin rivayet ettiği (ra) bir hadis-i şeriflerin de buyuruldu ki:” kişinin derecesi, cennette bir derece yükseltilir. Oda ya Rabbi bu ne sebeple verildi der. Oğlu yun senin için istiğfar etmesi sebebi ile” denilir. “Şüphesiz ki meyyit kabrini ziyaret edeni tanır. Kabri başında durduğu müddetçe onunla ünsiyet (dostluk ) eder”. Ukbe bin Amir Hazretlerini rivayet ettiği bir hadis-i şerifte de “ Sadaka , sahibinin kabir ateşini söndürür” diye buyurulduğunu ifade etmektedir. Kim annesinin veya babasının yahut birinin kabrini ziyaret eder de , kabri başında Yasin suresini okursa , Allah’ü teala her harfi için , okuyan kimseye yetmiş defa mağfiret eder. Dünyada iken tanıdığı kimsenin kabrini ziyaret edeni kabir de yatan tanır ve selamına cevap verir diye bildirilmektedir. Bu rivayetlerden sonra diye biliriz ki; sağlıkta ve ölümden sonrada yapılan her iyilik mutlaka karşılıksız kalmaz. Cenab-ı Hak zerre kadar da olsa iyiliğin ve kötülüğün karşılığını vereceğini Kitab-ı Keriminde ifade buyurmaktadır. Müslümanın değil eliyle ve diliyle hatta doğru ve örnek duruşu bile kendisine sevap kazandırır. Bu konu da müfessirler: “ Lisan-ı hal lisan-ı kalden daha üstündür” buyururlar. Yani doğru duruşu ile İslamı şahsında göstermesi, insanın nasihatından daha etkili olduğu bildirilmektedir. Demek ki bizlerde toplum hayatında yaşarken , tavırlarımızla, hareketlerimizle, alış verişimizle örnek olmaya çalışırsak hem sevap kazanacağız hem de diğer insanlara güzel örnek olmuş olacağız. Allah Resulunün üç nevi sünneti vardır. 1- Kavli sünneti ( yani sözle) 2 – Fiili sünneti ( yani Hareketleri ile yaptığı 3- Hali ( yani doğru duruşu ile) olmak üzere üçtür. İşte bir Müslümanın doğru duruşu da sünnet olarak değerlendirilmektedir. Rabbim iyilik yapmayı ( özellikle ölüler için çünkü onlar çoğu zaman pek aklımıza gelmiyor) doğru duruş sergilemeyi bizlere de kısmet eylesin. Alemlerin Rabbi olan Allah’a emanet olun.